UNESCO Dünya Miras Komitesi 40. Toplantısı Açılış Töreni

- Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş: - "Hiç kuşkusuz, savaşa, çatışmalara, işgal ve baskılara karşı, teröre karşı hep beraber bir siyasi iradeyi ortaya koyacağız. Ama bunun ötesinde insanlığın bu kötüye, kaos ve krizlere karşı vereceği en büyük cevap ise kültürel eserleri, medeniyet eserlerini ve sanat eserlerini çoğaltmak olacaktır. İnsanlığın yer yüzünde bıraktığı güzelliklerin ve iyiliklerin kalıcı olduğu, insanların bunlarla hatırlanacağı, sevileceği, aksine savaşı, yıkımı ve kaosu seçenlerin unutulacağı ve ancak mağdurların ve mazlumların zihninde yer bulabileceği açıktır" - "Özellikle Türkiye'nin de içinde bulunduğu bu coğrafyada, terörün her türlüsünün icra edildiği, sadece insanların değil, sadece çocukların, gençlerin, kadınların, ihtiyarların değil, aynı zamanda acımasızca tarihin de kültürün de katledildiği bir coğrafyada bu toplantının yapılması, teröre karşı dayanışma bakımından verilecek en önemli mesajlardan birisidir" - "Dünya kültürel mirasının korunması için Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak üzerimize düşen her türlü sorumluluğu, sadece uluslararası anlaşmalar ve yükümlülüklere uymak bakımından değil, bu çerçevede üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getirmekte olduğumuzu ve getireceğimizi bir kere daha ifade etmek istiyorum"

Google Haberlere Abone ol
UNESCO Dünya Miras Komitesi 40. Toplantısı Açılış Töreni

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Hiç kuşkusuz, savaşa, çatışmalara, işgal ve baskılara karşı, teröre karşı hep beraber bir siyasi iradeyi ortaya koyacağız. Ama bunun ötesinde insanlığın bu kötüye, kaos ve krizlere karşı vereceği en büyük cevap ise kültürel eserleri, medeniyet eserlerini ve sanat eserlerini çoğaltmak olacaktır. İnsanlığın yer yüzünde bıraktığı güzelliklerin ve iyiliklerin kalıcı olduğu, insanların bunlarla hatırlanacağı, sevileceği, aksine savaşı, yıkımı ve kaosu seçenlerin unutulacağı ve ancak mağdurların ve mazlumların zihninde yer bulabileceği açıktır." dedi.

Kurtulmuş, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen UNESCO Dünya Miras Komitesi 40. Toplantısı açılış törenindeki konuşmasında, İstanbul'un üç büyük küresel medeniyete ev sahipliği yaptığını ve bu üç medeniyetin de izlerini bugüne kadar taşımayı başardığını dile getirdi.

Toplantının İstanbul'da ve böylesine önemli bir dönemde gerçekleşmesinin değerli olduğuna işaret eden Kurtulmuş, katılımcılara şöyle seslendi:

"Özellikle Türkiye'nin de içinde bulunduğu bu coğrafyada, terörün her türlüsünün icra edildiği, sadece insanların değil, sadece çocukların, gençlerin, kadınların, ihtiyarların değil, aynı zamanda acımasızca tarihin de kültürün de katledildiği bir coğrafyada bu toplantının yapılması, teröre karşı dayanışma bakımından verilecek en önemli mesajlardan birisidir diye düşünüyorum. Bundan dolayı da sizlere ayrı ayrı teşekkürü Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti adına bir borç biliyorum."

