"Katılım Bankacılığı ve Girişimcilik Ekosistemi Çalıştayı" gong töreni

- Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şimşek: - "3 milyon Suriyeli kardeşimize kapımızı açtık. Batı bunu yük olarak görüyor, biz bunu fırsat olarak görüyoruz" - "İşte bizim farkımız bu. Türkiye'nin açık olması Türkiye'ye uzun vadede yük değil, güç katacak bir gelişme" - "Zorluklara rağmen Türkiye ekonomisi Batı ile arayı kapatmaya devam ediyor"

Google Haberlere Abone ol
"Katılım Bankacılığı ve Girişimcilik Ekosistemi Çalıştayı" gong töreni

İSTANBUL (AA) - Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "3 milyon Suriyeli kardeşimize kapımızı açtık. Batı bunu yük olarak görüyor, biz bunu fırsat olarak görüyoruz. İşte bizim farkımız bu. Türkiye'nin açık olması Türkiye'ye uzun vadede yük değil, güç katacak bir gelişme." dedi.

Şimşek, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ARI Teknokent ve Borsa İstanbul iş birliğiyle düzenlenen "Katılım Bankacılığı ve Girişimcilik Ekosistemi Çalıştayı"nın gong törenine katıldı.

Törenin ardından konuşan Şimşek, çalıştayın önemli iki konuyu ele aldığını dile getirerek, "Girişimcilik ekosistemi başlı başına bugün hem dünya hem Türkiye için hayati bir konu. Katılım bankaları da bu işin aslında önemli bir bileşeni olma potansiyeline sahip, bugün o fonksiyonu yerine getiriyor mu ondan emin değilim." değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, Türkiye'nin geçmişte bir çok konuya, dünyaya göre gecikmeli başladığını, fakat girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi, oluşturulması ve iyileştirilmesi noktasında son yıllarda büyük mesafeler katedildiğini aktardı.

Melek yatırımcılığın girişimcilik ekosisteminin önemli bir bileşeni olduğuna ve katılım bankaları ile melek girişimcilik arasındaki uyuma dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:

"Uyuma rağmen katılım bankaları melek yatırımcılık sisteminde yok. Bu yüzden katılım bankalarımıza, ciddi bir şekilde bu girişim fonları oluşturmayı, melek yatırımcıları desteklemeyi ya da kendilerinin melek yatırımcı olarak bu işin içinde olmasını ciddi şekilde tavsiye ediyorum. Biz şu an sadece girişimcileri desteklemiyoruz. Devlet olarak fonların fonuna kaynak aktararak, aslında biz girişimcileri destekleyen girişimcileri, fonları destekliyoruz. Biz girişimcilik ekosisteminin gelişmesinin ne kadar hayati bir önem taşıdığının farkındayız.

Türkiye'nin büyük yeraltı zenginlikleri yok. İyi ki de yokmuş. Belki de olsa biz de bu coğrafya gibi sırtımızı oraya dayayabilirdik. Bakıyorum bazı komşularımızın gelirlerinin yüzde 90'ından fazlası petrole, doğalgaza dayanıyor. İyi bir sistem değil, öyle olmadığını şimdi görüyoruz."


- "Türkiye'nin en güçlü tarafı genç nüfusu olduğu kadar, aslında girişimcilik ruhudur"


Şimşek, Türkiye ekonomisinin, bu kadar zor bir coğrafyada, sıkıntılı dönemlerde, küresel ekonomideki sorunların arasında, Orta Doğu'daki kargaşada büyük bir direnç gösterdiğine dikkati çekerek, "Türkiye'nin en güçlü tarafı genç nüfusu olduğu kadar, aslında girişimcilik ruhudur." dedi.

Zorluklara rağmen Türkiye ekonomisinin Batı ile arayı kapatmaya devam ettiğini vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:

"Bu zor şartlarda Türk girişimcilerin başarısı, dinamizmi sayesinde gerçekleşiyor. Ekosistemin bütün bileşenleri bugün burada. Mesela İTÜ'nün Kuluçka Merkezinin, dünyada 18'inci, Avrupa'da ise 8'inci sırada olmasından çok etkilendim. Rektörümüzü ve herkesi tebrik ediyorum. Üniversite çok önemli bir bileşen. Üniversitelerin büyük bir zihniyet devriminden geçmesi gerekiyor, bunu başaran tek tük üniversitelerimiz var.

