ANALİZ - Rusya'nın karma savaşı mercek altında
- CER Dış Politika Direktörü Ian Bond: - “Rusya Batılı toplumları kendi güçleri ve dirençleri konusunda kuşkuya düşürmeye çalışıyor” -“Kendi gücünü ve hareketlerinin öngörülemezliğini bir korku unsuru olarak kullanıyor ve bazı ülkeleri sindiriyor” - “Batılı ülkeler Rusya’nın faaliyetlerinin farkına varmada yavaş kaldı. Artık bu konuda çok daha fazla farkındalık var” - “NATO Riga’da Rusya’nın bilgi teknolojileri savaşında kullandığı teknikleri araştıran bir Mükemmeliyet Merkezi kurdu. AB de Rusya’nın devam eden dezenformasyon kampanyalarına yanıt vermeye yönelik olarak Doğu Stratcom Görev Gücü’nü oluşturdu” - Litvanya Dışişleri Bakanı Linkevicius: - “Ruslar propagandaya çok büyük paralar harcıyor. Biz de yatırım yapmalıyız. Sorunu daha ciddiye almamız gerekli” -“Yalanları yanıtsız bırakamayız. Yalanları inkar etmez, reaksiyon göstermezsek, propagandadan çok daha fazla etkileniriz”
LONDRA (AA) - Soğuk Savaşı kaybeden Rusya, Batıya karşı siber saldırılardan örtülü askeri operasyonlara, dezenformasyondan propagandaya kadar pek çok unsuru eş zamanlı olarak kullandığı bir “karma savaş” yürütüyor.
KGB kökenli Vladimir Putin liderliğindeki Rusya, Soğuk Savaş’ın
baş aktörlerinden biri olan kurumun taktiklerini Batı’dan rövanş
almak için kullanıyor olabilir.
Başta İngilizce olmak üzere pek çok Batı dilinde yayın yapan
Kremlin kontrolündeki televizyon kanalı RT 200 milyon avroyu bulan
bütçesiyle dikkat çekiyor. İnternet üzerinden Türkçe dahil pek çok
dilde yayım yapan medya organı Sputnik de Rusya’nın propaganda
savaşını önemli bir ayağı olarak gösteriliyor.
Rusya’nın propaganda savaşının sosyal medya ayağında, 400’den
fazla “trol”ün gece gündüz Rusya propagandası yaptığı özel bir
birim yer alıyor. İnternet Çalışmaları Ajansı tabelası altında
faaliyet gösteren birimde, Kremlin yüzlerce gence “iş imkanı”
sağlamış durumda. Birimin en çok ses getiren eylemini, 11 Eylül
2014’te ABD’nin Louisiana eyaletindeki bir fabrikada kimyasal kaza
meydana geldiğine dair yaydığı haberler teşkil etti. Amerikan
basınında bu olayın, Rusya’nın gelecekte girişeceği daha geniş
çaplı dezenformasyon eylemleri için prova niteliğinde olduğu
yorumları yer aldı.
Alman Der Spiegel dergisine konuşan üst düzey bir Alman güvenlik
yetkilisi, Rus askeri istihbaratının başta Almanya olmak üzere pek
çok NATO ülkesindeki savunma tesislerine yönelik siber saldırılar
gerçekleştirdiğinin tespit edildiğini söylerken, Karlsruhe’de
federal savcılık bu siber saldırılarda istihbarat örgütlerinin
dahline yönelik soruşturma başlattı. Ancak Almanya’daki en ciddi
siber saldırının hedefi meclis oldu. 30 Nisan 2015'te Alman
meclisindeki 14 sunucuya sızan hackerlerın ne kadar bilgiyi ele
geçirdiği halen tespit edilebilmiş değil.
Rusya’nın “karma savaşı”nın bir diğer ayağı da konvansiyonel
orduyu resmi olarak kullanmadan gerçekleştirdiği askeri
operasyonlar. Ukrayna’da ve Kırım’da uyguladığı yöntemler, buna
örnek olarak gösteriliyor.
Uzmanlar, mevcut siyaset ve medya düzenine güvenin sarsıldığı
Batı ülkelerinde, Rusya'nın uyguladığı yeni taktiklerin etkili
olduğu görüşünde.
