Şemsi Bayraktar: Çok büyük bir afet yaşandı ama tarımı konuşan yok

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Tarımı konuşan yok. Çok büyük bir afet yaşandı ama televizyonlarda hiçbir açık oturumda tartışma konusu yapılmadı. Gıda güvencesinden daha önemli bir konu var mı?...

Google Haberlere Abone ol
Şemsi Bayraktar: Çok büyük bir afet yaşandı ama tarımı konuşan yok

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Tarımı konuşan yok. Çok büyük bir afet yaşandı ama televizyonlarda hiçbir açık oturumda tartışma konusu yapılmadı. Gıda güvencesinden daha önemli bir konu var mı? Büyük bir felaket yaşıyoruz. Bu afetin sonuçlarını Ağustos ayından itibaren göreceğiz.” dedi.

Bayraktar, çiftçinin zor durumda olduğunu, Türkiye’nin bunu da konuşması, çözüm yolları üretmesi, gerçek gündemine dönmesi gerektiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2013-2014 üretim döneminde başlangıcından itibaren, kuraklık, don, dolu, aşırı yağış, fırtına, hortum gibi doğal afetlerin hemen her türlüsünün yaşandığını belirtti. Doğal afetlerin 81 ilin büyük çoğunluğunda zarara yol açtığını vurgulayan Bayraktar, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinin kuraklıktan şiddetli bir şekilde etkilendiğini, tahılların hepsinde rekolte düşüşü beklendiğini kaydetti. En önemli tahıl olan buğdayda geçen yıl 22 milyon 50 bin ton olan rekoltenin, bu yıl 18 milyon tonu bulmasının bile sevindirici bir gelişme olacağını bildirdi.

HAYVANCILIK DA OLUMSUZ ETKİLENECEK

Doğal afetlerin sadece tahılları ve meyveyi olumsuz etkilemeyeceğini, yem bitkilerinde de rekolte kaybına sebep olacağına dikkat çeken Bayraktar, “Kuraklık nedeniyle buğday ve arpada sap boyu yeterince gelişmedi, kısa kaldı. Bu da saman üretiminin beklenenin çok altında kalacağını gösteriyor. Türkiye, 2012 yılında saman ithal etmek zorunda kalmıştı. Saman ithalatına yönelik düzenlemeler, yine böyle bir yola gidileceğini bize gösteriyor.” dedi.

Türkiye’nin zaten kaliteli kaba yem açığı yaşadığını hatırlatan Bayraktar, bu yıl hayvan yemi olarak kullanılan buğday, arpa, mısır, çavdar, yulaf ve tritikalenin yanı sıra fiğ gibi yem bitkilerin üretiminde de önemli rekolte kaybı beklendiğini, bunun hayvancılığı olumsuz etkileyeceğini vurguladı. Bayraktar, şunları kaydetti: “Mart ayında yaşanan don olayı çok sayıda ilde etkili oldu. Kayısı, fındık, elma, ceviz başta olmak üzere hemen hemen bütün meyveler dondan etkilendi. Yer yer yüzde 90’lara varan üretim kayıpları oluştu. Fiyatlar mevsim normallerinin çok üzerinde seyrediyor. Son bir yılda market fiyatları, kuru kayısıda yüzde 154,5, Antep fıstığında yüzde 70,8, iç fındıkta yüzde 60,24, kirazda yüzde 41,65, şeftalide yüzde 38,10, kavunda yüzde 28,82, limonda yüzde 26,75, elmada yüzde 17,25 arttı. Artış oranları enflasyonun çok üzerinde... Üreticimizin tarlasına, bahçesine adeta ateş düştü. Çiftçimiz zor durumda. Bunlar önemli sorunlar. Bunu konuşup, çözüm yolları üretmemiz gerekirken, seçimden başka bir şey konuşmaz olduk."

“SEÇİMDEN BAŞKA BİR ŞEY KONUŞMAZ OLDUK”

Türkiye’nin artık gerçek gündemine, işine gücüne dönmesi gerektiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti: “Tarımın bu yıl yaşamadığı afet kalmadı ama gündemde yer almıyor. Son yılların en büyük doğal afetini yaşanmasına rağmen tarım ülkenin gündeminde değil. Her akşam televizyonlarda seçim, dış politika üzerine oturumlar yapılıyor. Tarımı konuşan yok. Çok büyük bir afet yaşandı ama televizyonlarda hiçbir açık oturumda tartışma konusu yapılmadı. Gıda güvencesinden daha önemli bir konu var mı? Büyük bir felaket yaşıyoruz. Bu afetin sonuçlarını Ağustos ayından itibaren göreceğiz. Tedbirler alınmadığı takdirde Türkiye’nin gıda güvencesini sağlayamayız. Tarımın sorunları ve çözüm yolları tartışılmalı. 77 milyonu besleyen 5 milyonun üzerindeki çiftçimizi bu ülkede kimse yok sayamaz, sıkıntılarını görmezden gelemez. Afetin boyutlarının çok büyük olmasına rağmen, tarım sektörü, ulusal medyada, televizyonlarda yer bulamıyor. Tarıma niçin ulusal medyamız bu kadar uzak? Çiftçimiz, insanlarımızı doyuruyor. Bundan daha önemli bir konu var mı? Bazı kesimlerin bunun farkında olmaması bizi üzüyor... Çiftçimizi ne yapıp edip tarlada tutmalıyız. Finansman ihtiyacını sağlamalıyız. Elektrik, sosyal güvenlik prim borçları dahil tüm borçlarını en az 2-3 yıl ertelemeliyiz. Özel bankalara olan borçlarını yapılandırmalıyız. Mazot, gübre, ilaç, tohum gibi girdi maliyetlerini en makul seviyede tutmalıyız.”

CİHAN

Yorumlar