Erdoğan, Japon işadamlarına seslendi: Türkiye, muazzam coğrafyanın anahtarıdır
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Japonya'da işadamlarına seslendi: "Türkiye, bu muazzam coğrafyanın anahtarıdır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Japonya'da işadamlarına seslendi:
"Türkiye, bu muazzam coğrafyanın anahtarıdır."
Keidanren Derneği'nde, Türk Japon İşadamları Forumu'nda konuşan
Erdoğan, "Türkiye’ye yatırım ve ülkemizle ticaret yapmayı arzulayan
Japon işadamlarının, tüm bunlara ilave olarak dikkate almaları
gereken bir husus daha var; bu da, Türkiye’nin üç veya dört saatlik
bir uçuş mesafesinde yaklaşık 9 trilyon dolarlık bir dış ticaret
pazarına, yaklaşık 1,5 milyarlık bir nüfusa ve yine yaklaşık 24
trilyon dolarlık bir gayrı safi milli hasılaya sahip bir
coğrafyanın giriş kapısı olmasıdır. Türkiye, bu muazzam coğrafyanın
anahtarıdır; bu bölgeye yapılacak yatırımlar açısından en güçlü, en
güvenilir, en sağlamsıçrama tahtasıdır" dedi.
Japonya'nın başkenti Tokyo'da bugün başladığı temaslarını sürdüren
Başbakan Erdoğan, Keidanren Derneği'nde, Türk Japon İşadamları
Forumunu'na katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, Japon iş
dünyasının en büyük çatı kuruluşu olan Keidanren'de bulunmaktan
dolayı mutlu olduğunu belirterek, 2014 senesinin Türk ve Japon iş
dünyası açısından verimli ve başarılı bir yıl olması temennilerini
dile getirdi.
Konuşmasının başında, 2013 yılında Türk-Japon ilişkilerinin
stratejik ortaklık düzeyine taşınması konusunda Japonya Başbakanı
Şinzo Abe ile birlikte çok önemli bir karar aldıklarını hatırlatan
Erdoğan, "Türkiye ve Japonya arasında diplomatik ilişkilerin tesis
edilişinin 90’ıncı yıldönümü olan 2014’ün, stratejik ortaklığımızın
bilfiil hayata geçirilmesi istikametinde yeni adımlar atacağımız
bir yıl olacağına inanıyorum. Bugün Başbakan Sayın Abe ile
yapacağımız görüşmede, ikili ilişkilerimizi, stratejik ortaklık
iradesi zemininde, her alanda geliştirmek, çeşitlendirmek ve
derinleştirmek amacıyla atacağımız somut adımları karara
bağlayacağız. 2014, stratejik ortaklığımızın temel yapı taşlarından
birisini oluşturacak, Türkiye-Japonya Ekonomik Ortaklık Anlaşması
süreci açısından da önemli bir yıl olacaktır. Buna yönelik resmi
müzakerelerde 2014 yılı içerisinde yoğun bir mesafe almak
istiyoruz." dedi.
Keidanren tarafından bu konuda 17 Aralık'ta yapılan açıklamayı
isabetli bulduklarının altını çizen Edoğan, "Biz de, Türkiye ve
Japonya arasında tesis edilecek kapsamlı bir Ekonomik Ortaklık
Anlaşması'nın, karşılıklı ticaret ve yatırımların artmasına büyük
katkı sağlayacağına inanıyoruz. Yine mutabık kaldığımız üzere, bu
anlaşma, ülkelerimizin küresel stratejilerinin oluşturulması ve
hayata geçirilmesi açısından da kilit öneme sahiptir. Gerek
Türkiye'nin, gerek Japonya'nın halihazırda sahip olduğu ticaret
ağları, Ortaklık Anlaşması ile birlikte daha da güçlenecek ve
birbirini destekler hale gelecektir. Bu vesileyle, Ekonomik
Ortaklık Anlaşması sürecine en başından beri verdiği kuvvetli
destek için Keidanren'e teşekkürlerimi sunuyorum." ifadelerini
kullandı.
Türkiye'nin son 11 yıldır çok köklü bir siyasi, sosyal ve ekonomik
dönüşüm süreci yaşadığını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Ekonomik
anlamda gerçekten iyi bir performans sergilediğimiz bu dönemde,
ekonomi politikalarımızın merkezine istikrar, güven ve
öngörülebilirlik unsurlarını yerleştirdik. Bunun önemli sonuçlarını
ise, küresel kriz döneminde dahi ekonomik büyümemizi sürdürerek
almış bulunuyoruz." dedi.
2009-2013 döneminde ABD ve AB’de milyonlarca kişi işini
kaybederken, Türkiye’de toplam 6 milyon kişiye istihdam
sağlandığını vurgulayan Erdoğan, "Son 17 çeyrektir kesintisiz devam
eden ekonomik büyümemizin sürdürülebilirliğine önem verdik ve
vermeye devam ediyoruz. Temel stratejimiz, kamu kesiminden ziyade
özel sektör ağırlıklı, tüketime değil yatırıma dayanan, dış kaynak
yerine ülkenin kendi tasarruflarıyla finanse edilmiş bir büyüme
yapısına sahip olmaktır. İsraf ekonomisi mi yoksa verim ekonomisi
mi? İsraf ekonomisini biz ayak altına alıyoruz verim ekonosine
yönelik adımlarımızı atıyoruz." diye ekledi.
Önümüzdeki dönemde küresel konjonktürün,özellikle gelişmekte olan
ülkeler için daha da zorlayıcı olacağının farkında olduklarını
ifade eden Erdoğan, "Bu süreçte amacımız, bir yandan iç ve dış
dengeyi sağlam tutmak, diğer yandan da büyüme ve istihdamdaki
artışı sürdürmektir. Bu çerçevede, büyümenin 2014 yılında yüzde 4
düzeyinde, 2015 ve 2016 yıllarında ise yüzde 5 düzeyinde
gerçekleşmesini öngörüyoruz. Cari işlemler açığını, 2016 yılında
gayri safi yurtiçi hasılamızın yüzde 5,5’ine düşürmeyi
hedefliyoruz. Aynı şekilde yapısal reform çalışmalarımızı da
kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu kapsamda, tabii ki enerjide dışa
bağımlılığın azaltılması, ihracat kapasitemizin artırılması,
üretimde ve ihracatta yüksek katma değerli ürünlere yönelinmesi,
eğitim kalitesinin artırılması başta olmak üzere pek çok alanda
politika geliştiriyor ve bunları kararlı bir şekilde uyguluyoruz."
değerlendirmesinde bulundu.
Enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için yürüttükleri projelerden
birinin de Japonya ile birlikte hayata geçirmeyi planladıkları
Sinop Nükleer Enerji Santrali Projesi olduğunu söyleyen Erdoğan, bu
projenin, uzun vadeye yayılan kapsamlı bir işbirliğini de
beraberinde getireceğini kaydetti. Nükleer Santral Projesinin
hayata geçebilmesinin temel şartlarından birinin de insan
kaynaklarına yapılacak yatırım olduğunun farkında olduklarını
kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu doğrultuda, Başbakan Sayın
Abe ile birlikte başlattığımız Türkiye-Japonya Bilim ve Teknoloji
Üniversitesi projesine verdiğimiz önemi özellikle vurgulamak
istiyorum. Şu anda yer tahsisini yapmış bulunuyoruz imzalar atılmak
suretiyle adımları atacacağız. Bu projenin, önümüzdeki yıllarda,
ülkelerimiz arasında ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda yeni
işbirliği imkanlarının da kapısını aralayacağına inanıyorum. Japon
iş dünyasının ve özellikle Keidanren’in de bu önemli projeye sahip
çıkmasını ve desteklemesini bekliyorum. Geçtiğimiz 11 yılda ortaya
koyduğumuz başarılı performans yanında, önümüzdeki dönem için de
kendimize, 2023 yılını esas aldığımız çok önemli hedefler
belirledik. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yıldönümünü idrak
edeceğimiz 2023 yılı için oluşturduğumuz vizyonda, ihracatımızı 500
milyar doların, kişi başına milli geliri ise 25 bin doların üzerine
taşımayı hedefliyoruz. Bu hedeflere ulaşmak için ulaştırma alanında
110 milyar dolar, enerji alanında 130 milyar dolarlık yatırım
planlıyoruz."
