Derman: Zeytin ağaçları ranta kurban edilmesin

Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şube Başkanı İbrahim Derman, zeytin ağaçlarının ranta kurban edilmemesini istedi. Şube, Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında 3573 Sayılı Kanunda Değişiklik...

Google Haberlere Abone ol
Derman: Zeytin ağaçları ranta kurban edilmesin

Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şube Başkanı İbrahim Derman, zeytin ağaçlarının ranta kurban edilmemesini istedi. Şube, Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında 3573 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na ilişkin yazılı bir açıklamada bulundu. Derman ve Zeytindostu Derneği Başkanı Abidin Tatlı imzalı ortak açıklamada, söz konusu tasarıyla zeytinliklerin kayba uğrayacağı savunuldu.

Zeytin sahalarının son yıllarda ciddi oranlarda artmasının sebeplerinin tütün ve pamuk üretimindeki sıkıntılar, Hazine arazilerinin satılması ve orman sahası dışına taşınarak tarıma açık hale getirilen alanlara kurulan tesisler olduğunu söyleyen Şube Başkanı Derman, “Ancak ülkemizde zeytinlik tesis edilebilecek, ekolojisi uygun alanlar sınırsız değildir, çünkü zeytin, iklim seçiciliği yüksek olan bitkilerdendir. Bu nedenle zeytin üretimi yapılabilen sahaların değeri iyi bilinmelidir.” dedi. Türkiye’nin 805 bin hektar zeytinlik alanı, 167 milyon ağaç sayısı, bin 820 bin ton zeytin üretimi ve 295 milyon dolar ihracatıyla İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus, Fas ve Suriye gibi ülkelerle zeytincilik alanında yarış halinde olduğunu vurgulayarak, “Zeytin ve zeytinyağı üretimine bu denli önem verilen ve dünyada söz sahibi olan ülkemizde, zeytinlikleri koruyan bir mevzuatımız bulunmaktadır. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, 26 Ocak 1939 tarihinde çıkarılan 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun ile zeytinlik alanlarımız devlet güvencesine alınmıştır. Kanuna göre zeytincilik sahaları daraltılamaz. Zeytin sahalarına en az 1 kilometre yakınlıkta koyun ve keçi ağılı yapılması ve bu alanlara her çeşit hayvan sokulması yasaktır. Ayrıca zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede, zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin bitkisel gelişimine ve üremesine engel olacak kimyevi atık, toz ve duman bırakan tesis yapılamaz ve işletilemez.” şeklinde konuştu. İbrahim Derman, buna karşılık 16 Haziran 2014 tarihinde Başbakanlık'tan TBMM'ye gönderilen, Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın, zeytinliklerin rant odaklı faaliyetlere açılabileceği yönünde hükümler içerdiğini kaydetti. Tasarıda yer alan "zeytinlik saha" tanımlaması ile 25 dekardan küçük sahaların artık zeytinlik saha sayılmayacağını aktararak, “Oysa AB'nin konuyla ilgili 2366/98 EC mevzuatında, 1 dekarın üzerindeki alanlar 'zeytin yetiştirilen parsel' olarak tanımlanırken 'zeytin ağaçlarıyla kaplı alanlar' ise asgari 100 metrekare olarak boyutlandırılmaktadır. Ülkemizdeki zeytin bahçelerinin ortalama büyüklüğünün 12 dekar olduğu dikkate alındığında, zeytinlik sahaların yarıdan fazlasının kanunun koruyuculuğunun dışına çıkarılmış olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Kanunda zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası kurulmasına izin verilir. Zeytinliklere zarar verecek kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılmasına ve işletilmesine izin verilmezken tasarıda zeytinyağı fabrikası kurulmasıyla ilgili imtiyaz kaldırılmış, buna karşın yeni oluşturulacak Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu'nun uygun görmesi şartıyla jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları için ilgili bakanlıkça kamu yararı kararı alınmış. Madencilik faaliyetleri, elektrik üretimine yönelik yatırımlar, petrol ve doğalgaz arama ve işletme faaliyetleri, savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı, kamu yararı gözetilerek yol altyapı ve üstyapısı faaliyetlerinde bulunulacak yatırımlar için zeytinlik sahalarda yatırım yapılmasına Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilecektir.” dedi. Toplam dokuz üyeden yedisinin kamu görevlilerinden oluşması ve beş üyenin aynı yöndeki oyuyla kararların alınacak olmasının, zeytinlik alanların sağlıklı bir şekilde korunamayacağı yönünde endişelere yol açtığını söyleyen Derman, “Kaygımız, ilimizde ve bölgemizde sayıları hızla artan, çevreyi olumsuz etkileme riski apaçık ortada olan nikel ve altın madenlerinin yanısıra enerji amaçlı jeotermal kuyularının, bu yasada yapılacak değişiklikle tüm tarım alanlarımızı tehdit etmesidir. Yer altı zenginliklerimizin değerlendirilmesi, dışarıya bağımlı olduğumuz enerjinin ülkemizde daha fazla üretilmesi karşı durulamaz gerçeklerdendir ancak unutulmaması gereken çok önemli bir gerçek daha vardır, insanoğlu beslenmek zorundadır. Bugün ruhsat verdiğiniz madenler, kuyular, ülkemizin üzerinde 12 ay üretim yapılan topraklarını tehdit etmektedir. İşte bu nedenle TBMM, iktidar partisi AKP ve özellikle bölge milletvekillerimize sesleniyoruz. Yasa tasarısını geri çekin, Gediz, Bakırçay ve Menderes havzalarını tarımsal koruma alanı ilan ederek gıda geleceğimizi güvence altına alın.” diye konuştu. CİHAN

Yorumlar