"Orta sınıfa sahip toplumlarda darbenin başarı şansı yok"

- SAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hira: - "Özal döneminde atılan ekonomik reformlara yönelik adımlar, 2002'de AK Parti'nin iktidara gelmesiyle devam etmiş ve bu süreçlerin sonunda toplumun farklı kesimlerinde refah düzeyinin artması, Türkiye'de orta sınıfın oluşmasıyla sonuçlanmıştır. Sosyolojik olarak bakıldığında orta sınıfa sahip bir toplumda askeri müdahalelerin başarı şansı ve meşruiyeti yoktur" - "Toplum, geniş bir katılımla girişimin hemen başında tek yürek olarak basının da desteğiyle darbeyi durdurmayı, geri püskürtmeyi başarmıştır. Bu, darbeler tarihinde örnek bir olay olarak incelenecek pek çok unsuru barındıran bir direniş hikayesidir"

Google Haberlere Abone ol
"Orta sınıfa sahip toplumlarda darbenin başarı şansı yok"

SAKARYA (AA) - İBRAHİM YOZOĞLU - Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Hira, 15 Temmuzdaki darbe girişiminin sosyoekonomik boyutuna ilişkin, "Özal döneminde atılan ekonomik reformlara yönelik adımlar, 2002'de AK Parti'nin iktidara gelmesiyle devam etmiş ve bu süreçlerin sonunda toplumun farklı kesimlerinde refah düzeyinin artması, Türkiye'de orta sınıfın oluşmasıyla sonuçlanmıştır. Sosyolojik olarak bakıldığında orta sınıfa sahip bir toplumda askeri müdahalelerin başarı şansı ve meşruiyeti yoktur." dedi.

Hira, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine yönelik sosyal bilimciler tarafından gelecekte daha derin analizlerin yapılacağını söyledi.

15 Temmuz'un demokrasi tarihinde bir milat oluşturacağını ifade eden Hira, "Bu günlerde bir slogana dönüşen ve durumu iyi özetleyen ifadeyle, 'millet darbeye darbe yapmıştır'. Artık 15 Temmuz'dan önce ve sonra ayrımı üzerinden, siyasal ve sosyolojik pek çok değerlendirmeler gündeme gelecektir." diye konuştu.

- "Muhtemel bir darbenin hiçbir toplumsal meşruiyeti mümkün değil"

Hira, toplumun, mevcut iktidara karşı bir güven sorunu yaşamadığını ve buna daha detaylı sosyolojik gerekçeler gösterilebileceğini belirterek, şöyle konuştu:

"AK Parti'nin 15 yıla yakın süreçte izlediği sosyo-ekonomik politikalar ve reformlar var. Özal döneminde atılan ekonomik reformlara yönelik adımlar, 2002'de AK Parti'nin iktidara gelmesiyle devam etmiş ve bu süreçlerin sonunda toplumun farklı kesimlerinde refah düzeyinin artması, Türkiye'de orta sınıfın oluşmasıyla sonuçlanmıştır. Sosyolojik olarak bakıldığında orta sınıfa sahip bir toplumda askeri müdahalelerin başarı şansı ve meşruiyeti yoktur. Mısır'daki darbeyi bu anlamda düşünebiliriz. Elbette farklı faktörler de hesaba katılarak bir mukayese yapılabilir ama Mısır'ın henüz teşekkül etmiş bir orta sınıfa sahip olmadığını temel bir fark olarak gösterebiliriz. Dolayısıyla normal şartlarda yaşanan bu felakete rağmen, ekonominin normal seyrinde devam etmesi, değerIendirmemizi haklı kılmaktadır."

Vatandaşların 15 Temmuz darbe girişimi sonrası nasıl bir demokratik bilince sahip olduğunu, iradesine sahip çıkma cesaret ve olgunluğunu tüm dünyaya kanıtladığını dile getiren Hira, "Toplumumuzun askere yönelik algısında bir değişiklik olmadığını, darbeye iştirak edenlerle darbe karşıtı olan vatansever askeri birbirinden net bir şekilde ayırt ettiğini görmekteyiz." şeklinde konuştu.

Her darbenin siyasi, ekonomik ve kültürel planda Türk toplumunu zayıflattığını, toplumun kendini tekrar toparlayabilmesinin, ayağa kalkıp tekrar tarihsel hamlelerine devam edebilmesinin uzun zaman aldığını dile getiren Hira, Türkiye'nin her ayağa kalkma hamlesinin yeni darbelerle durdurulmaya çalışıldığına dikkati çekti.

Hira, "Son darbe girişimini de dikkate aldığımızda bu darbe tehditlerini hala atlatamadığımız anlaşılmaktadır. Yalnız 15 Temmuz bundan sonra darbelerin kolay gerçekleşemeyeceğine dair bir kanaat oluşturmaktadır. 'Türkiye'de artık darbe olamaz' şeklinde kesin bir yargıya da sahip olamayız. Fakat şunu iddia edebiliriz ki, bundan sonra muhtemel bir darbenin hiçbir toplumsal meşruiyeti mümkün değildir." ifadesini kullandı.

- "İlk defa dini görünümlü bir cemaat aktör"

"Toplum, geniş bir katılımla girişimin hemen başında tek yürek olarak basının da desteğiyle darbeyi durdurmayı, geri püskürtmeyi başarmıştır." diyen Hira, şunları kaydetti:

"Bu, darbeler tarihinde örnek bir olay olarak incelenecek pek çok unsuru barındıran bir direniş hikayesidir. Eğer bu darbe başarılmış olsaydı Türkiye'nin toprak bütünlüğü, Cumhuriyetten sonra ilk defa tehlike ve ciddi bir bölünme tehdidiyle karşı karşıya gelebilirdi. Bunu 'yeni bir işgal denemesi' olarak da anlayabiliriz. Bu darbenin önemli bir farkı da ilk defa dini görünümlü bir cemaatin bu darbe girişiminde aktör olmasıdır. Darbe girişiminin belki en çok tartışılacak boyutu onun bu yönü olacaktır."

Hira, daha önceki darbelerde halkın tepki gösterememesinin farklı nedenleri olduğunu belirterek, geçmişte yaşanan darbelerin hiyerarşik bir yapıda gerçekleştiğine dikkati çekti. 15 Temmuz'daki darbe girişiminde halkın sokağa çıkma psikolojisi hakkında bilgi veren Hira, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Halkın hızla meydanlara çıkmasının, tankları karşı bedenlerini siper etmelerinin arka planında ülkenin politik ve ekonomik istikrarının yanında inandıkları ve güvendikleri bir lidere sahip olma psikolojisi yatmaktadır. Buna ilave olarak toplumun bu olayı bir darbe girişiminden daha büyük bir felaket olarak isabetli teşhisi veya algılaması söz konusudur. Bu algının altında, son zamanlarda sınırımızda yaşanan Suriye dramı, PKK ile olan mücadele ve Ortadoğu'da bitmeyen istikrarsızlıkların ülkeleri ne hale soktuğuna dair tecrübelerin önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, internet, sosyal medya gibi iletişim araçları, basın gibi unsurların günümüzde devrede oluşu, dünyadaki gelişmelerin izlenmesi, temel hak ve özgürlüklere ilişkin taleplerin gelişmesi, yaygınlaşması, bir orta sınıfın varlığı gibi birçok bileşenler, günümüz Türkiye'sini farklı kılan özelliklerdir. Bütün bu bileşenlerin, toplumu meydanlara çeken önemli unsurlar olduğunu söyleyebiliriz."

Yorumlar