"Keşke ölseydik. Onlar gibi olabilseydik"

- Darbe girişimi esnasında Boğaziçi Köprüsü'nde yaralanan Çil: - "Üzüldüğümden ve korktuğumdan ağlamıyorum, halkımızın durmadan o yürüyüşü benim aklımdan çıkmıyor. 'Böyle bir şey olsa kaç kişi sokağa çıkar?' diye düşünüyorduk. Elhamdülillah, çok babayiğit ve helal süt emmiş vatan evladı varmış" - "Ateş esnasında benim sol ayağıma mermi isabet etti. Yere düştüm. Mermiler havada uçuşurken bir genç geldi. 'Ağabey seni taşıyacağım. Korkma. Sen gereğini yaptın.' dedi" - "Ülkemiz cennet gibi. Vatan hainleri yıllardır içimize çöreklenmişler. Cumhurbaşkanımızın suçu günahı ne, bu ülkeye hizmet etmekten başka ne yaptı? Başbakanımızın suçu ne?"

Google Haberlere Abone ol
"Keşke ölseydik. Onlar gibi olabilseydik"

İSTANBUL (AA) - SEFA MUTLU - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi esnasında Çengelköy'de yaralanan İlhami Çil, "Üzüldüğümden ve korktuğumdan ağlamıyorum, halkımızın durmadan o yürüyüşü benim aklımdan çıkmıyor. 'Böyle bir şey olsa kaç kişi sokağa çıkar?' diye düşünüyorduk. Elhamdülillah, çok babayiğit ve helal süt emmiş vatan evladı varmış." dedi.

Çil, darbe girişimi gecesi yaşadıklarını ve vurulma anını AA muhabirine anlattı.

İşi gereği o saatte Esenler'de olduğunu belirten Çil, "Otogarın önünden Vatan Caddesi'ne doğru geliyorduk. Orada askerlerin yolu kestiğini gördük. Aklımıza böyle bir şey gelmedi. Eğer yol kesilecekse o da güvenlik için ancak polislerce yapılır. Askerlerin kamyonlarının ve araçlarının bozulduğunu düşündük. Daha sonra Balat-Taksim-Gümüşsuyu üzerinden Boğaziçi Köprüsü'ne geçmeyi oradan da eve gitmeyi düşündük. Vodafone Arena'nın oraya geldiğimizde darbe girişimi olduğu yönünde söylentiler oldu. Askerlerin köprüyü kapattığını duyduk. Cumhurbaşkanımızın nerede olduğunu öğrenmeye çalıştık. 'Huber Köşkü'nde ise oraya gidelim. Mücadelemizi orada verelim.' dedim. Oradaki arkadaşlar haber gelmeyince köprü yoluna girdik." diye konuştu.

Çil, köprüden geçerken askerleri gördüğünü dile getirerek, Türkiye'ye bu kötülüğü bugüne kadar kimsenin yapmadığını söyledi.

Ailesinin kendisini aradığını ve meydanlarda toplanmaya başladıklarını aktaran Çil, yaşananları hazmedemediğini ifade etti. Çil, daha sonra Kısıklı'ya doğru gittiklerini anlatarak, o esnada o bölgenin polis tarafından kontrol altına alındığını kaydetti.

- "Gidenler vuruluyor ama kimse geri gitmiyordu"

Aracını Kısıklı'da bıraktığını belirten Çil, şunları söyledi:

"Daha sonra oradan köprüye doğru yürümeye başladık. Polisler bizi bırakmadı. Sonra Üsküdar tarafından bir grup geldi. O zamana kadar Cumhurbaşkanımızdan hala ses gelmemişti. Biz, yürürken arkadan tanklar geldi. Polis kontrol noktasından geçen tankların arkasından biz de geçtik. Arkamdan bir sürü insan geldi. O esnada Çamlıca Camisi tarafına ateş açıldığını gördük. Beylerbeyi'nden de bir grup çıkmaya başladı. Elhamdülillah, herkes kol kola girdi. Yürüdük. Anadolu Ajansı'nın yayınladığı görüntülerde vardı. Köprüde askerlere doğru yürüyen bayrak açan grubun içindeydim. Askerlere yanaşırken hepimize sıktılar. Bizim cesaretimizden etkilenen polisler de harekete geçti. Ateş esnasında benim sol ayağıma mermi isabet etti. Yere düştüm. Mermiler havada uçuşurken bir genç geldi. 'Ağabey seni taşıyacağım. Korkma. Sen gereğini yaptın.' dedi. Sonra kendisini siper ederek beni oradan götürdü. Sonra 4-5 kişi daha yardım etti ve beni havaya kaldırdılar. Bir başka kardeşimiz kemerini çıkardı ve ayağımı sıktı. Gidenler, vuruluyordu ama kimse geri dönmüyordu."

Çil, sivil bir aracın kendisini Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdüğünü belirterek, insanların orada da metanetlerini koruduğunu söyledi.

- "Keşke ölseydik. Onlar gibi olabilseydik"

Hastanenin savaş ortamına döndüğünü aktaran Çil, doktorların cansiparane mücadele ettiğini kaydetti. Çil, herkesin kelime-i tevhit ve kelime-i şehadet getirdiğini anlatarak, "Keşke ölseydik. Onlar gibi olabilseydik." dedi.

Köprüde uzun süre kalamadıklarını dile getiren Çil, "Allah memleketimize böyle bir olayı yaşatmasın. Ama böyle bir şey olursa yaşıyorsak buradayız. Üzüldüğümden ve korktuğumdan ağlamıyorum, halkımızın durmadan o yürüyüşü benim aklımdan çıkmıyor. 'Böyle bir şey olsa kaç kişi sokağa çıkar?' diye düşünüyorduk. Elhamdülillah, çok babayiğit ve helal süt emmiş vatan evladı varmış." ifadelerini kullandı.

Çil, 1980 darbesinde çocuk yaşlarda olduğunu ve yaşananları hayal meyal hatırladığını söyledi. Babasının "sağ-sol davası" nedeniyle birkaç kez dayak yediğini aktaran Çil, babasının kendisine sokakta oynamaması yönünde uyardığını anlattı.

- "Cumhurbaşkanımızı bu mücadelede yalnız bıraktılar"

Çil, Türk halkının bolluk içinde olduğunu aktararak, şunları belirtti:

"Ülkemiz cennet gibi. Vatan hainleri yıllardır içimize çöreklenmişler. Cumhurbaşkanımızın suçu günahı ne, bu ülkeye hizmet etmekten başka ne yaptı? Başbakanımızın suçu ne? Giden bir arabanın tekerine bıçak saplamak olur mu? Yazık günah değil mi? Benim babamın oğlu değil ki... Bu insanlar size ne yaptı? Cumhurbaşkanımız kaç yıldır söylüyor ama onun dışında kimse bunlarla mücadele etmedi. Hep durdular. Kimse mücadeleye katılmadı. Cumhurbaşkanımızı ve Başbakanımızı çok yalnız bırakmışlar. Biz, halkız ancak bu kadarını yapabiliriz. Allah şehitlerimizden razı olsun. Artık herkes elini taşın altına koysun. Bu hayatın ebedi olmadığını bilsinler."

Yorumlar