Kurtulmuş, UNESCO'nun geride bıraktığı 71 yıl boyunca eğitim, bilim ve kültürü ön plana çıkardığını, toplumsal refahın temeli olarak da bu üç ana unsuru kabul ettiğini, bunların gelişmesini desteklediğini, ayrıca eğitim, kültür ve bilimdeki gelişmenin barış, istikrar ve güvenliğe de katkı sağlayacak en önemli hususlar olduğunun idraki içinde çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı. Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İşte bu nedenledir ki günümüz dünyasında UNESCO, değer ve ideallerini, bunların çağımızın olumsuz eğilimlere karşı mücadelede daha etkin kullanılması için daha etkin bir UNESCO'ya da ihtiyacımız olduğunu da bir kere daha ifade etmek isterim. Hatta bu ihtiyacımız, UNESCO'nun kurulduğundan bu yana belki hiçbir dönemde olmadığı kadar önemli bir ihtiyaçtır. Çünkü bir tarafta savaş ve çatışmanın, sömürü ve baskının, işgaller ve iç savaşların nedeni müsamahasızlık, hoşgörüsüzlüktür. Ayrıca farklı kültür ve inançlara saygı duymamaktır, başkasına değer vermemektir. Bunu aşmamızın yolu da insana, insan bireyine ve insanın ürettiklerine saygılı davranmak ve bu çerçevede insanın düşüncesine, varlığına, farklılıklarına, kültürüne saygı duymaktır. İşte bu çerçevede UNESCO günümüz dünyasında çok daha etkin bir şekilde çalışmak, çok daha etkin bir şekilde dünyada fonksiyon görmek durumundadır. Savaşsız ve çatışmasız bir dünyayı inşa edebilmemiz için, eğitim, bilim ve kültür temelinde aramızdaki dayanışmayı geliştirmek mecburiyetindeyiz, iş birliğimizi güçlendirmek mecburiyetindeyiz. Eğitim ve bilimin yanında çocuklarımızın insanlığın ortak kültürel ve doğal mirasını koruma bilincine kavuşmalarını sağlamak durumundayız."

Evrensel mirasa aidiyetin, gelecek nesillere verilebilecek en temel duygulardan biri olduğunu belirten Kurtulmuş, bu bağlamda Dünya Miras Komitesi'nin görev ve sorumluluğunun büyük ve önemli olduğuna işaret etti.

Kurtulmuş, komitenin varlık, etkinlik ve görünürlüğünü daha yüksek seviyelere çıkarmanın da toplantının ve UNESCO'ya güç veren devletlerin ortak sorumluluklarından biri olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'nin bu konudaki iradesi eksiksizdir, tamdır. Türkiye, UNESCO'nun kurucu üyesi ve icra organlarının yönetiminde aktif sorumluluk üstlenen bir ülke olarak, genelde UNESCO'nun ve özelde de Dünya Miras Komitesi'nin etkin ve başarılı çalışmasına yönelik katkılarını sunmaya devam edecektir. Sözleşmenin 192 taraf devletinin tamamının da aynı bilinçle çalışacağı ve aynı bilinçle bu sürece katkıda bulunacağına inanıyoruz." dedi.

- "İçlerindeki iyiyi, ruhlarındaki, hayallerindeki güzeli, sonraki nesillere bırakmak için bu eserleri verdiler"

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, insanın maddi ve manevi gelişiminin tezahürünün medeniyet kelimesiyle özetlenebilecek insani varlık, kültürel varlık olduğunu dile getirerek, "Hatta diyebiliriz ki medeniyet iki kelimeden, iki aşamadan oluşur. Birisi tahayyüldür, birisi tasavvurdur. Yani birisi insanın iç dünyasındaki zihin dünyasını düşünmesi, bunu bir şekilde ifade etme gücü, bu ifade ettiği gücü ise tasavvura, surete dönüştürmesi ise medeniyetin kalıcı eserlerini oluşturur. Tarih boyunca medeniyet değerleri, insanoğlunun zihnindeki ve ruhundaki aşkın olanın, manevi olanın, insani olanın ve iyi olanın, doğru olanın tezahürüyle ortaya çıkmış olan gelişmelerdir. İnsanoğlunun amacı da medeniyetlerin amacı da bu eserleri ortaya koyanların amacı da ruhumuzdaki iyiyi, güzeli, doğruyu, aşkın olanı sonraki nesillere aktarmaktır." diye konuştu.

Sanat eserlerine bakıldığında ortak güzele, ortak iyiye ulaşmak için bu amaç çerçevesinde hareket eden insanların eserlerinin görüldüğünü anlatan Kurtulmuş, söz konusu eserlerin, kötünün, kaosun, savaşın, adaletsizliğin geçici olduğunu, insanların yeryüzünde iyi olanı, güzel olanı bir mirasla bırakarak arınmak istediğini kültürel ve medeniyet mirasının bütün insanlığa öğrettiğini söyledi.

