Musul'un batısında ülkenin en büyük ilçesi konumundaki Telafer'de,
DEAŞ'ın eline geçmeden önce 300 binden fazla Şii-Sünni Türkmen
yaşıyordu.
DEAŞ'ın 15 Haziran 2014'te ilçeyi ele geçirmesinden sonra orada
yaşayan Şii Türkmenlerin çoğu Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY)
üzerinden Irak'ın güney bölgelerine göç etmek zorunda kaldı.
Kent merkezinde ise sadece 50 bine yakın Sünni Türkmen'in kaldığı
ve diğerlerinin ise Türkiye başta olmak üzere IKBY'nin çeşitli
kentlerine göç ettiği belirtiliyor.
Şii milis gücü Haşdi Şabi'ye bağlı gruplardan Asaib Ehlilhak örgütü
dün Musul'un Telafer ilçesini DEAŞ'tan kurtarma operasyonu
görevinin kendilerine verildiği iddia etti. Örgütün askeri sözcüsü
Cevat Tilebavi, yaptığı açıklamada, "Haşdi Şabi yönetimi, Telafer'i
geri alma operasyonu görevini bize verdi." ifadesini kullandı.
Milislerden gelen bu açıklama daha önce ciddi bir şekilde
endişelenen Sünni Türkmenlerin, Telafer'de "insan kıyımı"
yapılacağı yönündeki korkularının doğru olduğunu ortaya
koyuyor.
HAŞDİ ŞABİ VE PKK İNTİKAM İÇİN KOLLARI SIVIYOR
DEAŞ, Telafer'i ele geçirdikten sonra 3 Ağustos tarihinde aynı
bölgede yer alan ve ağırlıklı olarak Ezidilerin yaşadığı Sincar
ilçesine saldırmıştı. Bölgenin ileri gelen Ezidileri, örgüt
tarafından kaçırılan kadın ve çocuklarının Telafer'e götürüldüğünü
ve bu işin arkasında bazı Sünni Türkmen aşiretlerinin olduğunu da
iddia etmişti.
DEAŞ ile mücadele adı altında iki yıldan uzun bir süredir Sincar'da
varlık gösteren terör örgütü PKK'nın, kendi etkisi altındaki
Ezidileri Telafer'deki Sünni Türkmenler'den intikam almaya
yönlendirdiği belirtiyor.
IKBY Parlamentosu Ezidi Milletvekili Şeyh Şamo, yaptığı açıklamada,
Ezidilerin Sünni Türkmenler'den herhangi bir intikam alma amacı
peşinde olmadığını ancak PKK'nın provokasyonları sonucu her türlü
ihtimalin göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti.
Şamo, "PKK, bölgedeki varlığını sürdürmek için Ezidileri Sünni-Şii
mezhep çatışmasının bir parçası yapmak istiyor. Telafer'deki Sünni
Türkmenler'den intikam almak bizim (Ezidilerin) işimiz değildir."
dedi.
Haşdi Şabi ise kendi içerisindeki Şii Türkmen Gücü'nü kullanarak ve
oradaki Şiilerin varlığını bahane ederek, Telafer'deki Sünnilerden
intikam almak istiyor.
Irak Türkmen Cephesi IKBY Parlamentosu Erbil Milletvekili Aydın
Maruf ise Haşdi Şabi ve PKK'nın Telafer'e farklı bahanelerle girip,
oradaki demografik yapıyı Türkmenler aleyhine değiştirmek
istediklerini savundu.
DEAŞ'ın Türkmenleri Sünni olarak, Haşdi Şabi'nin ise Şii olarak
ayırdığını aktaran Maruf, "Her iki örgüt, oradaki Türkmenleri
Sünni-Şii mezhep çatışmasının bir parçası haline getirdi. Bu
şekilde Türkmenleri birbirinden ayırıp, varlıklarını zayıflatmaya
çalışıyorlar." dedi.
Şii Türkmenlerin Haşdi Şabi ve PKK'nın kışkırtması sonucu ilçede
kalan Sünni Türkmenler'den intikam almaya çalışmasının toplu kıyıma
yol açabileceği uyarısında bulunan Maruf, "Bu yönde ciddi
endişelerimiz var. Bunun engellenmesi için Türkiye'nin duruma
müdahale etmesi gerekiyor." yorumunu yaptı.
Maruf, "Irak'ta Türkmenlere ait bir il yok. Ülkenin en büyük ilçesi
konumundaki Telafer'in il olmasını istemiştik. Haşdi Şabi ve
PKK'nın ortak hareket edip, orada intikam almaya çalışması,
bölgenin nüfusunu ciddi oranda azaltacaktır." diye konuştu.
TÜRKMENLER BÜYÜK TEHLİKE ALTINDA
Eski Musul Valisi Esil Nuceyfi de Türkmenlerin Telafer konusundaki
endişelerini haklı buluyor.
DEAŞ'a destek veren bazı Sünni Türkmenlerden dolayı Şii Türkmen ve
Ezidilerin oradaki tüm Sünnilere karşı intikam duygusu taşıdığına
dikkati çeken Nuceyfi, "Ezidiler, kadınlarının oradaki Telaferli
Sünniler tarafından kaçırıldığı kanısında. PKK'nın tetiklemesi
sonucu bazı Ezidiler intikam almaya çalışabilir. Haşdi Şabi ise Şii
Türkmenleri kullanarak saldırıya geçebilir."
değerlendirmesinde bulundu.
Musul'dan daha ziyade Telafer'deki kurtarma operasyonunun daha zor
olabileceği uyarısında bulunan Nuceyfi, "Haşdi Şabi ve PKK'nın
kurtarma operasyonuna katılması mezhep çatışmasını doğrudan
tetikleyecektir." ifadesini kullandı.
HAŞDİ ŞABİ ÇATISI ALTINDAKİ ÖRGÜTLER
Bedir Kuvvetleri, Ketaib Hizbullah, Asaib Ehlulhak, Ketaib İmam
Ali, Ketaib Seyyidu'ş Şuheda, Seraya'l Hurasani, Ensar'ul Merceiyye
Tugayları, Ali Ekber Tugayları, Fırkat'ul Abbas el-Kıtaliyye,
Seraya Aşura, Seraya Ensar el-Akide, Seraya el-Cihad, Feyleku'l
Karrar, El Muntazar Tugayları grupları Şii milis gücünün çatısı
altında bulunuyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün geçen ocak ayında yayımladığı
raporda, bu grupların Irak'taki bazı Sünni bölgelerinde yaptığı
eylemlerin savaş suçu olduğu belirtilmişti. Raporda Şii milislerin
Sünnilere ait onlarca cami ve iş yerini yakıp, yıktığına dikkat
çekilerek, bu tür eylemlerle ilgili özellikle yapının içerisindeki
Bedir Güçleri ve Asaib Ehlilhak grupları itham edilmişti.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar