Kudüs ve Sürecin Problemleri Sempozyumu

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1) - "İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmak, sadece sıkılı yumruklarından ve ellerindeki taşlarından başka hiç bir silahı olmayan Filistinli çocukların görevi değildir. Filistin davasını sahiplenmek, Kudüs'ü korumak, tüm Müslümanların müşterek davasıdır, müşterek vazifesidir" - "Filistin'de her gün kendini tekrar eden bir zulüm ve baskı düzeni vardır. Maalesef bu adaletsizlik bütün dünyanın gözü önünde, sayısız Birleşmiş Milletler kararına rağmen, yarım asırdır katmerlenerek devam ediyor" - "Bir milyar 700 milyonluk bir büyüklüğe sahip İslam aleminin içini yaralayan bu tablo değişmediği müddetçe, coğrafyamızın kalıcı huzura ve istikrara kavuşması da mümkün değildir. Nitekim bölgede yaşanan gerilimin temelinde, Filistin meselesinin, buradaki hak gasbının yattığı aşikardır"

Google Haberlere Abone ol
Kudüs ve Sürecin Problemleri Sempozyumu

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmak, sadece sıkılı yumruklarından ve ellerindeki taşlarından başka hiç bir silahı olmayan Filistinli çocukların görevi değildir. Filistin davasını sahiplenmek, Kudüs'ü korumak, tüm Müslümanların müşterek davasıdır, müşterek vazifesidir." dedi.

Erdoğan, Parlamentolararası Kudüs Platformu: Kudüs ve Sürecin Problemleri Sempozyumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Kudüs'ün kardeşi İstanbul'dan, gözlerini ve gönüllerini Türkiye'ye çeviren, tüm mağdur ve mazlumlara selamlarını yolladığını söyledi.

Filistin'in kahraman gençlerini, Ramallah'ın ve Gazze'nin her biri cesaret abidesi olan vakur insanlarını, "Kudüs namusumuzdur" diyerek Kudüs'e canı pahasına sahip çıkan kadınları, genç kızları selamladığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu salondan, Filistin'den koparılmanın acısını 10 yıllardır gönüllerinde bir kor gibi taşıyan tüm mültecileri selamlıyorum. Dünyanın dört bir tarafından Filistin için gözyaşı döken Kudüs aşığı bütün kardeşlerime, Filistin davasını sahiplenen tüm insanlara en derin selamlarımı, sevgilerimi iletiyorum. Milletimizin adeta ikinci istiklal harbi olan 15 Temmuz'da bizim için ellerini semaya açan, Türkiye'deki kardeşleri için Gazze'deki Harem-i Şerif'te, El Halil'de, Nablus'ta ve daha birçok yerde sokaklara, meydanlara koşan tüm Filistinlilere şahsım ve milletim adına minnettarlığımı ifade ediyorum. 'Biz kahramanlarız/ Biz ki boyun eğmeyen kahramanlarız' mısralarıyla, milletimizin hissiyatına tercüman olan Filistinli şairlere, 'Gazze'den Türkiye'ye selam' diyerek bizi yalnız bırakmayan kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel bir önem taşıyan Kudüs-ü Şerif'e ve bu mukaddes şehrin temsil ettiği değerlere sahip çıkmak amacıyla İstanbul'da bir araya geldiklerini belirterek, "Sizler Filistin'de yarım asırdır süren işgalin, Filistin halkına yapılan büyük adaletsizliğin davacısı ve takipçisi olarak buraya geldiniz. Temsil ettiğiniz milletlerin vicdanının sesi olarak İstanbul'dasınız, buradasınız. Bir barış, adalet ve huzur davasının savunucuları olarak İstanbul'a geldiniz. Ben hepinize, bu kutsal davaya omuz verdiğiniz için teşekkür ediyorum." diye konuştu.

