MÜSİAD: Yolsuzluk iddiaları sonuna kadar araştırılmalı
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili olarak, “Nerede ve kim tarafından gündeme getirilirse getirilsin, muhtevası ile muhataplarına bakılmaksızın yolsuzluk ve rüşvet iddiaları.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı
Nail Olpak, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili olarak,
“Nerede ve kim tarafından gündeme getirilirse getirilsin, muhtevası
ile muhataplarına bakılmaksızın yolsuzluk ve rüşvet iddialarının
sonuna kadar araştırılması ortak arzumuzdur. Bu sürecin yargı
bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkelerinden taviz verilmeden
kurumların görev alanları içinde takip edilmesi zaruridir.”
dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen yolsuzluk ve
rüşvet soruşturması kapsamında İçişleri Bakanı Muammer Güler'in
oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan
Çağlayan ve Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan dâhil 16 kişinin
tutuklandığı soruşturma ve süreci ile ilgili bir açıklama da
MÜSİAD'dan geldi. Dernek başkanı Nail Olpak, MÜSİAD Başkanlar
Toplantısı öncesi dernek genel merkezinde basın toplantısı
düzenledi. Daha önce Diyarbakır’da yapılacağı açıklanan ancak
olumsuz hava şartları dolayısıyla İstanbul'a alındığı açıklanan
toplantıda, 'Türkiye Gündemine Dair Son Gelişmeleri' değerlendiren
Olpak, soruşturma ile oluşan ortamı ülke ekonomisine, güven
ortamına verdiği, verebileceği zararlar bakımından kaygı ile takip
ettiklerini belirterek, bununla birlikte dernek olarak hakka,
hukuka ve adil yargılamaya önem verdiklerini kaydetti. 2013’te
Türkiye’de önemli siyasi olayların vuku bulduğunu anlatan Olpak,
şunları söyledi:
"Gezi olaylarından bu yana ekonomiye menfi etki eden konuları
yakından görüyoruz. Son olarak yolsuzluk ve rüşvet iddialarından
yola koyularak 17 Aralık’ta başlatılan soruşturma ile oluşan ortamı
da ülke ekonomimize, güven ortamına verdiği, verebileceği zararlar
bakımından kaygı ile takip ediyoruz. Şunu belirtmeliyim; nerede ve
kim tarafından gündeme getirilirse getirilsin, muhtevası ile
muhataplarına bakılmaksızın yolsuzluk ve rüşvet iddialarının sonuna
kadar araştırılması ortak arzumuzdur. Bu sürecin yargı bağımsızlığı
ve hukuk devleti ilkelerinden taviz verilmeden kurumların görev
alanları içinde takip edilmesi zaruridir."
Masumiyet karinesinin önemine de işaret eden Olpak, “Her olayda
geçerli olduğu gibi yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında ismi
geçenlerin de peşinen hükümlü ilan edilmiş gibi gösterilmemesi,
ilgileri yoksa iddiaların ailelerini de kapsayacak şekilde
genişletilmiş gibi gösterilmemesi toplumsal adalet duygumuzun
törpülenmemesi için çok önemlidir." ifadelerini kullandı. MÜSİAD
Başkanı, şöyle devam etti:
"Muhataplarının ve içeriklerinin bir birinden ayrı olduğu ifade
edilen dosyaların hangi dayanaklarla birlikte mütalaa edildiği,
birlikte kovuşturma konusu yapıldığı kamuoyunda cevap bekleyen en
temel soru olarak görülüyor. Yerel seçimler ardından
cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler sürecine girdiğimiz dönemde bu
soruşturma sebebi ile olan bitenlerin ekonomi dâhil doğuracağı
muhtemel etkiler, kamuoyunda siyasal alana yönelik çalışma olarak
algılanmaktadır, buna izin verilmemelidir. Türkiye, son 10 senede
hak ve özgürlük alanında büyük yol kat etti. Reformlar ile, siyasi
tablo ile büyüyen bir ülke olarak bölgesinde önder oldu. Türkiye,
dünyanın ve bilhassa Avrupa’nın ekonomilerini menfi etkileyen
bunalıma rağmen büyüdü, büyüyor da. Kaynakların ve değerlerin
hoyratça heba edildiği, kısır tartışmaların ve sonu gelmez
tahriklerin yaşandığı sisli seneler artık geride kaldı."
Nail Olpak, yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan ekonominin de
etkilendiğine temas ederken, "İddiaların yayılması ile dolar 2,098
ile tavan yaptı. Borsada yüzde 7,5 a varan gerilemeler görüldü.
Gösterge tahvil faizi 0,8 puan artarak yüzde 9,6 ‘ya dayandı. Bu
faiz artışı bile ekonomimize 8 milyar liralık ek yük getirdi. Kendi
mecrasında yürüyecek adli operasyonunun ülke ekonomisine yansıması
böyle mi olmalıdır? Bu durumu anlayamıyoruz, doğru bulmuyoruz."
dedi.
Olpak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çözüm süreci ve demokratikleşme paketi adımları ile toplumsal
barış açısından normalleşme yolunda ilerleyen Türkiye’nin adli
boyutunun dışına çıkartılan bir olayın gündemi ile meşgul edilmesi
kimseye yarar getirmeyecektir. Uluslararası arenada ülkemize
yönelik algıları olumsuz etkileyen, itibarsızlaştırma operasyonunun
belirli çevrelerce manipüle edildiği intibası kamuoyunda yaygın
kanaat olarak yer bulmaktadır. Bu kanaat gerekçeleri ile ortadan
kaldırılmalıdır. 2023 vizyonuna kilitlendiğimiz bu günlerde
ülkemizin, evlatlarımızın geleceği için bir birimize daha fazla
kenetlenmeli, huzur ve güven ortamına daha fazla sahip
çıkmalıyız."
CİHAN
Yorumlar