Şebnem Korur Fincancı kimdir, nerelidir, ne dedi, neden gözaltında?

Şebnem Korur Fincancı kimdir, ne dedi, neden hakkında soruşturma açıldı soruları merakla soruluyor. Hakkında soruşturma açılan Fincancı bugün gözaltına alındı. Gözaltı öncesinde evinde yapılan aramada ise mermi ve örgütsel döküman ele geçirildi. Polis tarafından gözaltına alınan Fincancı savcılığa çıkarılmak üzere emniyete götürüldü. Peki, Şebnem Korur Fincancı kimdir, nerelidir, ne dedi, neden gözaltında?

ŞEBNEM KORUR FİNCANCI NE DEDİ?

Tam adı Rasime Şebnem Korur Fincancı, terör örgütü PKK'nın yayın organlarına canlı yayınla bağlanarak Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'nin Irak'ın kuzeyindeki operasyonları aleyhinde açıklamalarda bulundu, terör örgütünün kara propaganda aracı olarak kullandığı "kimsayasal silah" iddialarını dile getirdi. 

Fincancı örgütün yayın organında yaptığı konuşmada, TSK'nın kimyasal silah kullandığını kendisinin de gördüğünü ileri sürdü. Fincancı'nın bu açıklamaları başta AK Parti cephesi olmak üzere büyük bir kesimin tepkisini çekti. 

 

Fincancı'nın açıklamalarından sonra bir MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk Tabipler Birliği'nin derhal kapatılması ve Fincancı gibilerinin de vatandaşlıktan çıkarılması gerektiği çağrısında bulundu.

Bahçeli'nin çağrılarından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da sert açıklamalarda bulundu. Erdoğan, TTB hakkında gereğinin yapılacağını söyledi. 

ŞEBNEM KORUR FİNCANCI KİMDİR?

Şebnem Korru Fincancı 1959 yılında İstanbul'da doğdu.

Türk Tabipleri Birliği başkanlığına seçildiğinde, terör örgütüyle iltisaklı olduğu iddiasıyla büyük tepki çekmişti.

Mesleği doktorluk olan Fincancı Adli tıp, işkencenin saptanması ve rehabilitasyonu alanlarında çalışmalarıyla biliniyordu.

İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Adli Tıp Uzmanları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Ceza Hukuku Araştırmaları Derneğinin kurucu üyesidir.

Eğitimini Kadıköy Maarif Koleji ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde yaptı.

Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Tabip Odası, Türk Patoloji Derneği, Forensic Science Society (İngiltere), Académie Internatıonale de Médecine Légale et de Médecine Sociale, International Academy of Legal Medicine, New York Academy of Sciences, İnsan Hakları Eğitimi On Yılı Ulusal Komitesi Cezaevleri Çalışma Grubu, Association de Droit Penale Internationale, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu ve benzeri kurumlarda görev yapmıştır.

2003 yılından bu yana Evrensel gazetesi köşe yazarıdır.

20 Haziran 2016'da Sınır Tanımayan Gazeteciler'in Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve yazar Ahmet Nesin ile birlikte Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma amacıyla başlatılan "bir günlük nöbetçi genel yayın yönetmenliği" kampanyasına katılması nedeniyle "terör örgütü propagandası yapmak" suçlaması ile tutuklandı. Mahkeme gerekçe olarak, "üç kişinin gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlendikleri tarihlerde yayımlanan haber içerikleri ve görsellerde silahlı terör örgütü PKK/ KCK veya bu örgüte bağlı alt yapılanmaların propagandası mahiyetinde yazılar yazıldığı, örgüt adına suç işleyen, güvenlik güçleriyle çatışan kişilerin övüldüğünün anlaşıldığı" belirtildi.[5][6] 30 Haziran 2016'da Erol Önderoğlu ile birlikte tahliye edildi.

20 Ekim 2022 tarihinde Medya Haber TV'de katıldığı programda, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin kimyasal silah kullandığını" söylediği iddia edildi. İlgili açıklamaları kamuoyunda tepki çekti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" ve "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, devletin kurum ve organlarını aşağılamak" suçlarından hakkında soruşturma başlatıldı.

PKK'YA YÖNELİK OPERASYONLAR İÇİN "SOYKIRIM" DEMİŞTİ

Fincancı'nın 2016 yılında katıldığı bir televizyon programında terör örgütü PKK ile mücadele eden devletin yargılanması gerektiğini ifade ettiği ortaya çıktı. Fincancı'nın terör mücadele kapsamında sokağa çıkma yasağının getirildiği Şırnak'ın Cizre İlçesi'nde yürütülen terör operasyonları hakkında devletin suçlu olduğunu belirttiği cümleleri tepki topladı.

Fincancı 2016 yılındaki konuşmasında, devletin Cizre'deki terör örgütü PKK'nın bitirilmesine yönelik yaptığı operasyonlardan dolayı yargılanması gerektiğini dile getirdiği konuşması şöyle: "Cizre'nin Kürtler için de ayrı bir önemi var. Bir kültür merkezidir çünkü. O açıdan da önemli muhtemelen. Ama devlet için de önemlidir tabii ki. Çünkü Cizre'de ortaya çıkan o tablonun bir biçimde çok da hoşuna gitmeyeceği, bastırmak üzere elinden gelenin yapılacağı ortadaydı. Ve dolayısıyla hedef alınırken de halk meclisi hedef alınarak saldırılar gerçekleşti."