Faruk Kara

Faruk Kara

Haşhaşilerden FETÖ’ye mutlak itaat ve gizlilik

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın 17-25 Aralık sürecinden sonra Fethullah Gülen bağlıları için kullanması ile “Haşhaşiler” ve  “Haşhaşilik” ülke gündeminde önemli bir yer...

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın 17-25 Aralık sürecinden sonra Fethullah Gülen bağlıları için kullanması ile “Haşhaşiler” ve  “Haşhaşilik” ülke gündeminde önemli bir yer tutmaya başladı. 15 Temmuz’daki hain darbe kalkışmasında TSK içerisindeki Gülen taraftarı bir grup askerin milletin vergileri ile alınan envanterle millete saldırması ve yüzlerce kişiyi katletmesi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu nitelendirmesinin haklı olduğunu ortaya çıkardı.
 
Haşhaşiler insanlık tarihindeki en acımasız terör örgütlerinden biri olarak biliniyor. 1090’dan başlayarak 200 yıl boyunca dehşet saçan bu örgütü kuran Hasan Sabah, Fatımilerin Horasan’daki temsilcisiydi. Hasan Sabbah, Mustansır Billah'ın ölümünden sonra Fatımi tahtına desteklediği Nizar geçmeyince isyan etti. 1090’da İran sınırları içerisinde yer alan Alamut Kalesi’ni alan Sabah, Abbasi Halifeliği ve onun koruyucusu olan Büyük Selçuklu Devleti’ni hedef aldı. Bu hedefe yönelik olarak çok sayıda suikast gerçekleştirdi.
 
Kartal yuvası anlamına gelen Alamut Kalesi'ni alan Hasan Sabbah, bağlılarının eğitim almalarını yasaklayarak kendisine kayıtsız itaat etmelerini sağladı. Kalede yapay bir cennet de oluşturarak onları esrara alıştırdı. Bu sebeple fedaileri emirlerini gözü kapalı yerine getiriyorlardı.
 
Büyük Selçuklu’nun en önemli vezirlerinden Nizamülmülk, Haşhaşi tehlikesinin farkına erken varmıştı. Bazı fedaileri öldürtüp şehrin önemli yerlerine ibret olsun diye cesetlerini teşhir etse de bu durum esrara alışıp cennet vaadine kanan tarikat üyelerini etkilemedi. Nizamülmülk de Haşhaşilerin hedefi olmaktan kurtulamadı ve Sbbah’ın bir fedaisi tarafından suikaste kurban gitti.
 
Sabbah’ın fedaileri öldürecekleri kişilerin yakınına yaklaşıyor ve güvenini kazanıyorlardı. Yıllarca bu yapılanmayla mücadele eden Selçuklu başarılı olamadı. Devlet adamları suikastten kurtulmak için zırhla gezmek durumunda kaldı. Melik Şah’tan sonra taht kavgalarına rağmen Haşhaşilerle mücadele devam etse de tarikat Hasan Sabbah’ın ölümünden sonra da varlığını uzun süre devam ettirdi. Sabbah’ın 35 yıl sayından çıkmadığı belirtiliyor.
 
Gizli bir yapılanması olan Haşhaşi tarikatı katı bir hiyerarşiden oluşuyordu. Örgütlenmesinin adını 'Davet' olarak belirleyen örgütün temsilcilerine davetçi anlamındaki 'Dai' deniyordu.
 
Tarikat, hedef aldıkları yapılara karşı toptan saldırmak yerine yapının önemli isimlerini tek tek öldürmeyi hedef olarak belirledi. Bu suikastlerin tamamında hançer kullanılmış, suikastçi ise görevini tamamladıktan sonra kendisini öldürmeye veya kaçmaya çalışmamış, katledilen kişinin yakınları veya halk tarafından linç edilmiştir. Bu sebeple Haşhaşiler günümüzdeki intihar eylemcilerine benzetilse de Aytunç Altındal'a göre Tapınak Şövalyeleri ile Haşhaşiler arasında kendilerine has ezoterik ve Batıni itikatların paylaşımında pek çok ortak husus mevcuttu.
 
Haşhaşilerin suikast düzenlediği isimler arasında Büyük Selçuklu Devleti Veziri Nizamülmülk (1092), İsfahan kadısı Ubeydullah el-Hatib (1109), Fatımi orduları başkomutanı El-Efdâl Şehinşâh (1121), Büyük Selçuklu Devleti veziri Muineddin Kaşi (16 Mart 1127), Abbasi Halifesi Mustarşid (1134), Abbasi halifesi Râşid (6 Temmuz 1138), Irak Selçuklu Devleti hükümdarı Davud, Fatımi Halifesi Amir (1130) bulunuyor. Örgüt ayrıca büyük İslam hükümdarı Selahaddin Eyyubi’ye de 1174 ve 1176 tarihlerinde iki suikast girişiminde bulunduysa da başarılı olamadı.
 
Hasan Sabah 1124’te ölse de tarikatı 1274’e kadar varlığını devam ettirmiştir. Alamut Kalesi ise 1273’te Memlük Sultanı Baybars tarafından teslim alınmıştır.
 
Hasan Sabah ve Haşhaşilerin FETÖ ile inanç noktasında bir benzerliği olmasa da tarikat mensuplarının lidere mutlak itaati, emirlerin sorgulanamayışı, gizlilik ve bağlılara sunulan vaatler konusunda birçok benzerliği olduğu muhakkak.
 
Haşhaşiler ve Hasan Sabbah’ı konu alan bazı kitaplar:
 
Alamut Kalesi ve Hasan El Sabbah, Bernard Lewis
Fedailerin Kalesi Alamut, Wladimit Bartol
Alamut Kalesi, Peter Willey
Hasan Sabbah, Ömer Rıza Doğrul
Alamut'un Efendisi Hasan Sabbah, Pol Amir
Alamut Efsaneleri, Farhad Daftary
Kartal Yuvası Alamut, James Boschert


Ayrıca Amin Maalouf'un Semerkand kitabında da konudan söz edilmektedir.
 
Diğer Yazıları

Yorumlar