2018 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda

- Başbakan Yardımcısı Şimşek: (1) - "Yıl içerisindeki liradaki değer kaybı nedeniyle borç servisinde yaşanan artış, ekonominin desteklenmesi amacıyla alınan tedbirlerin etkisi ve yıllara sari bütçe emanetlerinin ödenmesinin yarattığı nakit talebinin yönetilmesi için yıl başında öngörülenin 40,3 milyar lira üzerinde net borçlanma ihtiyacı doğmuştur" - "Bu kapsamda yıl sonunda toplam borçlanmanın 162,3 milyar lira olması öngörülmektedir" - "2018 Hazine Finansman Programı'nda 158,2 milyar lira borçlanma planlanmaktadır. İç borç çevirme oranının 2017 yılında yüzde 128,4, 2018 yılında ise yüzde 110 seviyesinde gerçekleşmesi planlanmaktadır"

Google Haberlere Abone ol
2018 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda

TBMM (AA) - Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, yıl içerisindeki liradaki değer kaybı nedeniyle borç servisinde yaşanan artış, ekonominin desteklenmesi amacıyla alınan tedbirlerin etkisi ve yıllara sari bütçe emanetlerinin ödenmesinin yarattığı nakit talebinin yönetilmesi için yıl başında öngörülenin 40,3 milyar lira üzerinde net borçlanma ihtiyacının doğduğunu belirterek, "Yıl sonunda toplam borçlanmanın 162,3 milyar lira olması öngörülmektedir. Gelecek yıl ise 158,2 milyar lira borçlanma planlanmaktadır." dedi.

Şimşek, iç borç çevirme oranının 2017 yılında yüzde 128,4, 2018 yılında ise yüzde 110 seviyesinde gerçekleşmesinin planlandığını bildirdi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) bütçeleri görüşülüyor.

Şimşek, Hazine Müsteşarlığının 2018 bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, yüksek ve sürdürülebilir büyüme için makro-finansal istikrarın korunmasının temel önceliklerinden olduğunu ifade ederek, bu kapsamda mali disipline özel önem verdiklerini vurguladı.

2000’li yılların başında neredeyse çift haneye ulaşan genel devlet bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranının 2016’da yüzde 1,3’e gerilediğine işaret eden Şimşek, "Geçen yıl gelişmekte olan ülkelerde genel devlet açığının milli gelire oranı ise yüzde 4,8’dir. 2017 yılında uygulanan mali tedbirlerin etkisiyle genel devlet açığının yüzde 2,4’e yükselmesini öngörüyoruz ama inşallah bu geçici bir artıştır." diye konuştu.

Açığın program dönemi sonunda yüzde 1,3’e gerilemesini beklediklerini dile getiren Şimşek, bu çerçevede gerekli tedbirleri aldıklarını, almaya devam ettiklerini söyledi.

Son 15 yılda uyguladıkları mali disiplin, etkin borçlanma stratejileri ve ekonomik büyüme sonucunda kamu borç yükünün milli gelire oran olarak 44 puan düştüğüne dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:

"Avrupa Birliği (AB) tanımlı borç stokunun GSYH’ye oranı, 2016'da yüzde 28,1 seviyesindedir. 2016 itibarıyla kamu borcunun milli gelire oranı gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 47 civarındadır. Böylece yüzde 28,1 ile Türkiye'nin kamu borç stokunun milli gelire oranı hem gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının hem de Maastricht kriterinin oldukça altındadır. Bu sene sonu itibarıyla yüzde 28,5 olarak öngördüğümüz AB tanımlı borç stokunun GSYH’ye oranının orta vadeli program dönemi sonunda yüzde 27,5’e gerilemesini öngörüyoruz."

- "Likidite riskimiz düşük"

Şimşek, kamu borç yönetiminde karşı karşıya olunan risklerin yönetilmesi amacıyla 2003’ten beri stratejik ölçütlere dayalı borçlanma politikası uyguladıklarını hatırlatarak, son yıllarda iç ve dış piyasalarda gözlenen oynaklıkların bu stratejik ölçütlere dayalı borçlanma politikasının ne kadar doğru olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti.

