'İnşaat sektöründeki sıkıntı en çok bankalara zarar verir'
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Müteahhit Sektör Meclis Başkanı Erdal Eren, inşaat sektöründe yaşanan sıkıntıların en çok bankacılık sektörüne zarar vereceğini söyledi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Müteahhit Sektör
Meclis Başkanı Erdal Eren, inşaat sektöründe yaşanan sıkıntıların
en çok bankacılık sektörüne zarar vereceğini söyledi. Eren, "İnşaat
sektörünün artan borç yükünün bankacılık sektörüne olan muhtemel
etkileri değerlendirildiğinde, inşaat sektörünü tehdit edecek
negatif ekonomik unsurların bankaları da etkileyeceğini düşünmek
mümkün." yorumunu yaptı.
Sektörün yurtiçi bankalara olan kredi borcunun sıcak para çıkışıyla
birlikte, konut kredilerini de olumsuz yansımaları olabileceğini
söyleyen Eren, "Diğer yandan, yurtiçindeki altyapı projeleri
bazında bakıldığında, gündemde olan mega projelerin büyük
çoğunluğunun, yerli banka konsorsiyumları tarafından finanse
edilmekte olduğu göz önüne alındığında, inşaat sektörü aynı zamanda
kalkan işlevi potansiyeline sahiptir." dedi. Faiz artışının
başlangıçta kredi maliyetlerini yükselteceğini, bu nedenle tüketim
ve yatırımlar üzerinde olumsuz etkilerin olabileceğine dikkat çeken
Eren, kurun enflasyona etkisi azaldığında yıl içinde faizlerin daha
fazla yükselmeyeceğine işaret etti.
TOOB Müteahhit Sektör Meclis Başkanı, faiz artırımının kısa vadede
olumsuz etkileri olsa da uzun vadede daha ciddi risklerin
azaltılması adına önemli bir karar olduğunu vurguladı. Erdal Eren,
yüksek faizlerin en çok mega projeleri etkileyeceğini şöyle
anlattı:
"Merkez Bankası'nın faizleri artırması bankaların mevduat ve kredi
faizlerinin de artmasına yol açacak; işin en maliyetli yanı da bu
gelişme olacaktır. Özel sektör üzerinde olumsuz yansımaları
olabilecek bu durumun, en çok da halihazırda sıkıntıya girmeye
başlamış olan inşaat sektörünü hem konut, hem de altyapı
projelerinde ciddi oranda etkileyeceği değerlendirilmektedir.
Gelişmelerin özellikle gündemde olan büyük özelleştirmeler ve
Kamu-Özel Ortaklığı modeli ile ihale edilen 'Mega Projelerin'
finansmanları ile bu işleri üstlenen firmalar üzerine düşen
özkaynak yüklerini ağırlaştırabileceği öngörülmektedir. Ek olarak
dalgalı konjonktüre bağlı bir kur riski artışı da mevcuttur.
Yap-İşlet-Devret ve Kamu-Özel Sektör Ortaklığı modelleri ile
gerçekleştirilmekte olan büyük ölçekli yatırım projelerinin,
Türkiye'de son dönemde yaşanan siyasi ve sosyal gelişmelerin
uluslararası kamuoyuna yansımaları, ülkenin yatırım ortamına
ilişkin yapılmaya başlanan olumsuz değerlendirmeler ve tersine
gelişmeler yaşanması olasılığı beliren ülke risk nedeniyle negatif
etkileneceği değerlendirilmektedir. Büyümeye önemli katkıda bulunan
ve bulunacak olan bu büyük yatırımların, ayrıca, döviz kurlarında
Aralık 2013-Ocak 2014 döneminde gözlenen, bu kadar kısa sürede
yaşanması hiç beklenmeyen derecede yüksek artışın gerilememesi
durumunda yüklenilecek ek maliyetler nedeniyle ayrı sorunlarla
karşı karşıya kalması söz konusudur."
Büyük şehirlerde konut fiyatlarının yüksek olmasını arsa
maliyetlerinin yüksek olmasına bağlayan Eren, "Zaten hemen hemen
aynı proje ve malzeme ile arsa değerlerinin düşük olduğu bir küçük
şehirde inşa edilen konut ile Ankara’da veya İstanbul’da inşa
edilen konutun satış fiyatının çok farklı olmasının tek nedeni
budur. Bu nedenle biz yıllardır kamu idarelerinin, TOKİ’nin,
belediyelerin hazine arazilerini planlı, altyapısı projelendirilmiş
ve hatta önceden tamamlanmış imarlı arsalar haline getirerek makul
bedellerle müteahhitlere satarak konut fiyatlarının makul
seviyelerde kalmasını sağlamayı asli görev olarak ele almalarını
öneriyoruz." şeklinde konuştu.
2013 yılında 700 bin dairenin tamamlandığını ancak 530 bin birinci
el konut satışının yapıldığını belirten TOBB Müteahhit Sektör
Meclis Başkanı, "Aradaki fark bu yıla stok fazlası olarak
devrolmuş, bu da konut sektöründe dikkat çekilen arz-talep
dengeleri ve maketten satışlar konusunda bir kere daha uyarı
vermiştir." diye konuştu.
CİHAN
Yorumlar