Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan meclis başkanları buluştu

"Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan Üçlü Meclis Başkanları Toplantısı bugün olduğu gibi, bundan sonraki dönemde de aynı ehemmiyet ve kararlılıkla yapılmaya devam edecektir. Bizler, bir oldukça, şiddetin ve terörizmin karşısında çok daha dik duracağız."

Google Haberlere Abone ol
Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan meclis başkanları

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan Üçlü Meclis Başkanları Toplantısı'nın bundan sonraki dönemde de aynı ehemmiyet ve kararlılıkla yapılmaya devam edeceğini belirterek, "Bizler, bir oldukça, şiddetin ve terörizmin karşısında çok daha dik duracağız. Ayrımcılık ve İslam düşmanlığını çok daha net şekilde reddedeceğiz." dedi.

TBMM'nin ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan Üçlü Meclis Başkanları İkinci Toplantısı, TBMM Başkanı Şentop, Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahiba Gafarova ve Pakistan Milli Meclis Başkanı Asad Kaiser'in katılımıyla İstanbul'da bir otelde yapıldı.

Toplantının açılışında konuşan Şentop, üç ülke arasındaki ilişkilerin herhangi bir üç ülke arasındaki ilişkiler gibi olmadığını belirterek, bunun kardeşlik bağı, ortak tarih, ortak kültür ve ortak din ile sürekli beslenerek ve güçlenerek pek az millet ve ülkenin ulaşabileceği bir seviyeye geldiğini söyledi.

Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan'ın, İslam dünyasının en büyük demokrasilerinden üçü olarak ön plana çıktığını vurgulayan Şentop, bugün üç ülkenin ve halklarının kalplerinin her zamankinden daha yakın bir şekilde attığını dile getirdi.

Şentop, üç ülke arasındaki köklü ilişkileri tanımlarken "dostluk ve kardeşlik" ifadelerinin dahi yetersiz kaldığını kaydederek, "Bizler sevinci ortak, kederi ortak, mutluluğu ortak milletleriz. Ülkelerimiz ve halklarımız arasındaki müstesna ilişkiler, zor zamanlarda ve milli davalarımızda birbirimize verdiğimiz destekle kendini tam anlamıyla ispat da etmiş ilişkilerdir." dedi.

- "TARİHİN AKIŞININ DEĞİŞMEYE BAŞLADIĞI GÜNLERDEN GEÇİYORUZ"

Tarihin akışının değişmeye başladığı günlerden geçildiğini dile getiren Şentop, savaşlar, çatışmalar, katliamlarla geçen 20. yüzyılın siyasi, hukuki ve ekonomik dengelerinin bozulduğunu kaydetti.

Şentop, bu dönemin istikrarsızlıklarına çözüm üretmek üzere ortaya çıkan kurumların işlev göremez hale geldiğini aktararak, "Uluslararası kurumlar ve tezleri, bütün bir dünya ve insanlık için iddia ettikleri barış, asgari refah ve insanca yaşama şartlarını üretemediler. Çifte standartla hareket etme hastalığına düçar olan bu kurumların sahte çıkışları artık çok daha göze batar hale geldi. Bazı ülkelere Birleşmiş Milletler kararlarına uymadıkları için müdahale edilirken, onlarca Birleşmiş Milletler kararını tanımayan, dünya ile alay edercesine bu kararları ihlal eden ülkelere kimse sesini çıkartmadı. Bu tür çifte standartlı yaklaşımlar uluslararası kuruluşların ve platformların güvenilirliğini aşındırmış ve sonunda tüketmiştir." diye konuştu.

Şentop, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu durumu "dünya beşten büyüktür" itirazıyla ifade ettiğine dikkati çekerek, "Şimdi karşı karşıya olduğumuz durum, uluslararası siyasetin ve küresel meselelerin ele alınmasında mevcut örgütlerin dinamik ve hakiki kurumlara dönüştürülmesi gerektiği gerçeğini bir kez daha gün yüzüne çıkarmış, kaygılarımızın ve çağrılarımızın haklılığını teyit etmiştir." değerlendirmesini yaptı.

