Ali Bulaç: İran, Erdoğan hükümeti ile çalışmak istemiyor
Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, İran yönetiminin AK Parti iktidarının gitmesini istediğini öne sürdü.
Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, İran yönetiminin AK Parti
iktidarının gitmesini istediğini öne sürdü.
İstanbul'da Turkish Review ve Hira dergilerinin ortaklaşa
düzenlediği Türk‐Arap Entelektüeller Forumu’nda konuşan Ali Bulaç,
Batılı devletler ile bölgedeki bazı ülkelerin AK Parti iktidarının
gitmesini istediğini öne sürdü. Ali Bulaç, Hasan Ruhani'nin
seçilmesiyle ciddî bir reform yapan İran'ı da bu ülkelerin arasına
kattı.
Ali Bulaç, "İran, Tayyip Erdoğan hükümeti ile çalışmak istemiyor.
Çünkü onların değerlendirmesine göre Tayyip Erdoğan, Ahmedinejad
dönemine aitti." dedi. Ali Bulaç, İran'da Babek Zencani'nin mal
varlığına el konulmasıyla Türkiye'de de Reza Zarrab'ın açığa
düştüğünü söyledi ve "Bu para trafiğinin artık devam etmesi mümkün
değil. İran, kayıt dışından kayıt içine geçiyor." ifadelerini
kullandı.
Ak Parti’nin son dönemde Ortadoğu'da 400 yıllık hükümranlığı
yeniden kurarak Kürt petrolleri üzerinden yeni Osmanlı
İmparatorluğu'nu ilan etmeye dayalı bir politika güttüğünü iddia
eden Ali Bulaç, "Bu politika küresel sistem tarafından, NATO
tarafından tepki ile karşılanmaktadır." dedi.
“Müslüman’ın Devletle İmtihanı: Toplumsal Değişim İçin Alternatif
Modeller” konusunun ele alındığı forumun ikinci oturumunda konuşan
Ali Bulaç “İslamcı mı, İslamî mi, yoksa hiçbiri mi?” başlıklı
konuşmasında AK Parti iktidarını eleştirdi.
"MODERN İKTİDAR EĞRİ CETVEL GİBİ"
AK Parti'nin İslamcılığı bırakıp salt iktidara talip olduğunu öne
süren Ali Bulaç, "Modern iktidarı sorgulamadan, 'iktidar için
iktidarı' talep ettiler. Bu modern iktidar eğri bir cetvel gibidir.
Eğri cetvelden düz çizgi çıkmaz. Bu modern iktidarı Hz. Ömer'e de
teslim etseniz Hz. Ömer bu iktidardan düz çizgi çıkaramaz. Eğri
çizgi çıkarır.” şeklinde konuştu.
"GÜLEN CEMAATİ DIŞINDAKİ CEMAATLER DEVLET İMKANLARINA BAĞLANDI"
Ali Bulaç, Gülen Hareketi hariç birçok cemaat ve tarikatın kamu
imkanlarına bağlandığını da ifade etti. Bulaç, "Türkiye Cumhuriyeti
kuruluşundan bu yana cemaatler ve tarikatlar sivildi. Halkın
bağışları ile ayakta duruyorlardı. Devletten uzaktılar. Hatta
devlet onları sistemin dışına yani kenara itiyordu. Onlar da var
olma mücadelesi verdiler. Büyük bir dinamizm kazandılar. Ak Parti
iktidarı ile belediye ve merkezlerden gelen bütçelerden beslenmeye
başlayınca -ki ortaya çıkan havuz sistemi bunun göstergesidir. Bu
havuz sistemi fikri 1996 yılında ortaya çıkınca bana da sordular ve
ben buna şiddetle karşı çıktım." diye konuştu. Bulaç, Gülen
Hareketi hariç diğer cemaatlerin neredeyse tamamının kendilerini
devletleştirdiğini ve sivil devlet kuruluşu olduklarını iddia
etti.
Müslüman entelektüellerin de aynı şekilde devlet memuru olduklarını
ifade eden Bulaç, "Bu da Çanakkale Savaşı'ndan sonra Türkiye’deki
İslamcılığın başına gelen en büyük ikinci felakettir." diye
konuştu.
Ak Parti iktidara gelirken Batı ile çok sıkı taahhütlere girdiğini
ifade eden Bulaç, ancak kendi başına iş yapmaya kalkışınca
'patronları' kızdırdığını savundu.
"AK PARTİ, EJDERHAYI ÖLDÜRMEYE GİDERKEN EJDERHALAŞTI"
AK Parti’nin İslamcılığı bırakıp kendilerine muhafazakar demokrat
kimliğini seçtiğini kaydeden Bulaç, iktidar mensuplarının Çin
efsanesinde olduğu gibi hazineyi koruyan ejderhayı öldürmeye
giderken ejderhalaştığını ve kendilerinin devletleştiğini
anlattı.
AK Parti’nin İslamî bir parti olmadığını ifade eden Bulaç, "AK
Parti'nin programına baktığınızda İslam'la uzaktan yakından bir
ilgisi yok. Liberal iktisat politikasını esas almış. Reform
politikası ise Avrupa yol haritasıdır." dedi.
AK Parti'nin iktisadî olarak izlediği politikanın; yandaşlarını
kamu kaynaklarından besleyen, bir sınır olarak ortaya çıkaran,
sıcak paraya ve tüketim çılgınlığına dayalı bir politika olduğunu
iddia eden Ali Bulaç, bu politikanın sürdürülebilir olmadığını ve
Türkiye'yi bir krizin beklediğini öne sürdü.
Müzakere kısmında bazı Arap katılımcılar AK Parti - Hizmet Hareketi
ihtilafının suhuletle çözülmesi temennisini dile getirdi. AK
Parti'nin eleştirilmesine tepki gösteren bir Arap katılımcıya bir
başka Arap aydın, "Yolsuzlukları niye eleştirmeyelim?" diye tepki
gösterdi. CİHAN
Yorumlar