"Ölümsüz aşk" opera sahnesinde yaşayacak

- Yüzyıllarca dilden dile anlatılan, hakkında şiirler yazılan, şarkılar söylenen "Leyla ile Mecnun"un çöllere uzanan ölümsüz aşk hikayesi, Türkiye'de ilk kez opera sahnesine taşındı - Azerbaycanlı ünlü rejisör Prof. Dr. Neimetzade: - "Bu dünyada da çok önemli, büyük ve zor bir eser. Leyla ile Mecnun operası Türkiye'de hiç sahnelenmedi, bu bir ilk olacak" - "Seyircilerimiz başka bir ilkle de karşılaşacak. Bizim hazırladığımız temsil benzersiz olacak. Opera, yazılışından bugüne kadar ilk defa yeni bir finalle seyirci karşısına çıkacak. Yani finalde seyircilerimize sürprizimiz var "

Google Haberlere Abone ol
"Ölümsüz aşk" opera sahnesinde yaşayacak

ANKARA (AA) – YILDIZ AKTAŞ - Yüzyıllarca dilden dile anlatılan, hakkında şiirler yazılan, şarkılar söylenen, tiyatro ve sinemaya aktarılan ''Leyla ile Mecnun''un çöllere uzanan ölümsüz aşk hikayesi, Türkiye'de ilk kez opera sahnesine taşındı.

Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneye konulacak, Fuzuli'nin 1535 yılında kaleme aldığı Leyla ile Mecnun'dan yorumlanarak yazılan operanın prömiyeri 14 Mayıs'ta gerçekleştirilecek.

Fuzuli'nin mesnevi tarzındaki aynı adlı eserinden esinlenilerek Azeri besteci Üzeyir Hacıbeyli tarafından 1908'de yazılan ''Leyla ile Mecnun” operası, Azerbaycanlı ünlü rejisör Prof. Dr. Eflatun Neimetzade'nin yorumuyla, Ankara Devlet Opera ve Balesi solistleri, orkestrası, korosu, sahne arkası çalışanları, tüm idari ve teknik çalışanları ile dev bir kadro tarafından sahnelenecek.

Azerbaycanlı rejisör Prof. Dr. Eflatun Neimetzade AA muhabirine, bu ölümsüz aşk hikayesinin opera sahnesine uzanan yolculuğuna ilişkin bilgi verdi.

Azerbaycan Kültür Bakanlığı, Azerbaycan Büyükelçiliği ve Devlet Opera ve Balesi’nin ortak bir projesi olarak Leyla ile Mecnun operasını hayata geçirdiklerini anlatan Neimetzade, bunun Doğu ve İslam dünyasının ilk operası olma özelliğini taşıdığını belirtti.

Azeri besteci Hacıbeyli'nin, 16 yaşındayken yazdığı eserin 1908'de Bakü'de Hacı Zeynelabidin Tağıyevin Tiyatro Binası’nda sahnelendiğini anlatan Neimetzade, operanın o günden bugüne Azerbaycan Operası’nın repertuvarında yer aldığını söyledi.

- "Müziğin dramatolojisi bir nehir gibi akıyor"

Eserin, Azerbaycan halk müziği muğamları ile klasik müziğin sentezini oluşturan opera alanında ilk deneme niteliği de taşıdığını aktaran Neimetzade, "Bu nedenle hem Doğu hem Batı sentezi bir eser. Orkestra duruyor, notanın bittiği noktada bir ahenk içerisinde tar başlıyor. Genel kompoziyon öyle kurgulanmış ki müziğin dramatolojisi bir nehir gibi akıyor." diye konuştu.

Neimetzade, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu dünyada da çok önemli, büyük ve zor bir eser. Leyla ile Mecnun'un aşkı, yüzyıllarca dilden dile anlatılmış, adına şiirler, şarkılar yazılmış, oyunlar sahnelenmiş. Bu opera da yazıldığı günden beri 600 kez Azerbaycan'da sahnelendi. Hiç de ilgiyi yitirmedi. Ama Leyla ile Mecnun Operası Türkiye'de hiç sahnelenmedi, bu bir ilk olacak. Seyircilerimiz başka bir ilkle de karşılaşacak. Eserin finalinde Mecnun, Leyla'nın mezarı üzerinde son nefesini veriyor. Ölümden sonra da perde iniyor ama bizim hazırladığımız temsil benzersiz olacak. Opera yazılışından bugüne kadar ilk defa yeni bir finalle seyirci karşısına çıkacak. Yani finalde seyircilerimize sürprizimiz var. "

Fuzuli'den önce 12. yüzyılda Nizami Gencevi'nin ilk kez Leyla ile Mecnun’u yazdığını anlatan Neimetzade, bu nedenle ilahi aşk üzerine lirik-romantik-dram tarzında olan eserin yorumunu 12. yüzyıla taşıdıklarını aktardı.

Dünya sanat tarihinde ilk kez 12. yüzyılda çıkan Tebriz minyatürlerini de sahne dekorunda kullandıklarını söyleyen Neimetzade, dekoru ünlü ressam ve dekoratör Savaş Camgöz ile hazırladıklarını belirtti. Opera için Azerbaycan'dan da 3 sanatçının geleceğini aktaran Neimetzade, Leyla karakterini, Selve Erdener ile Arzu Aliyeva’nın, Mecnun karakterini ise Prof. Mensum İbrahimov ile İlkin Ahmedov’un sahneleyeceğini kaydetti.

Yorumlar