İhracatçılar da Rusya ile ticarette lira ve ruble kullanmak istiyor

- TİM Başkanı Büyükekşi: - "Geçtiğimiz 11 yıl boyunca TL ve ruble toplamının ihracatımızdaki payı 10 katına yükselmiş. Bu bizler için son derece sevindirici. Hedefimiz bu oranı çok daha yukarılara taşımak" - "TİM olarak, yerel para birimleri ile ticaret yapılmasını önemsiyoruz. Son dönemlerde TL'nin dış ticarette kullanımında önemli oranlarda artış görüldü" - "Rusya ile ilişkilerimizin tekrar düzelmesi ile birlikte bu ülkeyle olan dış ticaretimizin tekrar eski seviyelere dönmesini ve hedef olarak koyduğumuz 100 milyar dolar seviyesine yükselmesini bekliyoruz" - Türkiye'nin yılın ilk yarısında gerçekleştirdiği 71 milyar 668 milyon 595 bin dolarlık ihracatın 62 milyon 547 bin dolarlık bölümü Rus rublesi karşılığında yapıldı

Google Haberlere Abone ol
İhracatçılar da Rusya ile ticarette lira ve ruble kullanmak istiyor

İSTANBUL (AA) - ELİF FERHAN YEŞİLYURT/SÜMEYYE DALKILINÇ - Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkilerin normalleşme sürecine girmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında 9 Ağustos Salı günü gerçekleştirilen tarihi zirve ile birlikte gündeme gelen iki ülke arasındaki dış ticarette Türk lirası ve Rus rublesi kullanımına ihracatçılardan da destek geldi.

Rublenin Türkiye ihracatındaki payı yılın ilk yarısında yüzde 8,1 olurken, ihracatçılar, 11 yılda 10 katına yükselen TL ve ruble kullanımının payını daha da yukarılara taşımayı hedefliyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, AA muhabirlerine yaptığı açıklamada, TİM olarak, yerel para birimleri ile ticaret yapılmasını önemsediklerini, son dönemlerde TL’nin dış ticarette kullanımında önemli oranlarda artış görüldüğünü ifade etti.

Büyükekşi, 2001 yılında TL'nin ihracattaki payının yüzde 1 iken, bu oranın 2015’te yüzde 4,2’ye yükseldiği belirterek, şunları kaydetti:

"TL'nin ihracattaki payı 2016’nın ilk yarısında yükselişini sürdürdü ve yüzde 5,1 seviyesini yakaladı. Benzer şekilde, ithalatımızda da TL’nin payında ciddi bir artış görüyoruz. 2001 yılında sadece binde 3 düzeyinde olan TL’nin ithalatımızdaki payı, 2016’nın ilk yarısı itibarıyla yüzde 7’ye yükselmiş durumda. Bu durum, TL’nin artık dünyada itibarının yükseldiğini ve dış piyasalarda kullanımının da arttığının bir işaretidir. TL’nin dış ticaretimizdeki payının artışı bizi en çok cari açığın finansmanı noktasında etkiliyor. 2016’nın ilk yarısında Türkiye 19,1 milyar dolar cari açık verirken, bu açığın 3,2 milyar doları TL ile yapılan ticaretten kaynaklandı. Yani bu dönemde yaklaşık 6,9 milyar dolarlık ithalatı ve 3,7 milyar dolarlık ihracatı TL karşılığında yaptık. Bu da demek oluyor ki, cari açığın finansmanı noktasında 3,2 milyar dolarlık kısmı yurt dışından döviz olarak temin etmemiz gerekmiyor."


- "TL ile dış ticaretin bir diğer faydası da firmaların kur riskinden kaçınmış olmaları"


Mehmet Büyükekşi, TL ile dış ticaretin bir diğer faydasının da firmaların gerek ihracat gerekse ithalat yaparken kur riskinden kaçınması olduğunu, dolayısıyla dolar ve avroda yaşanan dalgalanmalardan firmaların direkt olarak etkilenmediğini söyledi.

Rusya’ya yapılan ihracata bakıldığında, 2005 yılındaki 2,6 milyar dolarlık ihracatın yüzde 82’sinin dolar, yüzde 16’sının avro ve yüzde 1,4’ünün ise TL kullanılarak gerçekleştirildiğini aktaran Büyükekşi, "2016’ya geldiğimizde ise ilk 7 ayda ihracatımızda doların payı yüzde 54’e gerilerken, avronun payı yüzde 35’e, TL’nin payı ise yüzde 2,6’ya yükselmiş durumda bulunuyor. Ruble ise yüzde 8,1’lik paya sahip. Yani, geçtiğimiz 11 yıl boyunca TL ve ruble toplamının ihracatımızdaki payı 10 katına yükselmiş. Bu bizler için son derece sevindirici. Hedefimiz bu oranı çok daha yukarılara taşımak." diye konuştu.

Büyükekşi, Rusya ile ilişkilerin tekrar düzelmesi ile birlikte bu ülke ile olan dış ticaretin tekrar eski seviyelere dönmesini ve hedef olarak koydukları 100 milyar dolar seviyesine yükselmesini beklediklerini kaydetti.


- İlk yarıda ihracatın 62,5 milyon dolarlık kısmı Rus rublesi karşılığında yapıldı


Rus savaş uçağının 24 Kasım 2015'te Türkiye'nin hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle düşürülmesinin ardından çıkmaza giren Türkiye-Rusya ilişkileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 9 Ağustos Salı günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i ziyaret etmesiyle yeniden ivme kazanmıştı.

Türkiye'nin Rusya'ya ihracatı, 2013'te 6 milyar 964 milyon dolara çıkarak zirveyi görmüş, ancak 2014 ve 2015 yıllarında petrol fiyatlarının gerilemesi, AB'nin Rusya’ya yaptırımlar uygulaması ve Rus ekonomisinin küçülme yaşaması nedeniyle sırasıyla 5 milyar 943 milyon dolara ve 3 milyar 588 milyon dolara gerilemişti. Uçak krizinden sonra uygulanan yaptırımlarla daha da düşen ihracat yılın ilk yarısında 737 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Söz konusu gelişmeler, iki ülke arasında yerel para birimi kullanılarak yapılan ticarete de yansıdı. Türkiye'nin, bu yılın ilk yarısında gerçekleştirdiği 71 milyar 668 milyon 595 bin dolar tutarındaki ihracatın 62 milyon 547 bin dolarlık bölümü Rus rublesi karşılığında yapıldı.

Rus rublesi karşılığında yapılan ihracat 2010'da ise 92 milyon 468 bin dolar, 2011'de 148 milyon 456 bin dolar, 2012'de 198 milyon 308 bin dolar, 2013'te 454 milyon 639 bin dolar, 2014'te 482 milyon 532 bin dolar ve 2015'te 193 milyon 363 bin dolar oldu.

İthalat ise 2014 yılında 25,3 milyar dolar ile en yüksek seviyesine ulaşırken, geçen yıl 20,4 milyar dolara geriledi. İthalat, bu yılın ilk 6 ayında ise yüzde 30 azalışla 7,8 milyar dolara düştü.


Yorumlar