- Lisa vakası
Londra merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Reform Merkezi'nin
(Center For European Reform / CER ) Dış Politika Direktörü Ian
Bond, Rusya’nın RT ve Sputnik gibi medya organlarının, sığınmacı
krizini Batılı ülkeleri ve toplumları bölmek ve Avrupa Birliği’ne
karşı güvensizliği yaygınlaştırmak için kullandığını
söyledi.
“Bu alandaki en iyi örnek, Berlin’de Rusça konuşan bir Alman
kızın sığınmacılar tarafından ‘kaçırılması’ vakasıdır.” diyen Bond,
“Lisa vakası” olarak bilinen olayın tam bir kurmaca olduğunu, kızın
kaçırılmadığının ortaya çıktığını ancak Moskova’nın bu olaydan pek
çok bakımdan yararlandığını kaydetti.
Rusya’nın “Lisa vakası” ile hem Rusça konuşan Almanların hamisi
olarak ortaya çıktığını, hem Avrupa çapında Ortadoğu’dan gelen
sığınmacılara karşı kuşkuyu artırdığını, hem de AB’nin Rusya’ya
uyguladığı yaptırımlarda başı çeken Angela Merkel’in altını
oyduğunu anlatan Bond, “Ana akım medyanın bu tür olayları örtbas
ettiği şeklindeki Rus söylemine inananların sayısı artıyor. Halk,
seçkinlerin sıradan insanlara karşı bir komplo içinde olduğuna
inanmaya başlıyor.” dedi.
- Amaç Batıyı zaafa uğratmak
Eski bir diplomat olan ve kariyerinde İngiltere'nin Riga
Büyükelçiliği görevi de bulunan Bond, Rusya’nın bir “karma savaş”
yürütüp yürütmediğine ilişkin net bir hüküm vermekten kaçınsa da,
“Karma savaş, tabiatı gereği, daha muharebe başlamadan zaferi
kazanmak üzere tasarlanır. Dolayısıyla ortada bir karma savaş olup
olmadığına hükmetmek zordur.” ifadesini kullandı.
“Rusya Batıyı zaafa uğratmaya çalışıyor, böylece özellikle de
kendi komşuları arasındaki nisbi gücünü artırmanın peşinde. Rusya
bu yolla ayrıca Batı’yı kendisi ile uluslararası meselelerde
pazarlığa da zorluyor.” diyen Bond, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Rusya Batılı toplumları kendi güçleri ve dirençleri konusunda
kuşkuya düşürmeye çalışıyor. Örneğin Fransa’da hükümetin reformları
dolayısıyla yaşanan işçi hareketlerini, neredeyse Fransa yeni bir
devrimin eşiğindeymiş gibi yansıtıyor. Kendisine karşı olanlar
hakkında yalanlar üretiyor, söz gelimi Ukrayna’da kendi kaderini
eline alan ve yolsuzluğa batmış bir rejimi devirenleri neo-nazi
olarak lanse ediyor. Kendi gücünü ve hareketlerinin
öngörülemezliğini bir korku unsuru olarak kullanıyor ve bazı
ülkeleri sindiriyor. Örneğin nükleer silahlarını hatırlatıyor ve
bir mücadele aracı olarak bunları kullanmaya hazır olduğunu ima
ediyor.”
- Rusya’nın taktikleri geç fark edildi
“Batılı ülkeler Rusya’nın faaliyetlerinin farkına varmada yavaş
kaldı" ifadesini kullanan Bond, "Ancak artık bu konuda çok daha
fazla farkındalık var. NATO Riga’da Rusya’nın bilgi teknolojileri
savaşında kullandığı teknikleri araştıran bir Mükemmeliyet Merkezi
kurdu. AB de Rusya’nın devam eden dezenformasyon kampanyalarına
yanıt vermeye yönelik olarak Doğu Stratcom Görev Gücü’nü oluşturdu"
diye konuştu.
