'Teşvikler bölgeler yerine sektörlere verilmeli'

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş, ilin gündeminden düşmeyen teşviklerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bölge yerine sektör teşvik sistemi öneren Uğurtaş, son uygulamayla özellikle...

Google Haberlere Abone ol
'Teşvikler bölgeler yerine sektörlere verilmeli'

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş, ilin gündeminden düşmeyen teşviklerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bölge yerine sektör teşvik sistemi öneren Uğurtaş, son uygulamayla özellikle Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinin bazı kesimlerine önemli oranda teşvik verildiğini, ciddi istihdam sağlayan bölgelerin teşvikten yoksun bırakıldığını söyledi: “Bu noktada İzmir öne çıkıyor. İzmir’deki işgücünün dağılımına baktığınız zaman istihdamın yüzde 20'sinin tekstil ve hazır giyim sektörlerinde olduğunu görüyoruz. Bu konuda devletten yeterince teşvik aldığını söylemek ise mümkün değil. Her zaman söylediğim gibi bölgesel teşvikler içimizde Çin'ler yaratıyor. Artık Çin yerine Bangladeş, Kamboçya, Vietnam da diyebiliriz. Bölgesel teşviklerin bugüne kadar hiçbir işe yaramadığı da görülmüştür. Bizim görüşümüz, sektörel teşviklerin daha başarılı ve etkili olacağı yönünde.”

İAOSB’de 4. Tekstil ve Hazır Giyim Çalıştayı düzenlendi. Yönetim Kurulu Başkanı Uğurtaş, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jak Eskinazi, Ege Giyim Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Atınç Abay, İzmir üniversitelerinin ilgili bölüm akademisyenleri, teknik lise ve meslek liseleri temsilcileriyle sektörde faaliyet gösteren İAOSB firma temsilcilerinin katıldığı çalıştayda, sektöre ilişkin önemli tespitler yapıldı. Tekstil sektörünün masaya yatırıldığı çalıştayın açılış konuşmasını yapan İAOSB Başkanı Uğurtaş, Türk tekstil ve hazır giyim sektörlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı, sağladığı istihdam ve yüksek ihracat potansiyeliyle ülke ekonomisinin lokomotif sektörlerinden olduğunu vurguladı. Sektörler birlikte değerlendirildiğinde ülkenin GSYH’sinin yüzde 10’undan fazlasını ve imalat sanayisindeki katma değerin yüzde 16’sını sağladıklarını kaydederek, “Türkiye’deki tekstil ve hazır giyim ihracatının toplamı, otomotiv ve kimya ihracatının çok önündedir. Bu da Türkiye’nin vazgeçilmez sektörü olduğunu ortaya koymaktadır.” dedi. Bunun yanında tekstilin en yüksek katma değer sağlayan ve birim ihracat fiyatı da en yüksek sektör olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’nin ihracatının ortalama kilogram değeri 1,5 dolardır. Tekstil ihracatında bu rakam 10-15 dolara, konfeksiyon ürünlerinde 20-25 dolara ulaşmaktadır. Bunu yanında ihracatın ithalatı karşılama oranında Türkiye’nin tablosu yüzde 60 iken tekstil ve hazır giyimde yüzde 208 olarak gerçekleşmiştir. Bu da Türkiye’nin cari açık rakamına 13 milyar dolarlık bir katkı sağlamak demektir.” şeklinde konuştu.

'SEKTÖRE GEREKEN ÖNEM VERİLMİYOR'

Türkiye’nin iplik dokuma ve terbiye konusunda yetişmiş insan gücü, makine ve teknoloji açısından dünyanın en iyi ülkelerinden biri olduğuna işaret eden Hilmi Uğurtaş, şöyle devam etti: “Hazır giyimde de özellikle son yıllarda gelmiş olduğumuz noktaya baktığımızda yine dünya markalarının üretim yaptırmak istedikleri ülkelerin başında geliyoruz. Bütün bunların birarada olduğu bu sektöre özel önem verilmesi, bunun yanında siyasi otoritelerce farklı bir şekilde gözlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye bunu ne kadar başarıyor, politikalarımız sektörü ne derece destekliyor, bu ise bir soru işareti.”

Uğurtaş’ın verdiği bilgiye göre Türkiye, dünya tekstil hazır giyim ihracatında yüzde 3,5 paya sahip. İzmir’in tekstil ve hazır giyim ihracatındaki oranı ise yüzde 17 ancak kümelenmeye bakıldığında tekstil işletmelerinin İzmir’i terkettiği, bunun yerine hazır giyim işletmelerinin kümelendiği görülüyor. Yine geçen dört ay içinde İzmir’de hazır giyim ihracatı yüzde 13-15 civarında artarken tekstil ihracatı geriledi. Ayrıca örgü konfeksiyonu artarken dokuma ürünleri ihracatı geriliyor. CİHAN

Yorumlar