TBMM Başkanı Şentop, bu noktada Azerbaycan, Pakistan ve Türkiye birlikteliğinin her düzeyde olduğu gibi parlamentolar düzeyinde de kurulan bu üçlü mekanizma ile ortaya çıkmasının, salgın sonrası dönemde yeniden inşa edilecek küresel sistemin hak, adalet, insaniyet ve hürriyet ölçüleriyle bütün insanlığa fayda sağlayacak şekilde yazılmasına, aleme yeni bir nizamın mümkün olduğunun gösterilmesine hizmet edeceğini söyledi.

- "EKONOMİK, KÜLTÜREL VE SOSYAL İLİŞKİLERİN GÜÇLENDİRİLMESİNE EHEMMİYET GÖSTERİYORUZ"

Azerbaycan, Pakistan ve Türkiye'nin hak, adalet, insaniyet ve hürriyet için söyleyecek ve insanlığın dertlerine derman olacak çok sözünün olduğunu belirten Şentop, uluslararası güvenlik, refah ve huzurun temini noktasında yükümlülüklerini üstlenen ve bunu layıkıyla yerine getirme gayretindeki ülkelerin birlikteliğinin sadece bölgenin değil bütün dünyanın güvenlik ve istikrarına her daim katkı sağlayacağını ifade etti.

Asya kıtasının küresel siyaset ve ekonomide yükselen güç olması sebebiyle 21. yüzyılın "Asya Yüzyılı" olarak adlandırıldığını belirten Şentop, dünyanın jeopolitik ve ekonomik ağırlık merkezinin hızla Asya'ya doğru kaydığını, Asya kıtasının her bölgesinde etkileyici bir kalkınma ve gelişim süreçleri yaşandığını anlattı.

Şentop, Asya ve Avrupa kıtalarının ayrılmaz bir parçası olan Türkiye'nin de kendi içinde ve büyük Avrasya coğrafyasında sürmekte olan kapsamlı dönüşüme uygun bir şekilde "Yeniden Asya" inisiyatifi ile "Asya Yüzyılı"nı karşıladığını aktardı.

Türkiye'nin mevcut siyasi ve ekonomik kurumsal taahhütlerini dikkate alarak, Asya genelinde ortaya çıkan çok yönlü dinamizmden daha iyi ve verimli biçimde yararlanmayı ve buna katkı sağlamayı amaçladığını vurgulayan Şentop, "Türkiye olarak Asya'ya sadece siyaset ve güvenlik eksenli bir zaviyeden bakmıyoruz. Ekonomik, kültürel ve sosyal ilişkilerin güçlendirilmesine de fevkalade ehemmiyet gösteriyoruz." diye konuştu.

Şentop, Modern İpek Yolu'nun canlandırılmasının bölgelerin refahı ve kalkınmasına ciddi ivme kazandıracağını belirterek, şunları kaydetti:

"Bu meyanda yürüttüğümüz 'Orta Kordior Girişimi' ile yaptığımız ulaşım ve enerji iletim hattı yatırımları ile bu girişimde ciddi bir rol oynuyoruz. Önemli bir tecrübe edindik. Zengezur Koridoru'nun açılması ile bu alanda hepimiz için daha bir çok eşsiz fırsat ortaya çıkacak. Bizler de ülkelerimiz arasında kardeşliğe, tarihi ve kültürel bağlara, karşılıklı saygı ve güvene dayalı mevcut güçlü bağlarımızı sürdürdüğümüz sürece ulaşım, ticaret, enerji, eğitim, sosyal ve kültürel alanlardaki birlikteliğimizi geliştirdiğimiz sürece, halklarımız arasındaki kardeşlik münasebetlerini daha da derinleştirdiğimiz sürece, gelişen Asya'nın dünya sahnesinde önde gelen üç ülkesi olarak yükseleceğiz. Yoksulu, yetimi, garibi, haklıyı önceleyen hakiki medeniyeti de bütün dünyaya tanıtacağız. Diğer taraftan ortak ve somut bir uluslararası eylem gerektiren ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı ve nefret söyleminin dünya çapındaki tehdit edici yükselişine karşı Batı'nın riyakar politikaları değil, ancak ve ancak bizim gibi insanı merkeze alan bir medeniyetin güçlü ve haklı sesi karşı durabilecektir."

