Uluslararası Yatırımcılarla Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (4) - "Olağanüstü hal uygulamalarına dayanılarak ekonominin işleyişine en küçük bir şekilde müdahale edilmemiştir, edilmeyecektir. Ülkemizdeki olağanüstü hal uygulaması tamamen, Avrupa Birliği prosedürlerine uygundur" - "Demokrasi ile yönetilen bir ülkede darbe var, 238 şimdilik şehidim var, 2 bin 200'e yakın yaralım var. Sen hala kalkıyorsun 'endişeliyiz' diyorsun. Bunun faillerine, sen nasıl kalkarsın da hala şefkat elini uzatırsın ya? Böyle bir şey olabilir mi? Asla attığımız adımlardan taviz vermeyeceğiz. Çünkü biz, istisnaları bir kenara koyuyorum, bu katillere, bu darbenin faillerine eğer acımaya kalkarsak, acınacak hale geliriz. Bunu yapmayacağız" - "İki şeyi gerçekleştirmek zorundayız. Bir, ilan ettiğimiz bu olağanüstü hal neye yaramıştır veya neye yaramaktadır? Devletin işleyişini hızlandırmak. Bunu hızlandırırken devletin yeniden yapılanması sürecini başlattık. İki, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeniden yapılanması sürecini başlattık. Buna ihtiyacımız vardı. Bu adımın atılması gerekiyordu. Eğer bu adımı atmayacak olursak işte bu FETÖ'cüler, metöcüler Silahlı Kuvvetlerimizi işgal eder ve ondan sonra da kalkar milletin vergileriyle, milletin verdiği paralarla aldığı uçakları, tankları, topları milletine doğrultur. Bu adımı atmak zorundayız"

Google Haberlere Abone ol
Uluslararası Yatırımcılarla Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Olağanüstü hal uygulamalarına dayanılarak, ekonominin işleyişine en küçük bir şekilde müdahale edilmemiştir, edilmeyecektir. Ülkemizdeki olağanüstü hal uygulaması tamamen Avrupa Birliği prosedürlerine uygundur." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen, "Uluslararası Yatırımcılarla Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, darbe girişimi günlerinde yaptıkları Milli Güvenlik Kurulu, Bakanlar Kurulu ve diğer tüm toplantılarda ekonomiyi asla gündemden düşürmediklerini belirtti.

İlan edilen olağanüstü halin (OHAL) neye yaradığını bilmek gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir, devletin işleyişini hızlandırmak. Bunu hızlandırırken, devletin yeniden yapılanması sürecini başlattık. İki, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeniden yapılanması sürecini başlattık." diye konuştu.

Erdoğan, buna ihtiyaç olduğunu ve bu adımın atılması gerektiğini vurgulayarak, "Eğer bu adımı atmayacak olursak işte bu FETÖ'cüler, metöcüler Silahlı Kuvvetlerimizi işgal eder ve ondan sonra da kalkar milletin vergileriyle, milletin verdiği paralarla aldığı uçakları, tankları, topları milletine doğrultur. Bu adımı atmak zorundayız." ifadesini kullandı.

Hala bunda tereddüt edenleri görünce üzülmemenin mümkün olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Bugün değilse ne gün? Bütün bu olaylar olduktan sonra ne zaman? Bunda artık duramayız, bu adımı atmak zorundayız. Bu adımı atacağız ki bu ülke bir daha bu tür olayları yaşamasın. Ekonomi alanındaki reformları süratle hayata geçirme kararlılığımızı her fırsatta vurguladık, vurguluyoruz. TBMM'de bekleyen ekonomik refah paketlerinin süratle yasalaştırılması konusunda arkadaşlarımızla hemfikiriz. Darbe girişimiyle ilgili süreçler, kanun hükmünde kararnamelerle yürütüldüğü için Meclis gündeminin tıkanması, ekonomik reform paketlerinin ötelenmesi, söz konusu değildir. Türkiye bu süreçte demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere, hukuka olan bağlılığını hiçbir şüpheye yer kalmayacak şekilde ispat etmiştir. Atılan her adım Anayasa ve yasalara uygun olarak gerçekleştirilmiş, Meclis ve hükümet, çalışmalarına ara vermeden devam etmiştir. Olağanüstü hal uygulamalarına dayanarak ekonominin işleyişine en küçük bir şekilde müdahale edilmemiştir, edilmeyecektir. Ülkemizdeki olağanüstü hal uygulaması tamamen Avrupa Birliği prosedürlerine uygundur."

- "Almanlar bunu gayet iyi görürler"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 aylık olağanüstü hal ilan edildiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birileri dışarıdan 'Olur mu?'... Darbeye karşı takdir ediyoruz, ama gelişmelerden endişeliyiz. Bu kadar kişinin tutuklanması, açığa alınması...' filan, falan. Tavsiye ediyorum, Doğu Almanya, Batı Almanya... O süreci bir incelesinler, acaba ne kadar kişi açığa alınmış, ne kadar kişi içeri alınmış. Orada şu anda bize nasihat etmeye kalkan Almanlar bunu gayet iyi görürler diye düşünüyorum. Bunları bizler hep inceledik. Batının neler yaptığını bu konularda çok iyi biliyoruz. Biz darbe girişimi gibi çok daha ağır bir saldırıya maruz kalmamıza rağmen, pek çok alanda Avrupa ülkelerinde geçerli olağanüstü halden daha yumuşak bir uygulama içindeyiz."

Fransa'nın 3+3+6 ay olmak üzere, bir yıllık olağanüstü hal kararı aldığına işaret eden Erdoğan, "Demokrasi ile yönetilen bir ülkede darbe var, 238 şimdilik şehidim var, 2 bin 200'e yakın yaralım var. Sen hala kalkıyorsun 'endişeliyiz' diyorsun. Bunun faillerine sen nasıl kalkarsın da hala şefkat elini uzatırsın." dedi.

Atılan adımlardan asla taviz verilmeyeceğini belirten Erdoğan şöyle konuştu:

"Çünkü biz eğer, istisnaları bir kenara koyuyorum, bu katillere, bu darbenin faillerine eğer acımaya kalkarsak, acınacak hale geliriz. Bunu yapmayacağız. Ülkemin huzuru için, ülkemin refahı için, bu sokaklara, milyonlarca kişinin iniş sebeplerini ortadan kaldırmak için biz adımlarımızı kararlı bir şekilde atacağız. Her kim ki yaşanan sıkıntılara bakarak, Türkiye'yi kendi iç meseleleriyle uğraşan, küresel gündemden kopmuş bir ülke olarak görüyorsa yanıldığını, yanlış düşündüğünü, hatalı analiz yaptığını bilmelidir. Biz yaşadığımız sıkıntıların bir bölümünün, amacının tam da bu olduğunu, yani Türkiye'yi dünyadan kopartarak içine kapatmak olduğunu çok iyi biliyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen için, "Bu işin faili midir? Bu işin başında mıdır? Bunu bilmiyoruz" diyecek kadar dünyadan bihaber olanlar bulunduğunu belirterek, bütün deliller ve belgelerin ortada durduğunu bildirdi.

Milli Güvenlik Kurulları'nın ülkelerin en yüksek güvenlik kurulları olduğunu ve tavsiye kararı aldığını anlatan Erdoğan, Bakanlar Kurulu'nun da bu tavsiye kararlarını karara bağlayıp, uygulamaya koyduğunu, bunların yapıldığını ve Amerika'ya da gönderildiğini kaydetti.

- "Hala ülkenizde saklamaya, barındırmaya devam ediyorsunuz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizden bunca teröristler istediniz. İstediğiniz bu teröristler için biz sizden belge istemedik ya. Eğer, dedik ki 'Amerika bizden bu teröristi istiyorsa, bizim de şu anda cezaevimizde yatıyorsa, biz verelim gitsin' demişizdir. Göndermişizdir. Biz nasıl bir stratejik ortağız ki ben sizden ülkem adına, Milli Güvenlik Strateji Belgesi içerisine girmiş, böyle birisini istiyorum, siz hala onu ülkenizde saklamaya, barındırmaya devam ediyorsunuz." dedi.

FETÖ'nün en önemli maddi kaynaklarının Amerika'da olduğuna işaret eden Erdoğan, "Charter school"larla yılda 200, 300 milyon dolar elde ettiklerini vurguladı.

"Bunları görmeyecek kadar siyasetten uzak yaşamak mümkün mü?" ifadelerini kullanan Erdoğan, Amerikan Parlamentosu'nda parayla desteklenen kişileri, bu ülkeye bildirdiklerini de aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bize aynen söyledikleri şey şu, 'parayı iade etmeye başladık'. Bunları yaşayan bir insanım." diye konuştu.

İngiliz parlamentosundaki milletvekillerinden birinin de bu örgütten para aldığının basında ortaya çıktığını anlatan Erdoğan, "Bizim dilimizde bu, siyaseti satın alma operasyonudur. Bu adamlar bunu yapıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tek çıkış yolunun gelişmiş dünyaya entegre olmaktan geçtiğini hiçbir zaman akıllarından çıkarmadıklarını belirterek, çeşitli ülkeler ve kurumlar arasındaki görüş farklılıklarının ekonomik hedefler için asla bir engel olmayacağını kaydetti.

Avrupa Birliği ülkelerinin kendi aralarında dahi çok ciddi görüş ayrılıkları bulunduğuna vurgu yapan Erdoğan, ABD, Rusya, Çin gibi dev ekonomiler başta olmak üzere, dünyadaki tüm önemli güçlerin arasındaki siyasi görüş farklılıklarının herkesin malumu olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Diğer ülkeler söz konusu olduğunda sorun teşkil etmeyen siyasi görüş ayrılıklarının Türkiye için kırılma noktası olarak görülmesi samimi bir değerlendirme olamaz. Hele bu görüş farklılıklarının söz konusu ülke menşeli şirketler için bir yaptırıma dönüşebileceği endişesi, tamamen yanlıştır." dedi.

Türkiye'nin bulunduğu coğrafi konum itibarıyla takdir edilmesi gereken bir özelliği de bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, "İçinde bulunduğumuz bölgede terör merkezli krizler çıkartılmasına engel olamayabiliriz ama bu krizlerin bizi yürüdüğümüz yoldan çıkartmamasını sağlamak kendi elimizdeydi ve biz bunu başardık." ifadesini kullandı.

- "Avrupa'yı biz koruduk"

Göçmen krizinde dahi yaşanan gerilime ve görüş farklılıklarına rağmen, Avrupa'yı, Batı ülkelerini sorumsuzca sıkıntıya sokacak adımlar atmadıklarını kaydeden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Daha açık konuşuyorum. Avrupa'yı biz koruduk yahu. 3 milyon Suriyeli ve Iraklı mülteciyi ülkemizde barındırmak suretiyle Avrupa'yı biz koruduk yahu. Avrupa verdiği sözleri şu ana kadar tutmadı, hala yerine getirmedi. Bakın bize, bu yıl sonuna kadar 3 milyar avro... Bu parayı bize vermeyecek, bizim bütçemize girmeyecek. Suriyeliler için, Iraklılar için harcanacak olan bu para, ne yazık ki hala bize gelmiş değil."

(Sürecek)


Yorumlar