Evrensel Hukukçular Platformu: Apaçık bir hukuk skandalıdır
Evrensel Hukukçular Platformu, Başbakan tarafından doğruluğu kabul edilen kayıtlarda Yargıtay Ceza Genel Kurulu için sarf edilen, 'orayla oynamış mıydık' ifadelerinin, Türkiye’deki yargı kurumlarıyla ilgili ciddi bir güvensizlik oluşturmaya neden olacağı.
Evrensel Hukukçular Platformu, Başbakan tarafından doğruluğu
kabul edilen kayıtlarda Yargıtay Ceza Genel Kurulu için sarf
edilen, 'orayla oynamış mıydık' ifadelerinin, Türkiye’deki yargı
kurumlarıyla ilgili ciddi bir güvensizlik oluşturmaya neden olacağı
belirterek “Yargı kurumlarının, yürütmenin yasamayı da kullanarak
üzerinde oynanan aygıtlar haline getirilmesi apaçık bir hukuk
skandalıdır.” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin
Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında geçen telefon dinleme
kayıtlarının doğruluğunun bugün bizzat Başbakan tarafından kabul
edilmesi üzerine yazılı açıklama yapan Evrensel Hukukçular
Platformu, “Söz konusu kayıtlarda geçen konuşmalar, yargıya yürütme
tarafından müdahale edildiğinin en açık ispatıdır. Ayrıca
Başbakan’ın kayıtlardaki konuşmalarını normalmiş gibi savunup,
“bakanıma davayı yakından takip et dememden daha doğal ne var”
demesi, yürütmenin ihtiyaç duyduğunda yargıya müdahale etmeyi gayet
normal bir uygulama gibi görmeye başladığını göstermiştir. Bir
hukuk devletinde, davadaki taraflar kim olursa olsun, hiçbir kişi
ya da kurumun yargılamaya müdahale hakkı yoktur. Böyle bir hak
olmadığı gibi, adil yargılamayı etkilemeye çalışmak, Türk Ceza
Kanunu’nun 288. maddesine göre de suçtur.” şeklinde konuştu.
FİŞLEME VE AYRIMCILIĞIN BOYUTLARI
Ayrıca söz konusu kayıtlarda, Başbakan’ın
dönemin Adalet Bakanı’na bir işadamının davası ile ilgili baskı
yaparak davaya müdahil olmasını istemesi ve o işadamı hakkında
verilen beraat kararından rahatsız olarak ceza almasını
istemesinin, bu ülkede faaliyet gösteren bütün hür teşebbüsler
için, endişe, korku ve baskı unsuru olduğu vurgulandı.
Platformun açıklamasında “Yine Başbakan
tarafından doğruluğu kabul edilen kayıtlarda Yargıtay Ceza Genel
Kurulu için sarf edilen, 'orayla oynamış mıydık?' ifadeleri,
ülkemizdeki yargı kurumlarıyla ilgili ciddi bir güvensizlik
oluşturmaya neden olacaktır. Yargı kurumlarının, yürütmenin
yasamayı da kullanarak üzerinde oynanan aygıtlar haline getirilmesi
apaçık bir hukuk skandalıdır. Son HSYK düzenlemesinde de görüldüğü
üzere yürütme, yargıyı kontrol alma adına istediği kurumla istediği
şekilde oynamayı bir alışkanlık haline getirmekte hatta bu
oynamaları kendi yetkisi dahilinde görmektedir. Söz konusu
kayıtlarda dönemin Adalet Bakanı tarafından, kararı veren hakimle
ilgili mezhebine dayandırılarak yapılan yorumlar, fişlemenin ve
ayrımcılığın hangi boyutlara ulaştığını bizlere göstermektedir.
Anayasamızın 10. Maddesinde 'Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet,
siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle
ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.' denildiği halde,
bizzat dönemin Adalet Bakanı tarafından bu ayrımcılığın yapılması
vicdanları daha da yaralamıştır.” ifadelerine yer verildi.
“İFADELER, YARGIDA KADROLAŞMANIN
İSPATI”
Kayıtlarda Adalet Bakanlığı tarafından
yapılan hakim alımlarıyla ilgili bölümde geçen, ‘2000 hakim
arkadaşımızı transfer ediyoruz’ ifadelerinin, yargıda mevcut
hükümet eliyle yapılmaya çalışılan kadrolaşmanın ispatı olduğuna
işaret edilerek “Yazılı sınavı kazandıkları halde, mutlaka mülakata
alınan hakim adaylarının seçiminde, objektiflikten ve hakkaniyetten
uzak bir anlayışla, iktidara yakın “arkadaşların” tercih edildiği
böylelikle ortaya çıkmıştır. Yukarıda sıraladığımız, hukuku hiçe
sayan, adalete müdahaleyi olağan gören, ayrımcılığın, fişlemenin ve
partizanlığın yargıyı çepeçevre sardığını gösteren ifadelerin biri
bile, demokratik bir ülkede hükümetin ve Başbakan’ın istifa
etmesini gerektirmektedir. Yaşanan bu hukuk garabetleri, yargıya
olan güveni her geçen gün daha da azaltmakta, toplumda adalete olan
güveni yok etmektedir.” denildi.
“SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Evrensel Hukukçular Platformu, “Her şeye
rağmen inancımız, bütün bu hukuksuzluklardan kurtulmanın ve daha
demokratik bir ülke olmanın yolu, yine hukuktan geçmektedir.
Elbette ülkemizde yargı yeniden bağımsızlığına ve tarafsızlığına
kavuşacak, yapılan tüm bu hukuksuzlukların hesabı yine hukuk içinde
kalınarak sorulacaktır. O güne kadar hukuku savunmaya devam edecek
ve her türlü hukuksuzluğa karşı sesimizi yükseltmeye devam
edeceğiz.” karalılığını bildirdi. CİHAN
Yorumlar