Şili'de konuşan Erdoğan: İslam teröre müsaade etmez

Şili'de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ile terör kelimelerinin asla yan yana getirilemeyeceğini, IŞİD'in de İslamla alakasının olmadığını söyledi

Google Haberlere Abone ol
Şili'de konuşan Erdoğan: İslam teröre müsaade etmez

Son Haberler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Asla İslam teröre müsaade etmez, bu bir. İki, İslam'la terör yan yana kimse zikredilemez. Üç, DAİŞ bir terör örgütüdür ve DAİŞ'in de yakından uzaktan İslam'la alakası yoktur" dedi.

Erdoğan, Şili'de Birleşmiş Milletler (BM) Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu'ndaki (ECLAC) konferansta yaptığı konuşmada, uluslararası toplumdan beklentilerinin, sığınmacılar ve yük paylaşımı konusunda samimi bir tutum ortaya konulması gerektiği olduğunu söyledi.

Avrupa Birliği (AB) ile bu çerçevede bir anlaşmaya vardıklarını ama henüz somut neticelerini alamadıklarını vurgulayan Erdoğan, esasen Suriye kaynaklı sığınmacı krizinin, buz dağının sadece görünen yüzü olduğunu ifade etti.

Kimi ülkelerde sığınmacılara yönelik dışlayıcı, kapılarını kapatan tavırların ardında din ve etnik farklılıkları önceleyen yaklaşımların yer aldığını görmenin insanlık adına üzüntü verci olduğunu belirten Erdoğan, "Hem terörü bir dinle eşleştirmek hem de terör ve baskıdan özgürlüğe kaçan insanları, inançları ve kökenleri nedeniyle dışlamak sadece terör örgütlerinin ve marjinal grupların işine gelir. Bu konuda herkesi dikkatli olmaya, özenli davranmaya çağırıyoruz" diye konuştu.

Erdoğan, Türkiye'nin insani yardımlar konusunda güçlü bir geleneğe sahip bir ülke olduğunu kaydederek, ülkede tarih boyunca mağdur olan herkese yardım edildiğini vurguladı.

Bugün de aynı hassasiyetle dünyanın her yerinde insani faaliyetler yürüttüklerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada Amerika, İngiltere ve Türkiye'nin insani yardımda ilk 3'te olduğunu, bunun milli gelire oranla ifade edildiğinde ise Türkiye'nin birinci sırada yer aldığını açıkladı.

"TERÖRÜN BİRİNE İYİ BİRİNE KÖTÜ DİYEMEZSİNİZ"

Erdoğan, küresel barışın sağlanmasının önündeki en büyük sorunlardan birisinin terörizm olduğuna işaret ederek, Türkiye olarak bu sorunun ne olduğunu ve hangi bedeller ödetebileceğini yakından bildiklerini ifade etti. Yaklaşık 35 yıllık tecrübeye sahip olduklarına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

"Terörizmle mücadelenin ancak uluslararası düzeyde, samimi bir işbirliği ve dayanışmayla başarıya ulaşabileceğine inanıyoruz. 'Başının çaresine baksın' dersek bu olmaz. Terörizmle mücadeleye yönelik uluslararası işbirliği bağlamında, bugüne kadar üzerimize düşenleri yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Fakat Avrupa'nın bir ülkesinde, bir terör eylemi olduğu zaman dünya ayağa kalkıyor, Türkiye'nin Ankara'sında, İstanbul'unda, Gaziantep'inde, Suruç'unda olduğu zaman dünya niye seyrediyor. Bunların da cevabını bulmak gerekir.

Nitekim ülkemiz, Terörle Mücadele Küresel Forumu'nun kuruluşundan beri ABD ile eş başkanlığını yürütüyor. Terörle mücadele konusuda en önemli ilkelerden birisi de terör örgütleriyle ayrım yapmadan mücadele edilmesidir. 'Terör örgütünün bir tanesi iyi, bir tanesi kötü' diyemezsiniz."

"İSLAM BARIŞ KELİMESİNDEN TÜREMİŞTİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, DAEŞ'in bir terör örgütü olduğunu, bütün hesapların ve sosyolojik boyutunun tüm yönleriyle ortaya çıktığını vurgulayarak, PKK, PYD, DHKP-C gibi terör örgütleriyle aynı şekilde mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

Terörün dini, milleti ve ırkının bulunmadığının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

"İslam dinini terörizmle ilişkili hale getirenler, varlıklarını inanç istismarına borçlu olan terör örgütlerine en büyük desteği ve cesareti verdiklerini bilmelidirler. Şunu çok açık söylüyorum, İslam, barış kelimesinden türemiştir. Asla İslam teröre müsaade etmez, bu bir. İki, İslam'la terörü yan yana kimse zikredemez. Üç, DAİŞ bir terör örgütüdür ve DAİŞ'in de yakından uzaktan İslam'la alakası yoktur.

Tam aksine DAİŞ şu andaki yaptıklarıyla İslam'a zarar vermektedir, İslam düşmanı bir örgüttür. G20'de de bunları söyledim, burada da söylüyorum. Terörü, belirli bir dine mensup kişiler veya belirli bir etnik grubun üyeleriyle bağdaştırma yaklaşımı, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık gibi insanlık tarihinin yüz karası akımlarının güçlenmesine de zemin hazırlıyor."

Erdoğan, tüm ülkelerin bu çerçevede daha yakın iş birliğinde olmaları gerektiğini belirterek, dünyada barış ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabaların artırılarak sürdürülmesinde kararlı olunması çağrısında bulundu.

Konferansa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak da katıldı.

İKİLİ ANLAŞMALAR İMZALANDI

La Moneda Devlet Başkanlığı Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan ve Bachelet, ikili anlaşmaların imza törenine de katıldı.

ERDOĞAN'DAN ARINÇ'IN SÖZLERİNE CEVAP: DÜRÜST BİR HAREKET DEĞİL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şili dönüşünde uçakta gazetecilerle yaptığı konuşmada, "Bülent Arınç’ın bir televizyon kanalındaki son açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" bir soru üzerine Arınç'ın dürüst davranmadığını belirterek şunları söyledi: 

O televizyon programını izlemedim, ama duyunca da ciddi manada üzüldüm. Konuyla ilgisi olan Yalçın Akdoğan, Efkan Âlâ, Mahir Bey (Ünal) var... Ben Dolmabahçe konusunda her üçüne de, “Onlarla aynı fotoğraf karesinde olmanız doğru olmaz. Çünkü onları muhatap almak, ciddi manada size zarar verir. Sizler hükümetsiniz, onlar hükümetin muhatabı olamaz” demiştim. Nitekim benim Başbakanlığım döneminde de gerek Beşir Bey (Atalay), gerek Sadullah Bey (Ergin) zaman zaman bazı görüşmeler yaparlardı. Görüşme Parlamento’da olurdu ve özel yapılırdı. Ne resim verilirdi ne dışarıya açıklama yapılırdı. Ama Dolmabahçe’de öyle bir şeyin yapılmış olması, karşı tarafın hadiseyi bir mutabakat gibi lanse etmeye kalkması tabii çok ciddi bir yanlış olmuştur. Dolayısıyla, bundan benim haberimin olduğunun, bunun benim müsaademle yapıldığının iddia edilmesi kesinlikle dürüst bir hareket değildir. Doğru bir hareket değildir. Kaldı ki o zat, benimle çalıştığı zaman içerisinde bunları konuşmamıştır. Parlamentodan çıktıktan sonra kalkıp da Cumhurbaşkanı hakkında böyle bir doğru olmayan ifadeler kullanılmasını kabul etmek mümkün değildir.

Yorumlar