3. Turizm Şurası

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1) - "Diğer alanlarda olduğu gibi turizmde de en kötüsünü artık geride bıraktık. Ekonomiye ve istihdama katkısıyla ülkemiz için vazgeçilmez bir sektör olan turizmde artık yükseliş dönemidir. Devletimiz tüm imkanlarıyla sektörün yanındadır, yanında olmaya da devam edecektir" - "Suriye ve Irak merkezli olarak bölgemizde yaşanan gelişmelerle ülkemizdeki terör eylemleri ve darbe girişimi turizmimize çok ciddi bir darbe vurmuştur. 2015'te 40 milyona yaklaşan turist sayımız geçtiğimiz yıl 25 milyona kadar gerilemiştir" - "Bu yılın ilk sekiz ayında 22 milyon rakamını yakalayarak, dokuz aylık rakamın da 26 milyona çıkması, bizler için ayrıca umut vesilesidir. Demek ki olumlu istikamette gelişiyoruz. Artık sektörün yaşadığı kötü dönemi geride bırakmaya başladık"

Google Haberlere Abone ol
3. Turizm Şurası

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İnşallah diğer alanlarda olduğu gibi turizmde de en kötüsünü artık geride bıraktık. Ekonomiye ve istihdama katkısıyla ülkemiz için vazgeçilmez bir sektör olan turizmde artık yükseliş dönemidir. Devletimiz tüm imkanlarıyla sektörün yanındadır, yanında olmaya da devam edecektir." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'ndeki 3. Turizm Şurası'nda, Türkiye'yi bugünlere getiren turizm politikasının artık tıkandığını belirtti.

Turizm politikasında yeni vizyona, bakış açılarına, yaklaşımlara ihtiyaç bulunduğunun aşikar olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 hedefleri çerçevesinde, turizm sektörü için de çıta belirlendiğini ifade etti.

Erdoğan, 3. Turizm Şurası'nda ortaya konulacak görüşlerin, yapılacak tartışmaların, geliştirilecek önerilerin büyüyen ve güçlenen Türkiye'nin çok önemli bir unsuru olan turizm sektöründeki hedeflere ulaşmada katkı sağlaması temennisinde bulunarak, Türkiye'nin turizmde zengin arşive sahip olduğunu vurguladı.

Buna rağmen turizmde dört dörtlük bir çekim alanı oluşturulamamasındaki eksikliklerin ortaya çıkarılmasının önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanların görme, tanıma, dinlenme veya benzeri amaçlarla bir başka yere seyahat etmesi anlamındaki turizmin insanlığın tarihi kadar eski olduğunu belirtti.

Turizmin geçen yüzyılda sektör haline dönüşmeye başladığını, 2. Dünya Savaşı sonrası sektörün çok büyük bir atılım gerçekleştirdiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Bugün artık doğrudan ve dolaylı etkileriyle dünya ekonomisine yaklaşık 7,5 trilyon dolar katkı sağlayan, 300 milyona yakın istihdamı ifade eden bir büyüklüğe ulaşan bir sektörü konuşuyor, böyle bir sektörden bahsediyoruz. Bir başka ifadeyle turizm sektörü, tüm dünya gayri safi milli hasılasının ve toplam istihdamın yüzde 10'una denk gelen büyüklüğü sahip. Önümüzdeki 10 yıl boyunca da turizm sektörünün dünya ortalamasının üzerindeki büyüme eğiliminin süreceği öngörülmektedir. Hizmet sektörü denildiği zaman turizm bu işte başı çekiyor. Türkiye, turizmin neredeyse tüm alanlarını kapsayan geniş potansiyeliyle bu süreci yakından takip etmesi gereken ülkelerin başında geliyor."

- Turizm gelirleri

Turizmi hassas bir sektör olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Küresel, bölgesel ve ülkelerle ilgili tüm gelişmeler turizm sektörünü derinden etkilemektedir. Bu gerçeği Türkiye olarak biz son yıllarda çok yakından bizzat yaşamış bir ülkeyiz. Suriye ve Irak merkezli olarak bölgemizde yaşanan gelişmelerle ülkemizdeki terör eylemleri ve darbe girişimi turizmimize çok ciddi bir darbe vurmuştur. 2015'te 40 milyona yaklaşan turist sayımız geçtiğimiz yıl 25 milyona kadar gerilemiştir. Bu yılın ilk sekiz ayında 22 milyon rakamını yakalayarak, dokuz aylık rakamın da 26 milyona çıkması, bizler için ayrıca umut vesilesidir. Demek ki olumlu istikamette gelişiyoruz. Artık sektörün yaşadığı kötü dönemi geride bırakmaya başladık. Bu tablo aynı zamanda Türkiye'nin turizm alanında da kendi kendine yetebilen, aldığı yaraları tedavi edebilen, hemen ayağa kalkıp hedeflerine yürümeyi sürdürebilen güçlü bir ülke olduğuna işaret etmektedir."