Batı'da şimdi şirket batırmamış profesörlere üniversitelerde çok yer vermek istenmiyor fakat bizde böyle bir yaklaşım yok, çünkü performansa dayalı bir kültür yok. Bu ekosistemin oluşabilmesi için çok adım attık. Bize getirilen her türlü kaygıyı inceledik ve gereği olan yasal düzenlemeleri yaptık.

En son hükümetimizin yaptığı önemli bir Ar-Ge reform çalışması oldu ve Meclis'ten geçti. Orada aslında, Ar-Ge'nin özellikle ticarileşmesine ve üniversitelerimizin orada daha güçlü bir rol üstlenmesine yönelik önemli hususlar var. Üniversitelerimizin mutlaka, öğrencileri temel eğitimden sonra, girişimciliğe bu sistemin bir parçası olmaya teşvik etmesi lazım."


-"Katılım bankalarının sistemdeki payının 2023'e kadar yüzde 15'e çıkarılabilmesi için ilave çaba gerekli"


Şimşek, katılım bankalarının sistem içindeki payının, 2023 yılına kadar yüzde 15'e çıkarılabilmesi için çok ciddi ilave çaba gerektiğine dikkati çekerek, "Hükümet olarak gereken her türlü desteği biz verdik, vereceğiz. Ama katılım bankalarının biraz daha geleneksel bankacılığı kopyalama yerine, bugün bu çalıştayın konusu olan (girişimcilik ekosistemi) konulara daha çok odaklanmasını bekliyoruz, esas gelecek ve esas karlar burada." ifadelerini kullandı.

Geleneksel sistemde rekabetin yüksek ve marjların düşük olduğunu belirten Şimşek, katılım bankalarının girişimci ekosisteminin önemli bir bileşeni haline gelmesi durumunda getirilerin çok daha yüksek olacağını söyledi.

Şimşek, hükümet olarak yaptıkları çalışmalar hakkında katılımcılara bilgi vererek, en son olarak KOBİ'lerin finansmana erişimin kolaylaşması için taşınır rehni konusunun yasal altyapısının tamamlandığını, yaz döneminde Meclis'ten geçmesini beklediklerini aktardı.


- "3 milyon Suriyeli kardeşimize kapımızı açtık"


Girişimcileri güçlü şekilde desteklediklerinin altını çizen Şimşek, "Şu an bizim tek sermayemiz insanımız ve girişimcimiz, en güçlü tarafımız da bu. Türkiye açık bir ülke. 3 milyon Suriyeli kardeşimize kapımızı açtık. Batı bunu yük olarak görüyor, biz bunu fırsat olarak görüyoruz. İşte bizim farkımız bu. Türkiye'nin açık olması Türkiye'ye uzun vadede yük değil, güç katacak bir gelişme." görüşünü paylaştı.

Şimşek, geçen hafta Reform İzleme Grubu'nda çok önemli düzenlemelerin tartışıldığını ve nihai şeklinin verildiğini anımsatarak, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Örnek olarak söylüyorum; biz dünyadan kaliteli akıllı öğrencileri Türkiye'ye çekiyoruz. Kendi ülkelerinde ilk sıralara girenlere burs veriyoruz. Şimdi onları Türkiye'de tutmak için bir model geliştireceğiz. Dünyadan gelip de Türkiye'de yatırım yapanlara, belli bir ölçeğin üzerinde ev alanlara oturma izni, çalışma izni vereceğiz çünkü Türkiye'nin sermaye açlığı var.

Bizim sermayesi olanları da aklı olanları da ki akıl da bir sermayedir, Türkiye'ye çekmemiz lazım. Bunun için de bürokratik süreçleri kolaylaştırmamız lazım. Hatta dünyaya oranla daha iyi bir ekosistem sunmamız lazım ve nitekim o ekosistemin bütün unsurları şu anda çalışıyor. İnşallah Meclisimiz yazın çalışır, bütün düzenlemeler hayata geçer, ekosistem daha da güçlenir. Ekosistemin bütün unsurlarını iyi çalıştırmamız lazım."

Yorumlar