Reflü, astım ve diş çürüğü nedeni olabilir
Bayındır Hastanesi Gastroenteroloji ve Hepatoloji bölümünden Prof. Dr. Ahmet Kemal Gürbüz, reflü hastalığının astıma, öksürüğe, göğüs ağrısına da neden olabildiğini söyledi.
Bayındır Hastanesi Gastroenteroloji ve Hepatoloji bölümünden
Prof. Dr. Ahmet Kemal Gürbüz, reflü hastalığının astıma, öksürüğe,
göğüs ağrısına da neden olabildiğini söyledi. Gürbüz, “Reflü
hastalığı sadece yemek borusu problemleri oluşturmaz. Kalp kökenli
olmayan göğüs ağrısı, astım, kronik öksürük, tekrarlayan zatürre ve
bazen diş çürükleri ile seyredebilir.” dedi.
Prof. Dr. Ahmet Kemal Gürbüz, reflü ile reflü hastalığının aynı
anlama gelmediğini söyleyerek, reflünün tedavisi hakkında bilgiler
verdi. Reflü ve reflü hastalığının birbirinden farklı olduğunu
söyleyen Gürbüz, "Gastroözefajial reflü sağlıklı insanlarda mide
içi muhtevanın efor harcamaksızın çeşitli defalar yemek borusu
içine geri gelmesi demektir. Yani bir hastalığı ifade etmez. Oysa
Gastroözefajial Reflü Hastalığında (GÖRH) yemek borusu içine kaçan
mide muhtevası gerek mikroskobik ve gerekse endoskopik düzeyde
hasar oluşturur. Bu şikayetlerin en tipik olanları ise göğüste
yanma ve mide asidinin yemek borusuna gırtlağa erişebilecek
derecede geri kaçmasıdır.” diye konuştu.
Klasik reflü hastalığının göğüste yanma ve asit geri gelmesi
şeklindeki belirtileri dışında başka belirtileri de olduğuna
değinen Gürbüz, “Yutma güçlüğü reflü hastalığının yaratabileceği
diğer şikâyetlerden biridir ve vakaların yüzde 30’unda
karşılaşılır. Bu daha ziyade katı gıdaların yutulması ile
ilişkilidir ve yavaş yavaş gelişir. Reflü hastalarının bazılarında
ağızlarının aniden hafif ekşi ve tuzlu bir sıvı ile dolması
şikâyeti mevcuttur. Ağrılı yutma, hıçkırık, geğirme, bulantı ve
kusma gibi şikayetlerde yine reflü hastalığı olan vakalarda
yaşanabiliyor.” ifadelerini kullandı.
Reflü hastalığının astıma, müzmin öksürüğe neden olabildiğini
hatırlatan Gürbüz, şunları kaydetti: “Reflü hastalığı sadece yemek
borusu problemleri yaratmakla kalmaz. Kalp kökenli olmayan göğüs
ağrısı, astım, posterior larenjit, kronik öksürük, tekrarlayan
zatürre ve bazen diş çürükleri ile seyredebilir. Sindirim sistemine
ait olmayan bu bulguları yaşayan reflü hastalarının bir kısmında
klasik reflü şikâyetleri olmakla beraber, çok büyük bir kısmında
sessiz reflü hastalığı mevcuttur. Dolayısı ile kronik öksürük,
göğüs ağrısı, astım ve düzelmeyen larenjit problemleri olan
hastalarda sebebin sessiz reflü hastalığı olabileceği aklında
tutulmalı ve hastalar bu açıdan incelenmelidir. Reflü hastalığı
kulak, burun ve boğaz gibi diğer organlarda da bazı rahatsızlıklara
yol açar.”
Son 30 yıl içinde batı toplumlarında reflü hastalığının ve bunun
sonucunda yemek borusu kanserlerinin giderek arttığı, bunun tersine
ülser hastalığının ise giderek azaldığını belirten Gürbüz, “Batı
toplumlarında son 20 yıldır helikobakter mevcut olan hasta
sayısında ciddi azalma ortaya çıkmıştır. Helikobakter tedavisinin
sık kullanımı sayesinde toplumda ülser hastalığının tekrarlanması
giderek azalırken reflü hastalığı ve neticesinde gelişen yemek
borusu kanseri sıklığı ise maalesef artmış görülüyor. Yine batı
toplumlarında reflü hastalığı sıklığının son yıllarda önemli oranda
artmış olmasının bir diğer nedeninin toplumda yaygınlaşan obezite
sorunu olduğu da unutulmamalıdır.” şeklinde konuştu.
Toplumda reflü hastalığının yemek borusu kanserine neden
olabildiğini aktaran Gürbüz, şöyle devam etti: "Gastroözefajial
reflü hastalığı bulunan bazı kişilerde yemek borusu alt ucunda
zaman içerisinde doku değişikliği ortaya çıkabiliyor. Bu tür
hastalarda yemek borusu kanseri riskinde önemli artış vardır. Son
20 yılda reflü hastalığı nedeniyle ortaya çıkan yemek borusu
kanseri sıklığı 5 kat artış göstermiş olup bu artış diğer tüm organ
kanserlerindeki artıştan daha yüksektir.”
CİHAN
Yorumlar