Erdoğan, turizm gelirleri konusunda katedilmesi gereken çok mesafe olduğunu belirterek, "Turizmde gelen tüm turist sayısına paralel geliri elde edemiyoruz." diye konuştu. Bununla ilgili konunun da şurada müzakere edilmesinin önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Turizm gelirlerimizin turist sayısındaki artışa paralel yükselmemesinde sertleşen rekabet şartlarının yanında yaşanan olumsuzlukları telafi etmek için uygulanan düşük fiyat politikasının da etkisi olduğu açıktır. İnşallah diğer alanlarda olduğu gibi turizmde de en kötüsünü artık geride bıraktık. Ekonomiye ve istihdama katkısıyla ülkemiz için vazgeçilmez bir sektör olan turizmde artık yükseliş dönemidir. Devletimiz tüm imkanlarıyla sektörün yanındadır, yanında olmaya da devam edecektir. Türkiye'nin potansiyeli öyle büyüktür ki ihracatta olduğu gibi turizmde de kaybettiğimiz pazarların katbekat büyükleri hemen bir el uzatımı mesafede bizi beklemektedir."

- "Bu büyük bir değişimdir"

Değişen dünyayla turizm algısının da değiştiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanlar artık sadece eğlenmek, hoş vakit geçirmek için bir ülkeden diğer bir ülkeye gitmiyor." ifadesini kullandı.

İnsanların artık lezzetli bir yemeği tatmak kadar o yemeğin nasıl yapıldığını da görmek, malzemelerini tanımak, tecrübe etmek, artık iyi bir müzik dinlemek kadar onun nasıl icra edildiğini görmek, sanatçılarla tanışmak, onlarla vakit geçirmek, kendi sanat anlayışlarına yeni renkler katmak da istediğini belirten Erdoğan, "Bu yüzden turizmi belirli alanlarla kısıtlamak mümkün değildir. Doğa turizmi kadar gastronomi turizmi de adı giderek daha sık anılan ve rağbet gören turizm çeşididir. Aynı şekilde inanç turizmi insanların yoğun ilgisini çekmektedir. Yine termal turizm, sağlık turizmi gibi yeni alanların süratle geliştiğini görüyoruz." diye konuştu.

İnsanların artık sadece dinlenmekle gezmekle yetinmediğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"İnsanlar hediyelik eşyalar kadar unutulmaz hatıralar da biriktirmeye önem veriyorlar. Elbette bu büyük bir değişimdir. Şayet doğru şekilde değerlendirebilirsek bu yeni turizm anlayışından en karlı çıkacak ülke de biziz. Dünyada başka hangi ülkede ülkemizdeki gibi zengin bir mutfak kültürü tecrübesi edinilebilir? Başka hangi ülkede bizdeki kadar zengin müzik çeşidiyle, folklor kültürüyle karşılaşılabilir? Yeryüzünün başka hangi köşesinde kuzeyden güneye, doğudan batıya gidildiğinde bu denli köklü ve farklı medeniyetlerin izleri sürülebilir? Bizimle aşık atabilecek, denizi, yaylaları, dağları, ovaları bir başka hele insanı daha bir başka güzelliğe sahip kaç ülke bulunabilir? Bütün bu paylaşımlar aynı zamanda karşılıklı duyguların, düşüncelerin, vicdanların da etkileşimini beraberinde getirecektir. Açıkçası insanlığın buna ihtiyacı var. Belki o zaman Suriye'de, Irak'ta, Arakan'da, pek çok Afrika ülkesinde yaşanan insanlık dramları karşısında duyarsız kalan dünyanın büyük bölümünün vicdanı harekete geçebilir. Bizim ülkemize gelen her misafirimize bu konuda da gösterebileceğimiz çok örneğimiz, aktarabileceğimiz çok tecrübemiz var. Kültür yapımız turizmin ülke sathına yayılması için de çok uygun bir temele sahiptir. Kapısını çalan kişiye kökenine, dinine, meşrebine, rengine, diline, kıyafetine bakmaksızın Tanrı misafiri gözüyle bakan bir milletiz biz."

(Sürecek)

Yorumlar