Merkez Bankası PPK toplantı özeti: (2)

- "Politika duruşunun enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde dengeleyici ve finansal istikrarı destekleyici niteliği korunacaktır" - "Önümüzdeki dönemde, iç talebin büyümeye verdiği katkının süreceği öngörülmektedir" - "Mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak her türlü tedbir makroekonomik istikrarı destekleyecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır"

Google Haberlere Abone ol
Merkez Bankası PPK toplantı özeti: (2)

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Politika duruşunun enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde dengeleyici ve finansal istikrarı destekleyici niteliği korunacaktır." ifadesi kullanıldı.

Kurulun, 21 Haziran 2016 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı özetinde, sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle yıllık kredi büyüme hızlarının makul düzeylerde seyrettiği belirtildi.

Risk ağırlıklarına dair düzenlemelerin ve ücret gelişmelerinin kredi arzı ve hane halkı geliri kanallarıyla kredi büyümesini desteklemeye devam edeceği değerlendirilen özette, "Bu çerçevede, yıllık kredi büyüme hızlarının makul düzeylerini sürdürmesi beklenmektedir. Kredilerin bileşimine bakıldığında, ticari kredilerin tüketici kredilerine kıyasla daha yüksek bir oranda büyümeye devam ettiği görülmektedir. Bu bileşim, bir yandan orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlarken diğer yandan cari açıktaki düzelmeyi desteklemektedir." değerlendirmelerine yer verildi.

Özette, iktisadi faaliyetin ılımlı ve istikrarlı büyüme eğilimini koruduğuna işaret edildi.

Milli gelirin ilk çeyrekte iç talep kaynaklı olarak büyüdüğü kaydedilen özette, şu tespitler yapıldı:

"Tüketim harcamaları iç talebin sürükleyicisi olurken yatırımların zayıf seyri devam etmiştir. Dış talep üzerindeki jeopolitik gelişmeler nedenli olumsuz etkilere karşın Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracat güçlü artış eğilimini korumuştur. Bu doğrultuda, ihracat ilk çeyrekte büyümeye olumlu katkı vermiştir. Önümüzdeki dönemde, iç talebin büyümeye verdiği katkının süreceği öngörülmektedir. İstihdamdaki ılımlı artış eğilimi korunmaktadır. Ücret gelişmeleri ile birlikte değerlendirildiğinde, istihdam artışının gelir kanalı ile iç talebi desteklemeye devam edeceği değerlendirilmektedir.

Dış talep tarafında ise jeopolitik gelişmeler ve zayıflayan küresel büyüme kaynaklı riskler devam ederken turizm sektörüne yönelik riskler belirginleşmiştir. Bununla birlikte, Avrupa Birliği’ne
yönelik ihracattaki güçlü artış eğilimi ve ihracatın pazar değiştirme esnekliği dış denge üzerindeki aşağı yönlü riskleri sınırlamaktadır. Ayrıca, emtia fiyatlarındaki birikimli düşüşün dış ticaret hadleri üzerindeki olumlu etkisi ve tüketici kredilerindeki yavaş seyir cari dengedeki iyileşmeyi desteklemektedir."


- "Enflasyonda düşüşün kalıcı olması için likidite politikasındaki sıkı duruş korunmalı"


Toplantı özetinde, küresel finans piyasalarındaki oynaklıkların devam ettiğine işaret edilerek, "Küresel büyümeye dair endişeler, Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden çıkma yönündeki gelişmeler ve küresel para politikalarına ilişkin belirsizliklerin devam etmesi oynaklık artışında etkili olmuştur." ifadelerine yer verildi.

Bu çerçevede, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarının zayıf seyrederken, risk primlerinde ve kur oynaklıklarında artış gözlendiği belirtilen özette, kurulun sıkı para politikası duruşunun, temkinli makroihtiyati politika çerçevesinin ve 2015 yılı ağustos ayında yayımlanan yol haritasında belirtilen politika araçlarının etkili bir şekilde kullanılmasının ekonominin küresel şoklara karşı dayanıklılığını artırmakta olduğu değerlendirildi.

Özette, şunlar kaydedildi:

"Nitekim 2015 yılı eylül ayından bu yana gelişmekte olan ülkeler arasında Türk lirası göreli olarak daha az oynak bir seyir izlemektedir. Bu gelişmeler doğrultusunda Kurul, marjinal fonlama faizini düşürmek yoluyla sadeleşme yönünde ölçülü bir adım atılmasına karar vermiştir. Kurula ayrıca, yol haritası kapsamında, likidite politikasındaki öngörülebilirliği artıracak ve bankaların likidite yönetimlerini daha etkin yürütmelerini sağlayacak düzenlemeler hakkında ilgili birimler tarafından bilgi sunulmuştur.

Yıl başından itibaren önemli ölçüde gerileyen gıda enflasyonunun katkısı ile tüketici enflasyonunda belirgin bir düşüş yaşanmıştır. Son dönemde çekirdek enflasyon göstergelerindeki iyileşme de bu düşüşe katkı vermiştir. Birikimli döviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkilerinin hafiflemeye devam etmesi ve ithal girdi maliyetlerinin düşük seviyesi çekirdek enflasyon eğilimdeki iyileşmeyi
desteklemektedir. Bununla birlikte, hizmet grubu ana eğilimi yüksek seviyesini sürdürmektedir. Enflasyon beklentilerin yüksek seviyesi ve birim işgücü maliyeti gelişmeleri enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi sınırlandırmaktadır. Bu gelişmeler çerçevesinde Kurul, son dönemde enflasyonda gözlenen düşüşün kalıcı olması için likidite politikasındaki sıkı duruşun korunması gerektiğini belirtmiştir."


- "Para politikası duruşu enflasyon görünümüne bağlı"


Özette, gelecek dönemde para politikası duruşunun enflasyon görünümüne bağlı olacağı vurgulandı.

Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği ifade edilen özette, "Ayrıca küresel ve yurt içi oynaklıklar yakından takip edilerek döviz ve Türk lirası piyasalarında gerekli önlemler alınmaya devam edilecektir. Özetle, politika duruşunun enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde dengeleyici ve finansal istikrarı destekleyici niteliği korunacaktır." değerlendirmesi yapıldı.

Özette, maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmelerin enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edildiği belirtildi.

Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayıldığı aktarılan özette, maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesinin söz konusu olabileceğine işaret edildi.

Özette, son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesinin Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olduğu kaydedildi.

Küresel belirsizliklerin yüksek olduğu mevcut konjonktürde bu kazanımların korunarak daha da ileriye götürülmesinin önem taşıdığı vurgulanan özette, "Mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak her türlü tedbir makroekonomik istikrarı destekleyecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır." görüşlerine yer verildi.

(Bitti)

Yorumlar