- "Toplantı büyük manalar taşıyor"

Filistin halkı ile Uluslararası Dayanışma Günü'nde, katılımcıları Türkiye'de misafir etmenin iftihar vesilesi olduğunu dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmak, sadece sıkılı yumruklarından ve ellerindeki taşlarından başka hiç bir silahı olmayan Filistinli çocukların görevi değildir. Filistin davasını sahiplenmek, Kudüs'ü korumak, tüm Müslümanların müşterek davasıdır, müşterek vazifesidir. Çünkü Kudüs, Hazreti İbrahim, Hazreti İshak, Hazreti Yakup, Hazreti Yusuf, Hazreti Harun, Hazreti Musa, Hazreti İsa, Hazreti Zekeriya gibi nice peygamberin vatanıdır. Kudüs, İbrahimi dinlerin tevhid geleneğinin, ortak mukaddes mekanıdır. Kudüs, darüsselamdır yani barış ve esenlik yurdudur. Tüm insanlığın aynası, insanlık tarihinin özeti olan Kudüs, miraç hadisesiyle biz Müslümanların da arş-ı alaya açılan kapısıdır. Bu şehrin manasını değerli üstad Nuri Pakdil ne güzel ifade ediyor; 'Kalbimin bir yarısı Mekke, diğer yarısı Medine/ Üzerinde bir tül gibi Kudüs vardır.' Kudüs'ü, zaman ve mekan olarak bölme gayretlerinin arttığı, Harem-i Şerif'e yönelik saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde icra edilen bu ilk toplantı büyük manalar taşıyor. Bu toplantı, yalnızca Filistin davası için değil, tüm bölge için kritik öneme sahiptir."

Parlamentolararası Kudüs Platformu'nun, yıllardır kendi yurtlarında var olma mücadelesi veren Filistinlilere güç kaynağı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Sizler gayretlerinizle, Filistin'in sorunlarını gündeme taşıdınız. Filistin'in yalnız olmadığını dost, düşman herkese ilan ettiniz. İnşallah bu toplantının akabinde çalışmalarınızın, farklı alanları da içerecek şekilde genişleyeceğine, platformun daha da güçleneceğine inanıyorum. Filistin'e meftun bu güzide topluluğu bir araya getiren, bu tarihi toplantının düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.

- "Filistin'de her gün kendini tekrar eden zulüm ve baskı düzeni var"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının, başta Parlamentolararası Kudüs Platformu olmak üzere Filistinlilere ve tüm insanlığa hayırlı olmasını dileyerek, şunları aktardı:

"Bir çocuk düşünün; her gün namlusu kendine çevrilmiş silahların gölgesinde okula gidiyor. Bir genç düşünün; geleceğe dair hayalleri beton duvarların soğukluğunda, dikenli tellerin vahşiliğinde kayboluyor. Bir kadın düşünün; yıllarca gözü gibi baktığı el emeği çeyizleriyle içini donattığı evi, bir anda buldozerlerle üzerine yıkılıyor. Bir baba düşünün; sudan sebeplerle çocukları hapse atılıyor, evlatlarının geleceği çalınıyor. Bir millet düşünün; yüzyıllardır meskunu oldukları topraklarda, kendi öz yurtlarında horlanıyor, parya muamelesi görüyor. Filistinli çocukların, gençlerin, kadınların, babaların hemen her gün yaşadıkları hayat işte budur. Filistin'de her gün kendini tekrar eden bir zulüm ve baskı düzeni vardır. Maalesef bu adaletsizlik bütün dünyanın gözü önünde, sayısız Birleşmiş Milletler kararına rağmen, yarım asırdır katmerlenerek devam ediyor. Bir milyar 700 milyonluk bir büyüklüğe sahip İslam aleminin içini yaralayan bu tablo değişmediği müddetçe, coğrafyamızın kalıcı huzura ve istikrara kavuşması da mümkün değildir. Nitekim bölgede yaşanan gerilimin temelinde, Filistin meselesinin, buradaki hak gasbının yattığı aşikardır."

Alınan Birleşmiş Milletler kararlarının, bu haksız durumu gidermeye yetmediğini ifade eden Erdoğan, çünkü hukukun üstünlüğü yerine, üstünlerin hukukunun geçerli olduğu mevcut küresel sistemde bu kararların hiç birinin uygulanamadığını söyledi.

(Sürecek)

Yorumlar