Bu dönemde ağırlıklı olarak Türk Lirası ve sabit faizli enstrümanlarla borçlandıklarına işaret eden Şimşek, şunları kaydetti:

"2000’li yıllarda merkezi yönetim borç stokumuzun neredeyse yüzde 60'ı döviz cinsi iken, 2017 Eylül itibarıyla bu oran yüzde 38 seviyesindedir. Benzer şekilde değişken faizli senetlerin payı aynı dönemde yüzde 55'lerden yüzde 28’e kadar gerilemiştir.

Faizlerde 500 baz puanlık bir artış, borç stokunun milli gelir oranını, 2000'li yılların başında 1,6 puan artırırken 2016’da sadece 0,8 puan artırmaktadır. Benzer şekilde Türk Lirası'nda yüzde 10 değer kaybı, 4,2 puanlık artış yerine bugün borç stokunu sadece 1,2 puan artırmaktadır. İç borçlanmanın maliyeti 2000’li yılların başında nominal olarak yüzde 60’lardan, 2017 Ekim ayında yüzde 11,2’ye gerilemiştir. Benzer şekilde reel faiz oranları yüzde 30’lar civarından, eylül ayında yüzde 3’ler seviyesine kadar düşmüştür. 15 yıl önce iç borçlanmanın ortalama vadesi bir yılın altında iken, bugün 71 ayın üzerindedir. Önümüzdeki 12 ay içinde vadesi gelecek borcun toplam borca oranı ise sadece yüzde 13 seviyesindedir. Bu da likidite riskimizi düşük kılmaktadır."

- Faiz harcamaları ve borç üstlenimleri

Mali disiplin ve sağlıklı borç yönetimi sayesinde son 15 yılda faiz harcamalarının GSYH içindeki payının 10 puan civarında gerilediğini dile getiren Şimşek, "Böylece faiz harcamalarının milli gelire oranı, bu sene itibarıyla yüzde 1,9'a kadar düşmüştür. Elde ettiğimiz bu tasarrufu, geçtiğimiz yıllarda büyümeye destek vermek amacıyla yatırımlara, beşeri sermayenin gelişmesi için eğitime ve sosyal adaleti sağlamak üzere transferlere yönlendirdik." dedi.

Hazine Müsteşarlığının borç üstlenimlerine de değinen Şimşek, bugüne kadar 8,7 milyar dolar borç üstlenim anlaşması imzalandığını, projelerin yapım döneminin tamamlanarak işletme dönemine geçildiğini bildirdi.

Bu yıl hiçbir borç üstlenim anlaşmasının yapılmadığına dikkati çeken Şimşek, Kuzey Marmara Otoyolu Projesi için çalışmaların devam ettiğini kaydetti.

Şimşek, 2018 yılı borç üstlenimi limitinin 4 milyar dolar olarak belirlendiğini belirterek, 2000’li yılların başında yüzde 50’nin üzerinde olan Hazine garantili borçların üstlenim oranının bugün itibarıyla yüzde 1’in altında olduğunu aktardı.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, 2018 Bütçe Kanununda Hazine garantili imkan ve dış borcun ikrazı limitinin 4,5 milyar dolar olarak belirlendiğini söyledi.

- "İç borç çevirme oranı 2017'de yüzde 128,4, 2018'de yüzde 110"

2017 yılı Hazine Finansman Programı'nda 117,2 milyar lira borçlanma yapılmasının öngörüldüğünü anımsatan Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ancak yıl içerisindeki liradaki değer kaybı nedeniyle borç servisinde yaşanan artış, ekonominin desteklenmesi amacıyla alınan tedbirlerin etkisi ve yıllara sari bütçe emanetlerinin ödenmesinin yarattığı nakit talebinin yönetilmesi için yıl başında öngörülenin 40,3 milyar lira üzerinde net borçlanma ihtiyacı doğmuştur. Bu artışın 17,5 milyar lirası emanetlerden, 14,8 milyar lirası bütçe açığından, 5 milyar lirası liradaki değer kaybından, 3 milyar lirası mahalli idarelerin pay kesintilerinin yapılmamasından kaynaklanmıştır. Bu kapsamda yıl sonunda toplam borçlanmanın 162,3 milyar lira olması öngörülmektedir. 2018 Hazine Finansman Programı'nda ise 158,2 milyar lira borçlanma planlanmaktadır. İç borç çevirme oranının 2017 yılında yüzde 128,4, 2018 yılında ise yüzde 110 seviyesinde gerçekleşmesi planlanmaktadır."

(Sürecek)


Yorumlar