- "TÜM DÜNYA DERİN BİR MÜLTECİ KRİZİ İLE KARŞI KARŞIYA"

Bütün dünyanın derin, hatta kronik hale gelmiş bir mülteci krizi ile karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Şentop, "Mülteci krizi ancak ve ancak bu durumun ana sebepleriyle mücadele etmekle çözülebilir. Böyle bir mücadelenin samimiyetle yürütülmesi her bir mültecinin hayat hakkının, bütün dünyadaki bütün insanların hayat hakkı kadar değerli olduğunun bilincine ve inancına sahip bir medeniyetin temsilcilerinin öncülüğüyle mümkündür." diye konuştu.

Şentop, bugün bu göç dalgalarının ortaya çıkmasına sebep olan, başka ülkelerdeki insanca yaşanabilecek şartları ortadan kaldırmaktan çekinmeyen, insanlara sadece çıkarlarıyla örtüştüğü sürece değer veren bütün devletlerin de artık bu veballerinin sorumluğunu üstlenmesi, bedelini karşılaması ve külfetini paylaşması gerektiğini vurguladı.

Bunların yanında, mültecilerin dahi tenlerinin rengi, gözlerinin şekli, evlerinin coğrafi konumu, müziklerin tonuna göre ayıran Batı toplumunda İslam düşmanlığının, ırkçılığın ve ayrımcılığın şiddetlendiğine de şahit olduklarını aktaran Şentop, yeni teknolojilerin de katkısıyla sahte bilgilendirme, yanlış bilgilendirme ve yalan haberlerle bu toplumsal hastalıkların daha da yayıldığını, şiddetinin arttığını kaydetti.

Şentop, ne mültecileri ayırdıklarını, ne de ayrımcılığa ve inanca dayalı zulümlere sessiz kaldıklarını belirterek, "Bunun için uluslararası toplumun hem İslam ve Müslüman düşmanlığına karşı, hem de dezenformasyon, mezenformasyon ve yalan haberlerle mücadelede somut adımlar atması gerektiğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

- "AYRIMCILIK VE İSLAM DÜŞMANLIĞINI ÇOK DAHA NET ŞEKİLDE REDDEDECEĞİZ"

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:

Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan Üçlü Meclis Başkanları Toplantısı bugün olduğu gibi, bundan sonraki dönemde de aynı ehemmiyet ve kararlılıkla yapılmaya devam edecektir. Bizler bir oldukça, şiddetin ve terörizmin karşısında çok daha dik duracağız. Ayrımcılık ve İslam düşmanlığını çok daha net şekilde reddedeceğiz. Karabağ meselesinde tesis edilen adalet, Cammu ve Keşmir meselesinde de inşa edilecek, uluslararası hukuk temelinde ve Keşmir halkının beklentileri doğrultusunda Pakistan'ın haklı davası da çözüme kavuşacaktır. Kıbrıs meselesinde adil, sürdürülebilir, gerçekçi ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm, Ege ve Doğu Akdeniz'de ise uluslararası hukuka uygun bir yaklaşım bizlerin sesinin çok daha ortak ve gür şekilde çıkması ile mümkün olacaktır."

FETÖ, PKK/YPG ve DEAŞ gibi tüm terör örgütlerine ve bunların uzantılarına karşı ortak çabalarının terörün önünde çok daha mukavemetli bir duvar olarak yükseleceğini vurgulayan Şentop, "Bizler birbirlerini gördüklerinde yüzleri gülen insanlar olarak, bugün münferit menfaatlerimiz için değil tam tersine, kardeşlik için, birbirinin derdine derman olmak için, birbirinin yüzünü güldürmek için, birbirine yarenlik, dostluk edebilmek için bir araya geldik. Çünkü bizler hakiki, samimi, ezeli ve ebedi dostlarız, birbirimize karşı kardeşten de öteyiz, üç ülke, biriz ve beraberiz. Türkiye, bölgelerimizde güvenlik ve istikrarın tesisine ihtiyaç duyulan her hadisede dost ve kardeşlerinin yanında durmaya devam edecektir. Azerbaycan ve Pakistan ile el ele, omuz omuza beraberce hareket edecektir." şeklinde konuştu.

Şentop, Azerbaycan ve Pakistan'a 15 Temmuz hain darbe girişiminin arkasındaki FETÖ terör örgütüyle mücadeleye verdikleri destek için teşekkür etti.

Toplantıda, Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahiba Gafarova ve Pakistan Milli Meclis Başkanı Asad Kaiser de birer konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından katılımcılar aile fotoğrafı çektirdi.

Yorumlar