Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, güçlü bir yasama
ve güçlü bir yargının olacağı başkanlık sistemine itirazları
olmayacağını belirtti.
Karamollaoğlu, İstanbul'daki ziyaretlerine Eyüp Sultan Türbesi'ni
ziyaret ederek başladı. Burada dua eden Karamollaoğlu, Süleymaniye
Camisi'ne geçti. Cami avlusundaki Mehmet Zahit Kotku'nun kabrini ve
Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesini ziyaret eden Karamollaoğlu,
Fatih'teki Anadolu Gençlik Derneği İstanbul İl temsilciliğini
ziyaret etti.
Temel Karamollaoğlu'na ziyaretleri sırasında İstanbul İl Başkanı
Birol Aydın ve partililer de eşlik etti. Karamollaoğlu,
ziyaretlerinin ardından yaptığı açıklamada, prensip olarak
başkanlık sistemine karşı olmadıklarını söyledi.
Başkanlık sistemini 1970'lerde gündeme getirip, parti programına
koyduklarını dile getiren Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
"Bugün ülkemizde uygulanması gündeme gelen başkanlığın nasıl
olacağı konusunda bir netlik yok. Başkanlık sistemi bütün
yetkilerin tek bir kişinin elinde toplanması şeklinde olmamalı.
Mutlaka başkanın yanında kanunları yapan ve denetleyecek bir gücü
olan ve kesinlikle başkana bağlı olmayan bir sistem olmalı.
Yasamanın ve yargının, yürütmenin etkisinde olmaması gerekir. Güçlü
bir yasama ve güçlü bir yargının olacağı başkanlık sistemine bizim
bir itirazımız olmaz. Kamuoyunda zihinleri bulandırıcı şeyler
konuşuluyor, 'Başkanlık sistemi olursa bölünürüz.' diye. Türkiye
başkanlık sistemi oldu diye bölünmez. Başkanlık sistemi olmazsa da
bölünmez."
Temel Karamollaoğlu, idam cezasına ilişkin, idamın yeri geldiğinde
uygulanması gereken bir ceza olduğunu belirterek, "Göz göre göre
vahşet sergileyen, suçüstü yakalanan bir kişiyi ömür boyu hapse
mahkum etmişsin. Adamın umurunda bile değil ki. Birçok insanı
öldüren o adamın yaşamaya hakkı yok. İdam cezası kararı alınırken
hiçbir tereddüt olmamalı. Ancak idamla ilgili hukukta olan kaide
gereği geriye doğru işlemez." şeklinde konuştu.
HDP eş başkanları ile 11 milletvekillerinin gözaltına alınmasını da
değerlendiren Temel Karamollaoğlu, şunları aktardı:
"Seçimle gelenlerin üzerine siyasi söylemlerinden dolayı gidilmesi
isabetli değil. Ama seçilen suç işledi ise seçildiği için suçsuzluk
zırhına bürünmemeli. Milletvekillerin düşünce ve ifade hürriyeti
bulunması gerekir. Türkiye'nin başındaki en büyük problem terördür.
Bu terörün önlenmesi için polis ve askerle mücadele edersiniz.
Ancak terör kökten çözüm aranması icap eden bir hadise. Terörü
önlerken insan haklarını da göz önünde bulundurmamız gerekir. Bazen
insanlar çok uç noktalarda fikir beyan edebilir. Bu beyanlar
bulunduğu şartlara göre mahkemeler tarafından değerlendirilir,
siyasiler tarafından değil."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar