Obama'yı uyaran uzmanlar konuştu: Erdoğan’ın ürperten otoriterliği, kaygı verici

ABD Başkanı Barack Obama'ya mektup yazıp “Başbakan Tayyip Erdoğan'a karşı sessizliğini boz” uyarısı yapan isimler, Türkiye ile ilgili endişelerini anlattı.

Google Haberlere Abone ol
Obama'yı uyaran uzmanlar konuştu: Erdoğan’ın ürperten otoriterliği, kaygı verici

ABD Başkanı Barack Obama'ya mektup yazıp “Başbakan Tayyip Erdoğan'a karşı sessizliğini boz” uyarısı yapan isimler, Türkiye ile ilgili endişelerini anlattı. Mektupta imzası bulunan Amerikalı 5 Türkiye uzmanı, kaygıların çok ciddi boyutta olduğunu dile getirdi.

Obama'dan, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yönetim tarzına ve politikalarına karşı sessizliğini bozmasını” talep eden mektupta, Washington'daki 80 tanınmış ismin imzası bulunuyordu. Mektupta imzası olan Washington'un önde gelen 5 Türkiye uzmanı, Türkiye'de yaşanan gelişmeler ve Obama'ya gönderilen mektup hakkında Cihan Haber Ajansı’na konuştu.

DERİN KAYGININ AÇIK İŞARETİ

Hudson Enstitüsü Başkanı ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Ken Weinstein, başta kuvvetler ayrılığı ve hükümetin hesap verebilirliği olmak üzere; temel haklar ve bilginin özgür dolaşımına yönelik tehditler sebebiyle, Türkiye’deki son gelişmelerden endişe duyduğunu dile getirdi.

Yaşanan gelişmelerin ABD-Türkiye ilişkilerine derin etkisinin olacağına vurgu yapan Weinstein, “Mektuba siyasiler, Amerikan İlerleme Merkezi'ndeki (CAP) liberaller ve kariyerli eski diplomatlardan -bunlardan biri Bush döneminde Türkiye'de büyükelçilik yapmış- oluşan 80 tanınmış ismin imza atması, Amerikan toplumunun önde gelenlerinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ürpertici otoriterliğinden derin kaygı duyduğunun açık işaretidir.” diye konuştu.

“MEKTUP, ERDOĞAN HÜKÜMETİNİN ABD’DE DESTEKÇİSİNİN AZALDIĞINI GÖSTERİYOR”

Amerikan Kalkınma Merkezi (CAP) Türkiye Uzmanı Michael Werz ise Türk toplumunun çok zor bir evreden geçtiğini ifade etti. Türkiye’de mevcut durumu önümüzdeki bir buçuk yıl içinde gerçekleşecek 3 seçimin de değiştirmeye yetmeyebileceğini belirten Werz, “Bu yüzden, seçimlerin demokratikleşme anlamına gelen reform ve kalkınma adına fırsat olduğunu düşünenler, hayal kırıklığına uğrayabilir. Önemli bir NATO üyesi olan Türkiye'nin siyasi sisteminin üst standartlarda olması gerekiyor. Tarafsız mektup, Washington ve ötesinde, Türkiye'de değişen durum sebebiyle artan kaygıların bir reaksiyonu oldu. Mektup, bu kaygıların geniş bir kesim tarafından paylaşıldığını ve Türk hükümetinin ABD'de çok az destekçisinin kaldığını gösteriyor.” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN İTİBARI VE DEMOKRATİK KURULUŞLARI SALDIRI ALTINDA”

Demokrasileri Savunma Vakfı (FDD) Türkiye ve Ortadoğu Uzmanı Jonathan Schanzer son gelişmelerin tedirginlik verdiğini dile getirdi. Türkiye’nin sadece yolsuzlukla mücadele etmediğine dikkat çeken Schanzer, “Ayrıca, birtakım terörist grupların ve düzenbaz rejimin içinde olduğu yasadışı finansman problemi de yaşanıyor gibi görünüyor. Bu, İran, El-Kaide ve Hamas'ı da kapsıyor. Hükümet bu iddialara yönelik soruşturma başlatmak yerine gazeteci ve savcıların üzerine gidiyor ve korku iklimi oluşturuyor. Kısacası, Türkiye'nin itibarı ve demokratik kuruluşları saldırı altında.” dedi.

Schanzer, Obama’ya gönderilen mektubun öncelikle uluslararası toplumun Türkiye'yi yakından takip ettiğini ortaya koyduğunu ve çok sayıda Türkiye uzmanının, ülkenin gidişatının daha da kötüleşmesini engellemek için çaba sarf ettiğini kaydetti. Bununla birlikte Jonathan Schanzer, mektubun etkili olması için benzer kaygıların Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı istihbarat birimlerince de duyulması gerektiğini sözlerine ekledi.

TÜRKİYE’Yİ SEVENLERDE DERİN KAYGI VAR

Amerikan İlerleme Merkezi (CAP) Ortadoğu Uzmanı Brian Katulis, Türkiye’nin yakın gelecekteki yerel, ulusal ve cumhurbaşkanlığı seçimleri ile iç siyasette önemli bir döneme gireceğini söyledi. Güç ve yönetimi kazanmanın zorlu bir çekişmeden geçtiğini ifade eden Katulis, “Bu yüzden ifade ve basın özgürlüğü dâhil temel insan hakları ve özgürlüklere saygı göstermek bir ülke için son derece önemlidir.” dedi.

Katulis, mektupla ilgili temel mesajın açık olduğunu ifade etti. Mektubu neden imzaladığını ise şöyle açıkladı: “Türkiye'ye ve Türkiye'deki arkadaşlarıma duyduğum derin sevgi ve hayranlığın yansımasıdır. Türkiye'yi her alanda gelişmiş ve ilerlemiş olarak görmek isterim. Son gelişmeler, Türkiye'yi sevenler ve iki ülke ilişkilerini düzelmiş görmek isteyenler arasında derin kaygıya neden oldu.”

“BU SORUNLAR TÜRK HALKININ REFAH VE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ZAYIFLATIR”

Amerikan İlerleme Merkezi (CAP) Eğitim ve Ulusal Güvenlik Uzmanı Scott Lilly ise Türkiye'ye son 20 yılda belirli aralıklarla seyahat yapmış biri olarak, ABD ve Avrupa'nın Türkiye'nin uluslararası topluma sağlayabileceği katkının önemini tam olarak anlayamamasından dolayı derin hayal kırıklığı yaşadığını ifade etti.

Son 10 ayın kendisinde, Türkiye'nin ekonomik istikrar ve siyasi liderlik potansiyelinde ciddi düşüşler yaşayabileceği yönünde endişe yarattığını belirten Lilly, şöyle konuştu: “Daha önce sağlam zemine oturmuş ve gelişmiş gibi görünen Türkiye ekonomisi, şu anda ciddi problemlerle tehlike altında. Bu tehlikeler, Türk hükümetinin kendi halkının çoğunluğu ile anlamlı ilişkiler kuramaması ve Türk kanunlarının ve hükümet faaliyetlerinin, adil ve eşit şekilde uygulanmaması ile ilgili artan endişelerden ibarettir. Bu problemler, ülkenin büyüme kapasitesini, Türk halkının refah ve özgürlüğünü ciddi şekilde zayıflatır. Zaten halihazırda söz konusu durum, Türkiye'nin uluslararası toplum içindeki duruşunu zayıflatmış bulunuyor.” CİHAN

Yorumlar