"Merkez Bankası kredibilitesini artırdı"

İSTANBUL (AA) - MURAT BİRİNCİ - Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz artışı kararını olumlu değerlendirirken, kararın bankanın kredibilitiesini artırdığını ifade ediyor.

ABD başkanlık seçiminin ardından doların diğer para birimlerine karşı sert değer kazancı ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 2,41'in üzerini görmesi piyasaların gözünü bugünkü Para Politikası Kurulu (PPK) kararına çevirmişti.

PPK'da politika faizi ve faiz koridorunun üst bandı 28 Ocak 2013'ten bu yana ilk kezartırılırken, faiz oranları sırasıyla yüzde 8'e ve yüzde 8,50'ye çıkarıldı.

Ekonomistler, piyasa beklentisinin ötesinde kararlar alındığını belirterek, Merkez Bankasının gerekli gördüğü hallerde Türk lirasını korumak adına faiz silahı başta olmak üzere tüm araçları kullanabileceğini gösteren kararlar aldığını söyledi.

Faiz kararı sonrasında TCMB'nin kredibilitesinin arttığını belirten ekonomistler, bankanın yabancı para zorunlu karşılık indirimi ve reeskont kredi vade uzatımının da olumlu kararlar olduğunu ifade etti.

- "TCMB gerektiğinde TL'nin arkasında duracağı sinyalini piyasaya verdi"

Odeabank Ekonomik Araştırma ve Stratejik Planlama Direktörü Ali Kırali, AA muhabirine yaptığı açıklamada, karar öncesi politika faizinde 25 baz puanlık artırıma karşın faiz koridorunun üst bandının şu aşamada sabit tutulacağını, bu çerçevede koridorda simetriyi sağlayarak sadeleşme sürecinin sonlanacağını öngördüklerini ifade etti.

TCMB'nin ise politika faizinde 50 baz puan, faiz koridorunun üst bandında ise 25 baz puan artırıma giderek kendileri ve piyasa beklentilerinin ötesinde sıkılaştırıcı bir karar aldığını belirten Kırali, bu yönüyle kararın sürpriz sayılabilecek nitelikte ve yapılan açıklamada enflasyona yapılan vurgunun artmasının oldukça yerinde olduğunu söyledi.

Kırali, şunları kaydetti:

"Karardan önce piyasalarda TCMB'nin faiz silahını kullanmakta çekingen davranması nedeniyle TL'nin korumadan yoksun olduğuna dair bir kanı vardı. Bu da jeopolitik ve politik belirsizliklerin de etkisiyle TL'yi spekülasyona açık hale getiriyordu. Alınan kararla TCMB, gerektiğinde TL'nin arkasında duracağı sinyalini piyasaya verdi. Bu nedenle bir süredir Türk finansal varlıklarında görülen negatif ayrışmanın azalacağını öngörüyoruz. Küresel ve jeopolitik koşulların da desteklemesi halinde Türk finansal varlık fiyatlamalarında bir toparlanma olabileceğini düşünüyoruz.

Bankanın beklentilerden daha sıkı bir duruş sergilemesi, her şeyden önce TCMB'nin kredibilitesini artırdı. Ancak diğer taraftan bugünkü kararla faiz koridorunun yeniden genişletilmesi, TCMB'nin bir yıldan uzun süredir kullandığı para politikasında sadeleşme olgusunun tersine bir hamle oldu. Daha geniş bir koridorun önümüzdeki dönemde global piyasalarda artacak volatilitenin Türkiye ekonomisine etkilerini minimize etmek açısından daha avantajlı olacağını uzun süredir belirtiyorum. Bu nedenle faiz koridorunun tekrar genişletilmesi her ne kadar TCMB açısından daha önceki kararlarıyla çelişse de ekonomimizi önümüzdeki yüksek volatilite dönemini daha az hasarla atlatmasını sağlayacak doğru bir adımdır."

- "3 ayda yaklaşık 4 milyar dolar sistemde kalacak"

AA Finans Analisti, ekonomist Haluk Bürümcekçi de Merkez Bankası kararının olumlu bir sürpriz olduğunu ifade ederek, "Açıklamada ileriye yönelik bir sinyal verilmese de, TL'de değer kaybı baskısının devam etmesi durumunda politika faizi ve üst bantta yeni artışlar görülebilir." dedi.

Faiz artırım kararının ortalama fonlama maliyeti ve gecelik repo faizini yükselterek TL'ye biraz destek vereceğini belirten Bürümcekçi, mart-eylül dönemi indirimleri ile birikimli faiz indiriminin 250 baz puana ulaştığını, koridorun genişliğinin de 100 baz puan ile yeni tarihi düşük seviyesine gerilediğini söyledi.

Bürümcekçi, alınan kararlarla koridorun genişliğinin 125 baz puana yükseldiğini, buna karşın toplantı metninde sadeleşmeden bahsedilmediğini bildirdi.

TCMB'nin gerekli görmesi durumunda likiditeyi sıkıştırarak fonlama maliyetini son değeri olan yüzde 7,90'dan yüzde 8,50'ye kadar yükseltme imkanı elde ettiğini vurgulayan Bürümcekçi, şunları kaydetti:

"Yarından itibaren repo piyasasında gecelik faiz de yüzde 8,50 seviyesinden geçecektir. Bilindiği gibi, TCMB'nin çok uzun süreden beri bankaların fonlama ihtiyacının tamamını haftalık repo ihaleleriyle karşılamayarak piyasa yapıcısı ve borç verme imkanlarını kullanmaya zorlaması ile fonlama maliyetinin politika faizinin üzerinde oluşması ve gecelik faizlerin faiz koridoru üst sınırına yapışık oluşması sağlanmıştı. Dolayısıyla TCMB likiditeyi hiç ekstra sıkılaştırmasa bile ortalama fonlama maliyeti yüzde 8,25 civarına yaklaştırma imkanı elde etmiştir.

TCMB’nin reeskont kredilerinde vade uzatması, 3 ayda yaklaşık 4 milyar doların sistemde kalmasını sağlayacak. Merkez Bankasının vadesi dolacak olan ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredileri için geri ödeme gününü 3 ay ötelemesi ise son dönemde ayda yaklaşık 1,2 milyar dolar döviz alımı yapan TCMB'nin bu miktarda dövizi sistemde bırakması anlamına gelecektir. Ayrıca, vade uzatımı imkanını kullanmayıp krediyi vadesinde ödeyeceklere de Türk lirası olarak geri ödemenin yapılabilmesi imkanı tanınarak dövizdeki baskı azaltılmıştır."

- "Merkez Bankası 'gerekirse faiz de artırırım' mesajı verdi"

Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı ise Merkez Bankasından olumlu bir hamle geldiğini, bankanın, faiz artırım miktarını piyasa beklentisinin ötesinde tutarak "Ben gerekirse faiz de artırırım" mesajını gecikmeli de olsa verdiğini söyledi.

"Eğer bu toplantıda faiz artırımı yapılmasaydı dolar/TL tahminlerin çok ötesinde yerlere gidebilirdi" diyen Kanlı, finansal oynaklığın bir süre daha süreceğini dikkate alındığında kuru istikrara kavuşturmak için faiz artırımlarıyla birlikte likidite sıkılaştırmasının da gerekeceğini söyledi.

Kanlı, diğer taraftan alınan ek makroihtiyati adımların, zorunlu karşılık indirimi ve reeskont kredi vade uzatımının da faiz artırımının sıkılaştırıcı etkisini telafi etmek için atıldığını ve bunu da olumlu bulduğunu ifade etti.