Faruk Kara

Faruk Kara

Silahla tedit edilen cumhurbaşkanı adayı

Türkiye aylardır cumhurbaşkanlığı ve hükümet sistemi değişikliği ile ilgili anayasa düzenlemesini konuşuyor. Anayasanın 18 maddesinde yapılan değişiklik nihayet TBMM'de onaylandı...

Türkiye aylardır cumhurbaşkanlığı ve hükümet sistemi değişikliği ile ilgili anayasa düzenlemesini konuşuyor. Anayasanın 18 maddesinde yapılan değişiklik nihayet TBMM'de onaylandı ve cumhurbaşkanının onayına sunuldu. Onaydan sonra yapılacak referandumda evet çıkması durumunda Türkiye'ye has bir başkanlık sistemi yürürlüğe girecek.

Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimleri sürekli sancılı geçti. Yaşı genç olanlar Abdullah Gül'ün 2007'de cumhurbaşkanı seçilmemesi için yapılanları özellikle 367 garabetini hatırlayacaktır elbette ancak neredeyse tüm seçimlerde büyük sıkıntılar yaşandı.

Mustafa Kemal'in ölümünden sadece bir gün sonra yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde askerler TBMM'yi bastı ve İsmet İnönü'nün cumhurbaşkanlığı için tehditlerde bulundu. Askerler  "Ya İsmet İnönü'yü seçersiniz ya da Meclis'i kapatırız" dediler. İsmet İnönü, silah zoruyla ve tehditle cumhurbaşkanı seçildi.

1960 darbesinden bir yıl sonra yapılan seçimler ise çok daha sıkıntılı oldu. Cunta yönetimi milletvekillerini ve destekledikleri Cemal Gürsel dışındaki adayları tehdit ederek Gürsel'in seçimi kazanmasını sağladı.

Bu seçimde aday olan Ali Fuat Başgil'e yönelik tehditler ise hala hatırlanıyor. Başgil, Adalet Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi milletvekillerinin ısrarı üzerine 23 Ekim 1961'de cumhurbaşkanlığına adaylığını koymuştu.

Ali Fuat Başgil, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin ünlü komutanlarından ve Milli Birlik Komitesi üyesi olan 'Fahri Özdilek ve Sıtkı Ulay' paşalarla görüşmesi için Ankara'ya çağrıldı.

Görüşme sırasında generaller silahlarını masanın üzerine koyarak Ali Fuat Başgil'i, "Mezarın bile hazır. Aday olursan hayatını garanti edemeyiz" diyerek tehdit ettiler.

Yapılan tehdit sonrası Başgil cumhurbaşkanlığı adaylığından mecburen çekilmek zorunda kaldı.

Başgil, adaylıktan çekilmesini şu ifadelerle açıklıyor:

"Arz ettiğim gibi ben, cumhurreisliğine adaylığımı hodbehot koymuş değilim. Halkın arzusu ve milletvekillerinin talepleri üzerine koydum. Fakat, buna söz verdim. Hatta yalnız söz değil, yazılı bir beyana imza ettim. Ben verdiğim sözden dönen ve imzasını yalayan namertlerden değilim. Adaylığımı geri almama imkan yoktur. Fakat benim yüzümden, memleketin söylediğiniz akıbetlere sürüklenmesine de gönlüm razı olmaz. Bu vaziyette bana düşen bir iş kalmıştır, o da yarın alessabah senatörlükten istifa ederek evime dönmektir."

Türkiye’de 2007’de yapılan referandumla cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi sağlandı. 2014’te yapılan ilk seçimde ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu.

Yapılan son değişiklikle ise halk tarafından seçilecek cumhurbaşkanı kendisine yardımcılar belirleyecek ve bakanları atayacak. Bugün bazı çevrelerin gündeme getirdiği “düzenlemede cumhurbaşkanı ve yürütme üzerindeki denetim mekanizmalarının yeterli olmadığı” ve “yargı bağımsızlığının tehlikeye gireceği” gibi eleştirilerin yerinde olup olmadığını gelecekte deneyimleyerek göreceğiz. Ancak cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi önceki seçimlerde yaşanan sıkıntıları bertaraf ediyor.

Diğer Yazıları

Yorumlar

yılmaz Çok aydınlatıcı bir yazı olmuş. teşekkürler