Kurtulmuş, "Tıpkı Süleymaniye'yi yapan Mimar Sinan gibi tıpkı Ayasofya'yı yapan Miletli Isidoros gibi tıpkı Michelangelo gibi ve hatta isimleri bize ulaşmamış, büyük eserlerin büyük mimarları, büyük sanatların büyük sanatkarları gibi bütün bu insanlar içlerindeki iyiyi, ruhlarındaki, hayallerindeki güzeli, sonraki nesillere bırakmak için bu eserleri verdiler." ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, çatışmalar ve ayrışmalar içindeki dünyaya verilebilecek en güzel cevabın sadece politik cevaplar olmadığının altını çizerek, "Hiç kuşkusuz, savaşa, çatışmalara, işgal ve baskılara karşı, teröre karşı hep beraber bir siyasi iradeyi ortaya koyacağız. Ama bunun ötesinde insanlığın bu kötüye, kaos ve krizlere karşı vereceği en büyük cevap ise kültürel eserleri, medeniyet eserlerini ve sanat eserlerini çoğaltmak olacaktır. İnsanlığın yer yüzünde bıraktığı güzelliklerin ve iyiliklerin kalıcı olduğu, insanların bunlarla hatırlanacağı, sevileceği, aksine savaşı, yıkımı ve kaosu seçenlerin unutulacağı ve ancak mağdurların ve mazlumların zihninde yer bulabileceği açıktır." diye konuştu.

- "İnsanlığın ortak servetini beraberce korumamız gerektiğine gönülden inanıyoruz"

Binlerce kültür varlığını korumak için bu iyilikten hareket eden, iyiliği yayan anlayışı UNESCO'nun devam ettirmesi gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Bizlerin görevi, bu iyilik ve güzelliklerin tanıkları olan eserleri çoğaltmak, geliştirmek, korumak, yaşatmak ve sonraki nesillere aktarmaktır. Uluslararası camia olarak şiddeti tetikleyen sebeplere karşı, farklılıklarımızı aşarak, birlikteliklerimizde buluşmamız, uzlaşma kültürünü toplumlarımızda hakim kılmamız, süre giden çatışmaların sona ermesi için el birliğiyle çalışmamız ve beraber yaşamayı eksiksiz öğrenmek suretiyle, binlerce yıllık medeniyet birikimimizin yok edilmesini önlememiz gerekiyor. İşte, kadim şehirleri harabeye çeviren bu anlayış sadece eli silahlı olanların anlayışı değil, bu anlamda hoşgörüsüzlüğü, sabırsızlığı ve tahammülsüzlüğü yayanların dünyasının ortaya çıkardığı bir sonuçtur.

Eğer biz bu evrensel değerleri korumazsak, bu kültürel ve zihni zemini oluşturamazsak, gelecek nesillere bırakacak tarihi ve kültürel eserlerimiz kalmadığı gibi gelecek nesillere aktaracağınız üstün evrensel değerlerden de söz etmek mümkün olmayacaktır. Bizi gelecek nesiller de 'üstün evrensel değerleri ve eserleri bize bıraktılar' diye değil, 'üstün evrensel değerlerin ve eserlerin bize ulaşmasını umursamadılar' diyerek anacak ve belki bu anlamda tarihin önemli sayfaları içerisinde önemsiz bireyler olarak yer alacağız. Bu nedenle ecdadımızdan bize intikal etmiş kültürel ve doğal mirası, kime ait olurlarsa olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar hep birlikte sahip çıkmamız ve insanlığın ortak servetini beraberce korumamız gerektiğine gönülden inanıyoruz."

Numan Kurtulmuş, Dünya Miras Komitesinin küresel anlamda en saygın hükümetlerarası kurumlardan birisi olduğunu, yürüttüğü görevinde en önemli insani görevlerden birisi olduğuna inandığını ifade ederek, "Dünya kültürel mirasının korunması için Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak üzerimize düşen her türlü sorumluluğu, sadece uluslararası anlaşmalar ve yükümlülüklere uymak bakımından değil, bu çerçevede üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getirmekte olduğumuzu ve getireceğimizi bir kere daha ifade etmek istiyorum." dedi.

Yorumlar