Yıldırım: İktidara geldiğimizde Ankara'da gizli ortaklar çıktı
Başbakan Yıldırım, AK Parti iktidar olduğu ilk yıllarında Ankara'ya geldiklerinde gizli ortaklar ortaya çıktığını söyledi. Yıldırım, o gizli ortaklar için, "Bir gelenekmiş" ifadesini kullandı
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti'ye
2008'de açılan kapatma davasında siyasetten men edilecek 71 kişilik
listede kendi isminin de olduğunu belirterek, "O benim için bir
şeref listesidir. Listenin başında Recep Tayyip Erdoğan ve
arkadaşları. 15 Temmuz'da da aynı liste var, yine listede Recep
Tayyip Erdoğan ve diğer arkadaşları." dedi.
Başbakan Yıldırım, Kızılcahamam ilçesinde bir otelde düzenlenen AK
Parti Gençlik Kolları Gelişim Kampı'nda yaptığı konuşmada, AK
Parti'nin siyasetteki varlık sebebinin demokrasiyi ve hukuk
devletini eksiksiz olarak hayata geçirmek olduğunu belirterek, 15
yılın böyle geçtiğini, bundan sonra da böyle devam edeceğini ifade
etti.
Partinin kuruluşunda "Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diyerek
yola çıktıklarını, geçen 15 yılda AK Parti'nin yaptıklarını herkese
anlatma görevinin de gençlere düştüğünü vurgulayan Başbakan
Yıldırım, gençlere şöyle seslendi:
"Türkiye'nin her köşesinde, vatandaşlarımızın yaşadığı her yerde
mutlaka AK Parti'yi, AK Parti'nin davasını, AK Parti'nin Türkiye'ye
olan sevdasını anlatacaksınız. Herkese yılmadan, yorulmadan
anlatacaksınız. Bu toplantıları AK Parti şuurunu, AK Parti'nin
takım ruhunu geliştirmek için yapıyorsunuz."
AK Parti'nin 15 yıllık iktidar döneminde Türkiye'nin kalkınmasını
sağladığını, bunun anlaşılması için 15 yıl önceki yolların,
hastanelerin, okulların ve şehirlerin bugünle karşılaştırılması
gerektiğini anlatan Yıldırım, "Bir Türkiye'yi üç Türkiye yaptık.
Türkiye'yi üçe katladık. Yollarıyla, hastaneleriyle, okullarıyla,
dünyaya dudak uçuklatacak büyük projeleriyle, Türkiye'ye çağ
atlatan partinin adı AK Parti'dir." diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, tüm bunları "Sütliman" bir ortamda
gerçekleştirmediklerine işaret ederek, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Bunları yaparken zannediyor musunuz ki her şey sütlimandı,
önümüzde kimse yoktu, her şey rahattı, maalesef öyle olmadı. İlk
iktidara geldiğimiz andan itibaren darbe heveslileri, vesayet
odakları hemen harekete geçti. Tek başına iktidar olmuşuz. 'Tek
başına iş başına' demişiz, meydanlara düşmüşüz, millet de bize
güvenmiş 3 Kasım'da tek başına iş başına geçirmiş. Ankara'ya
geldik, işe başladık, ortaklarımız peydah oldu. 'Siz neredeydiniz
kardeşim? Seçim meydanlarında biz sizi görmedik'. Ama o gelenekmiş,
Ankara'ya gelince gizli ortaklar varmış. Biz 'Kardeşim, yağma yok,
biz senedi milletten aldık, hesabı millete veririz. Hadi oradan'
dedik. Eski alışkanlıkları elinin tersiyle iten, milletten başka
irade tanımayan partinin adı AK Parti'dir. Bunlar boş durmuyor, bir
yandan kapıdan kovuyorsunuz, bacadan girmeye çalışıyorlar. Bu kötü
bir alışkanlık, darbe alışkanlığı kötü bir alışkanlık. Ne yazık ki
bizim yakın siyasi tarihimizde çokça rastladığımız kötü bir
alışkanlık."
"KADROLU VESAYETÇİLER HER DÖNEM VAR"
Türkiye'de 27 Mayıs 1960'da darbeyle Demokrat Parti'nin iktidardan
indirildiğini, 1971'de muhtıra verildiğini, 1980'lere gelindiğini,
12 Eylül darbesinin, 1990'larda 28 Şubat'ın yaşandığını anımsatan
Yıldırım, AK Parti tek başına iktidar olduğunda "Artık vesayet
odakları yok oldu" derken, "Cumhurbaşkanı seçebilmek için Meclis'te
367 milletvekilinin hazır olması gerekir" kararının alındığını
kaydetti.
Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "Cumhuriyetin ilk
yıllarında 230 ile cumhurbaşkanı seçiliyor, AK Parti iktidarında
çok bilmiş hukukçular yeni bir icat buldular, 367. Onlar kadrolu
vesayetçi hukukçular, her dönemde iş başındalar. Ne o, 'AK Parti
cumhurbaşkanı seçemez.' Kim dedi? Kardeşim, milletin sözünün
üzerine söz olur mu? Millet bir şey dediyse, herkes selam duracak,
bitti. Ne oldu? 'Öyle mi diyorsunuz, hadi buyurun meydana'. Gittik
millete sorduk, millet de cevabını verdi, 'Siz mi seçtirmiyorsunuz,
biz seçiyoruz, biz' dedi.
Bu millet hep yanlışı düzelten bir millet olmuştur. Kim yanlış
yapmışsa, o yanlışı düzelten hep millet olmuştur. Ama millet ilk
defa 15 Temmuz'da başka bir şey yaptı. Yanlışları millet hep ilk
seçimde düzeltiyordu. Yanlış yapılıyor, ses etmiyor, bekliyor,
bekliyor, seçim geldiğinde hesabı görüyor, yanlış yapanları kenara
atıyor. Ama 15 Temmuz'da millet 'Haddi aştınız. Seçimi bekleyecek
hal yok, acil operasyon lazım' dedi. Seçimi beklemeden, o gece
hesabı gördü. Hepsinin, darbecilerin birer birer hesabını
gördü."
"DAHA BÜYÜK BİR HAMLE YAPMAYA KARAR VERDİLER"
AK Parti'ye 2008'de kapatma davası açıldığını anımsatan Başbakan
Binali Yıldırım, tek başına iktidar olmuş, sorunları çözen,
milletin desteğini almış bir partinin hedef alındığını, herkesin
kararı büyük bir şaşkınlıkla öğrendiğini kaydetti.
Yıldırım, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Ben o gün bir
resmi ziyaret için yurt dışındaydım. Muhatabım duymuş, bana
söyledi, 'Bu bir şaka olmalı herhalde, doğru mu?' dedi. 'Maalesef
doğru' dedim. 14 Mart 2008. Cumhurbaşkanı seçiminde sonuç
alamayanlar, bu sefer daha büyük bir hamle yapmaya karar verdiler.
Orada da başarılı olamadılar. O kapatma davasında siyasetten
men edilecek 71 kişilik o önemli listenin içinde ben de vardım. O
benim için bir şeref listesidir. Listenin başında Recep Tayyip
Erdoğan ve arkadaşları. 15 Temmuz'da da aynı liste var, yine
listede Recep Tayyip Erdoğan ve diğer arkadaşları."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar