REİS Nerden Başlamalı?

Seçim kazanıldı, hükümet belirlendi, yeni bakanlar görevlerini devir aldı ve çalışmaya başladılar. Hatta hükümet içerisinde bulunan bakanlar ülke gündemini etkileyen adımlar atmaya başladı.

Muhalefet te gerçek bir hezeyan, hayal kırıklığı ve mücadele isteksizliği yaşanıyor. Kendi hallerinde dipsiz kuyuya doğru ilerlemektedirler.

Alanlarında başarılı akademik birikimleri olan isimlerin yer aldığı hükümet çalışmalarına başlarken REİS ne yapmalı.

Aslında seçim sonucu belli olduğu an, hemen evinin önünde Üsküdar Kısıklı’da yaptığı konuşmada fitili ateşlemişti. 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimleri işaret etti. Seçim kazanmış, heyecanı son haddeye varmış halka yeni hedef gösterdi. Gevşemeyin!

Genel seçimler ve yerel seçimler birbirinden oldukça farklı. Yerel seçimlerde birbirini destekleyen partiler olsa da, daha çok kendi adaylarıyla seçime giriyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 52,18 oy alan Cumhurbaşkanız Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi Partisi AKP yüzde 35,61 aldı. Bu da yerel seçimlerin oldukça çekişmeli geçeceğine işaret etmektedir.

Şüphesiz genel seçimlerin en flaş konusu; Partisi olmadığı halde, tanınabilirliği sınırlı olan, ATA İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan’ın yüzde 5,17 oy almasıydı. Tanınabilirliği sınırlı olan Sinan Oğan’a gündemi fazla takip etmeyen, Anadolu’da yaşayan insanlar oy vermedi. Aksine ülke gündemini yakından takip eden, iktidar ve muhalefetin çözümden uzak olduğuna inanan insanlar oy verdi. Milliyetçi, Atatürkçü ve siyasi bir düşüncesi olmasa da her ikisine de tepkili her renkten olan gençler oy verdi.  

Peki bu tepki ve güvensizlik nasıl oluştu?

Muhalefet içerisinde ülkeyi yönetebilecek kadroların olmadığı düşüncesi, muhalefet için ilk ve son nokta oldu.

İktidar için; ülke kaynaklarını kendilerine ve kendi yakınlarına pay eden insanların olması, ihalelerde yolsuzluk yapmaları, liyakat olmadan torpille işe alımlar, göç politikası ve yaptığı projeleri anlatamamak. Güvensizlik ortamı oluşturdu.

Yapılacak olan;

Liyakatsiz görevlilerin getirdiği yükten kurtulmak ve bunu besleyen parti tabanının en ufak birimine kadar elden geçirilmesi gerekmektedir. Hükükümet oluşturulurken nasıl alanında başarılı insanlar getirildi ise, aynı titizlik yeni yerel kadrolar oluşturulurken ve adaylar belirlenirken benzer yöntem uygulanmalıdır. Bu en büyük başarı ve kendini tanıtmak olacaktır.

O zaman yerel seçimlerde başarı kendiliğinden gelecektir.

Göç konusu ise, dünyamızın bir gerçeği olup, bunun çözülebileceğine inanmıyorum. İnsan kaçakçılarına üç defa sınırı geçirme garantili ödeme yapan bu insanları ülkelerine geri göndermek çözüm değildir. Gönderilen göçmenler tekrar geri gelecektir. Bu gerçeği kabul ederek, ülkelerine göndermek yerine, zorunlu ve zor “Toplumsal Uyum Kampları” şeklinde bir proje geliştirilmelidir. Dil eğitimi, toplumsal ahlak, gelenek görenek ve meslek edinme eğitimlerinin verildiği kamplar kurulmalıdır. Bu eğitimler bir yıl süreyle farklı illerde ve karma eğitimler şeklinde olmalıdır.

Eğitim seviyesi yüksek, ekonomik imkanı olan göçmenler büyük illere ve ülke içlerine gitmektedir. Özellikle ekonomik durumu yetersiz, kültür seviyesi düşük göçmenlerin sınıra yakın şehirlerde yerleşmelesi büyük tepkilerin oluşmasına sebep olmaktadır. Yerel halkla uyum sorunu yaşamaları, sürekli hissedilen aktif gerginlik havası oluşturmaktadır.