BBP Burdur İl Başkanı Türksoy: Hükümet millete zulmediyor

Büyük Birlik Partisi (BBP) Burdur İl Başkanı Mehmet Türksoy, AK Parti hükümetinin millete zulmettiğini söyledi.

Büyük Birlik Partisi Belediye başkan adayı Akın Özçelik ve İl Başkanı Mehmet Türksoy, partililerin de katıldığı bir basın toplantısı düzenledi. Basın açıklamasını BBP Burdur Belediye başkan adayı Akın Özçelik’le beraber yapan BBP İl Başkanı Mehmet Türksoy, hükümetin yaptığı yanlışlar ve zulümleri kamuoyu ile paylaştı. Başkan Türksoy, “17 Aralık bu ülkenin yolsuzluk, rüşvet kirli ilişkiler yumağından arınma, kurtulma fırsatı iken AKP hükümeti Sayın Başbakan ve ekibi tarafından bu fırsat bilerek ve isteyerek geri tepildi ve ülkemiz milletimiz adına tarihi bir fırsat kaçtı. Bu fırsatla birlikte bu ülkenin yolsuzluk, hırsızlık, kirli ilişkiler, terör örgütleri, ihanet şebekeleri ve gerçek paralel yapıların karşısında mücadele eden güçler zaafa uğratıldı. Bu yapılarla mücadele eden, takip eden, yakalayan, yargılayan birimler tasfiye edilerek, yerine yeni ve konuların dışında eğitim almış görevliler atanarak, devletin hafızası bilinçli ve kasıtlı olduğunu düşündüğümüz bir şekilde silindi, sıfırlandı. Bizlerin bu hareketi masum olarak görmemiz düşünülemez. Hele hele doğu, güneydoğu bölgemizde tüm zalimliği ile güçlenerek varlığını devam ettiren bir terör örgütü ve bölünmeyi, bölücülüğü, özerkliği dilinden düşürmeyen ayrılıkçı hain PKK örgütü ve örgüt yandaşları AKP hükümetiyle içeriği belirsiz kirli bir pazarlık halindeyken. Bizim bu tavsiye işlerini asla masum olarak görmemiz mümkün olmayacak. Ayrıca bu olaylardan sonra bir cinnet hali belirtisi gösteren hükümet hukukun üstünlüğüne dayalı özgürlükçü, çağdaş ve ileri demokrasi vaatlerini çöpe atıp gerçek arzu ve isteklerini ortaya çıkardı. Yargı, yasama, yürütme üzerinde korkunç bir baskı kurarak insan hakları ve özgürlükler alanını daraltıp yok etmek üzere bir politika geliştirdi. Ülkemizde ve bölgemizde daralan, içe kapanan çağdaş dünyaya kapıları kapatmayı vadeden bir hükümet çıktı ortaya. Hatta işi o kadar ileri götürdü ki halkına zulüm vadeden, yok etmeyi vadeden, kin ve nefret vadeden bir seçim kampanyası yürüten iktidarla karşı karşıya kalıverdik.” diye konuştu.

İktidarın kendinden başka herkesi ötelediğini belirten Başkan Türksoy, “Bu da oldu dedirtecek, tarihe kara bir leke olarak işlenecek, hakkında hiçbir belge bilgi olmayan, yargılanmamış, ceza almamış, varlığı kanıtlanmamış bir yapıdan bahisle, bunu bir cemaatle, bir grupla, bir camia ile özdeşleştirerek kısaca halkıyla özdeşleştirerek buradan esnafa, memura, öğrenciye yani millete zulüm vadeden bir parti bir iktidar çıktı karşımıza. Artık bu akılla, izanla mukayese edilmez bir durumdur. Hele hele ülkemizi dünyanın 160 ülkesinde gururla temsil eden, oralara dilimizi kültürümüzü götüren, inancımızı yaşayan ve yayan, binbir zorluklarla orada milletimizi temsil eden, buradaki emeklerinin karşılığı olan, ülkemizin bugüne kadar yaptığı devamlılığı olan en büyük sivil organizasyonu Türkçe Olimpiyatlarını yasaklamayı vadeden bu iktidar nasıl bir zihniyette olduğunu açıkça ortaya koymuş bulunuyor. Sivil bir organizasyon olan ve milletimizin yüzde 90'ının gururla, taktirle bahsettiği, sevdiği, sevindiği, övündüğü bu organizasyonu diktatör edasıyla yaptırmam demek ne hukukla ne de demokrasi ile izah edilebilir. Hukuk dışı attığı adımlara yasakçı bir anlayışla tahribatlarına devam edeceği sinyali veren, zulümlerini artırmayı vadeden AKP'ye verilen her oy insan hakları, demokrasi, bireysel hak ve özgürlükler önüne örülen duvara bir tuğla, bir mala harç olarak veya baskı, zulüm, sindirme politikası olarak dönecektir. Geldiğimiz nokta onu gösteriyor ve AKP tüm yönetim kadrosu ile başta baş bakan olmak üzere millete sandıktan sonra zulüm vadediyor. Biz binlerce yıl sevgi, barış, hoşgörü ve adaletle dünya barışına sancaktarlık yapmış, insanlığa ışık saçmış bir ecdadın torunları olarak bugünkü nefret dilinin tarihimize, kültürümüze ve inanç değerlerimize yakışmadığını söylüyoruz. İktidarı uyarıyoruz, derhal bu tavrınızdan vazgeçin, milletimizin barışa, sevgiye, hoşgörüye, milli bir bütünlüğe ihtiyacı var. Birliğe, büyük birliğe ihtiyacı var.” şeklinde sözlerini tamamladı. CİHAN