Bond, Doğu Stratcom Görev Gücü’nün uzmanlar, gazeteciler ve
sivil toplum örgütlerinden yararlandığını, dezenformasyonu tespit
edip sosyal medya üzerinden ifşa ettiğini kaydetti. "NATO ve AB
için önemli olan, her saldırıya hızla ve isabetle yanıt verebilecek
durumda olmalarıdır” diyen Bond, şu görüşleri dile getirdi:
“Yalan üretmek kolaydır, zaman alan bunların karşısına olguları
koymak ve kamuoyunu bilgilendirmektir. Bu, Rusya’ya avantaj
sağlıyor maalesef. Ama nihayetinde Batı yalanlara yalanlarla yanıt
verme yanlışına düşmemelidir. Batı'da da Rusya’da da kitleler,
Batının doğruları, Rusya’nın ise yalanları yaymak ve olguları
çarpıtmak için elinden geleni yaptığını görmelidir.”
- Linkevicius: “Yalanları yanıtsız bırakamayız”
Litvanya Dışişleri Bakanı Linas Linkevicius da AA muhabirine
yaptığı değerlendirmede Rus propagandasının özellikle Baltık
ülkelerinde etkin olduğunu söyledi.
“Rusya’da medya kontrol altında” ifadesini kullanan Linkevicius,
“Televizyonu etkin bir şekilde kullanıyorlar, özellikle de Rusça
konuşan nüfus üzerinde. Siyasete mesafeli kişiler bile Rus
propagandasının etkisi altında kalabiliyor” dedi.
Rusyanın agresif bir propaganda politikası izlediğini vurgulayan Linkevicius, “Yalanları yanıtsız bırakamayız. Yalanları inkar etmez, reaksiyon göstermezsek, propagandadan çok daha fazla etkileniriz” diye konuştu. Linkevicius, “Ruslar propagandaya çok büyük paralar harcıyor. Biz de yatırım yapmalıyız. Sorunu daha ciddiye almamız gerekli” dedi.
- NATO’nun karma savaş stratejisi
Rusya'ya karşı koymada önemli bir rolü olan NATO, karma savaşla
ilgili stratejisini Aralık 2015'te resmen duyurdu. NATO Dışişleri
Bakanları toplantısında alınan karar çerçevesinde, ittifak ve
müttefiklerin karma savaşa nasıl hazırlanacakları, nasıl caydırıcı
olabilecekleri ve nasıl savunma yapacakları belirlendi. Kararda,
NATO'nun rolü ve sorumlulukları da belirlenirken, geliştirilmesi
gereken alanlara dair önerilere yer verildi.
NATO'nun böylesine bir adım atıp bir strateji belirlemesinde en
etkili unsur, Rusya'nın Ukrayna'da uyguladığı yöntem oldu.
AA muhabirine konuşan bir NATO yetkilisi, "Her ne kadar
çatışmalarda karma stratejiler yeni olmasa da, Rusya'nın
Ukrayna'daki eylemleri karma savaşın sofistike bir modeli olarak
tanımlanabilir. Rusya, rolünü ve amaçlarını gizleme girişimi
çerçevesinde proxy (vekil) askerler, üniformalarında işaret olmayan
birlikler, korkutma, propaganda, siber saldırıların yanı sıra
ekonomik ve finansal araçları kullanmayı tercih etti” dedi.
Yetkili, Rusya'ya karşı koymak için alınan önlemlere dair de,
"Durumsal ve istihbarat farkındalığımızı artırdık, karar verme
sürecini hızlandırdık. Aynı zamanda hem ittifak üyeleri, hem de
toplu olarak silahlı kuvvetlerimizin teyakkuz durumunu geliştirdik”
diye konuştu.
NATO, sivil hazırlığı artırma ve siber güvenliği güçlendirmek
için de adım attı. NATO yetkilisi buna gerekçe olarak, karma
savaşın ticareti, siber alan dahil her türlü iletişimi etkileme
ihtimalini gösterdi.
NATO yetkilisi, "AB ile de işbirliğini de güçlendirdik. NATO ve
AB'nin çabalarını birleştirerek, sivil ve askeri araçları tam
kapasite kullanarak, karma savaşa karşı üye devletlerimizi daha iyi
koruyabiliriz.” değerlendirmesini yaptı.
Yetkili, NATO'nun karma savaş stratejisinde Rusya'nın yanı sıra,
ittifakın güneyinden (Türkiye'nin güneyi) gelen DAEŞ gibi sorunlar
da etkili olduğunu da vurguladı.
Yorumlar