Küresel kriz sonrasında Türk ekonomisi süratle toparlanırken, kamu
maliyesindeki sağlam duruş sonucunda, Türkiye'nin kredi notu
yatırım yapılabilir ülke seviyesine yükselttiklerini vurgulayan
Erdoğan, "Son olarak, Japon Kredi Derecelendirme Kuruluşu da
geçtiğimiz yıl Mayıs ayında kredi notumuzu aynı düzeye çıkarttı.
Başarılı bir çizgide ilerleyen kalkınma sürecimizde, ülkemizde
faaliyet gösteren ve yatırım yapan Japon firmalarının her geçen gün
artıyor olmasından mutluluk duyuyoruz. Türkiye için stratejik önem
taşıyan altyapı projelerinde, Japon dostlarımızla birlikte
çalışmaktan son derece memnunuz. Ülkemizin önümüzdeki dönemde
tamamlaması gereken şöyle proje portföyünü dikkate aldığımızda,
Japonya ile işbirliğimizin gelişerek devam etmesini arzu ediyoruz.
Diğer yandan, Türkiye ve Japonya arasındaki işbirliği potansiyeli,
sadece ülkemizdeki stratejik altyapı projeleriyle
sınırlandırılamayacak kadar geniştir. Türkiye ve Japonya’nın,
üçüncü ülkelerde de geniş çaplı işbirliğine gitmesi gerekiyor.
Ancak, mevcut durumda Türkiye ve Japonya arasındaki ticari
ilişkiler, gerçek potansiyelinin maalesef çok altında seyrediyor.
Japonya, dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi iken Türkiye de
dünyanın en büyük on altıncı ekonomisi durumunda. Her iki ülke de
G-20 üyesidir. Japonya’nın dış ticaret hacmi yaklaşık 1,7 trilyon
dolar, Türkiye’nin dış ticaret hacmi ise yaklaşık 450 milyar
dolardır. Toplam 2,2 trilyon dolarlık bir ticaret hacmine karşılık
gelen bu büyüklük karşısında, Türkiye ve Japonya’nın ortak ticaret
hacimleri ise 4 milyar doların altındadır. Bu rakamlar, ekonomik
ilişkilerimizdeki potansiyelin tam olarak kullanılamadığının en
somut göstergesidir." diye ekledi.
Japonya ile olan ikili ticaretin Türkiye aleyhine ciddi bir
dengesizlik içermesinin ise, ayrıca ele alınması ve düzeltilmesi
gereken bir husus olduğunun altını çzien Başbakan Erdoğan, "Güney
Kore ve diğer yükselen ekonomilerle olanticaretimizin çok gerisinde
kalan Türkiye-Japonya ikili ticaretini, stratejik ortaklığımıza
yaraşır birdüzeye taşınması bizlerin ortak hedefi olmalıdır diye
düşünüyorum ve böyle inanıyorum. Ülkelerimiz arasındaki karşılıklı
yatırım, ticaret ve iş ilişkilerinin derinleştirilmesi, küresel
ekonomi için de son derece faydalı sonuçlar doğuracaktır."
dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu vesileyle, Japon işadamları
ve yatırımcılarına şu hususu bir kez daha özellikle hatırlatmak
istiyorum; Türkiye 10 bin doları aşan kişi başı milli geliri
vegüçlü tüketim eğilimleri olan bir ülkedir. Neredeyse yarısı 35
yaşın altındaki 76 milyonluk nüfusu, 800 milyar doları aşan gayrı
safi milli hasılası ile ülkemiz çok cazip bir pazar durumundadır.
Türkiye’ye yatırım ve ülkemizle ticaret yapmayı arzulayan Japon
işadamlarının, tüm bunlara ilave olarak dikkate almaları gereken
bir husus daha var; bu da, Türkiye’nin üç veya dört saatlik bir
uçuş mesafesinde yaklaşık 9 trilyon dolarlık bir dış ticaret
pazarına, yaklaşık 1,5 milyarlık bir nüfusa ve yine yaklaşık 24
trilyon dolarlık bir gayrı safi milli hasılaya sahip bir
coğrafyanın giriş kapısı olmasıdır. Türkiye, bu muazzam coğrafyanın
anahtarıdır; bu bölgeye yapılacak yatırımlar açısından en güçlü, en
güvenilir, en sağlam sıçrama tahtasıdır. Japon dostlarımızdan bu
önemli hususu mutlaka dikkate almalarını rica ediyorum." CİHAN
Yorumlar