Dün gece idam edilen Cemaat-i İslami partisinin lideri Motiur
Rahman Nizami, idama saatler kala bir mektup kaleme aldı.
Nizami, "Cennet meyvesi pahalıdır. Kalp, asıl sahibine dönene kadar
acır insan. Sonrası umman, kevser, Peygamber (s.a.v)" sözleriyle
Hakk'a yürüdü..
İslam dünyasının gelen tepkilere rağmen dünyanın gözü önünde idam
edilen Cemaat-i İslami partisi lideri Nizami kaleme, aldığı veda
mektubunda "Müslümanlar etle tırnak gibi midir gerçekten? Sökülüyor
tırnaklarımız. Etiniz acımıyor mu?" diye sordu.
BEN GİDİYORUM...
Doğduğumda nikâhlandığım ve son nefes diye zaman tayin ettiğim
buluşmaya gidiyorum. Korkmuyorum. Ardımda pişmanlıklarım var ama
üzgün değilim. Kırgınım. Sözünü unutanlara, kardeşinin elini
tutmayanlara, düşeni kaldırmayanlara, Allah için gözyaşlarını
sakınanlara, resimlerimizi "layk" için kullanıp
gördüklerini yaşanmamış kabul edenlere, zalimin yanında durup
mazluma timsah gözyaşları dökenlere, kıyama kalkmayı kolay zannedip
elindekini muhafaza etmek için bahane satanlara, alanlara kırgınım.
Bu kırgınlıkla kavuşacağım Rabbime. Söyleyeceğim bunları.
Vuslat bu. Nerede buluşacağı belli olmuyor insanın. Bazen 14
yaşındaki bir kızı Kudüs'te pazarda buluyor. Kafasına sıkılan bir
kurşunla göçüyor. Elbisesine bulaşıyor kan. Huzura çıkmadan önce
melekler yıkıyor onu.
"Senin kardeşin benim. Bu katillerle niye anlaşıyorsun?"
diyemiyor.
Bazen vuslatına yürümen gerekiyor. Seni evinde bulsun istediğin
buluşma için önce evinden ayrılman gerekebiliyor. Sonu görünmeyen
bir yolu merakla yürümen gerekiyor. Yol bitip de deniz başlayınca
acı acı yutkunmak serbest suya atlamadan önce. Bir kıyıya varıyor
elbet denizin sonu. Kıyıya ya canlı varıyorsun ya da cansız
vuruyorsun.
"Benim evim sizin hesaplarınızdan daha anlamlıydı. Hırsınızdan
büyüktü odalarımız. Niye yaktınız çocuklarımızın gözlerimizin
önünde büyüyecekleri resimleri? Mutlu musunuz şimdi?"
diyemiyorsun…
Bazen evinde de buluyor seni. Dumanlar yükselmeye başlıyor birden.
Zaten taş binada oturmasına izin verilmeyenlerin çabuk tutuşan
evlerine ateş sıçrıyor. Bütün seslerin gökyüzünde toplandığını
düşünürseniz günü her saati bir "ah" asılır Arakan'dan o gökyüzüne.
Çocuklar ölür. Çıplak ayakları ve toza bulanmış yüzlerine bakmayın.
Tertemiz gider onlar. Kadınlar ölür. Adamlar ölür. Yanarak ölür,
kahırla ölürler. Cennet meyvesi pahalıdır. Kalp, asıl sahibine
dönene kadar acır insan. Sonrası umman, kevser, Peygamber
(s.a.v)!
Ahzab suresinde övülen adam ve kadınlardan çok anlatabilirim size.
Sizin üzüldükleriniz için son diye yazılan haberlerin "son"
olduğunu mu zannediyorsunuz? Acıyı onlar çekiyor da size pay
düşmeyecek mi zannediyorsunuz? Daha ilkokulda öğretmene şikâyet
edilmekten korkanlar! Sizi Allah'a şikâyet etmeye gidiyoruz. Her
yaptığınızı, her yapmadığınızı, her söylediğinizi, her sustuğunuzu,
her gördüğünüzü, her gözünüzü kapadığınızı, her oturuşunuzu, her
kalkmayışınızı bir bir not aldım. Her şeyi anlatacağım.
Ben gidiyorum…
Ardımda bir fikir kalsın istiyorum. Zorla karşılaşınca ölüm
korkusundan istikametini şaşıranlarla biz ölümden aynı şeyi
anlamıyoruz. Bu bir imtihandı. Kolay olacağını söylemedi kimse.
Sancısız olacağını, bedelsiz olacağını. Bu yola baş koymak, sonunda
gerekirse bu uğurda o baştan vazgeçmek demekti. Bizim için karar
aldıklarını zanneden ahmaklar var. Bu karar ancak göklerde alınmış
olabilir. Siz kimsiniz ki..!
Kulunu razı etmek için Yaratıcıyı üzecek değiliz!
Ben gidiyorum…
Benden önce giden arkadaşlarımın yanına, Rasulullah'ın yanına. Siz
kalacaksınız. Kimin doğru olduğu benim gittiğim yerde çıkacak
ortaya…
Ben gidiyorum…
Çeki düzen verin kendinize. Sıranın size de geleceğini unutmayın.
Şehadetin şehid gibi yaşayanlara nasip olacağını, Allah'tan
başkasına kul olunmayacağını hatırlayın her daim.
Ben gidiyorum…
İbret alın bu yolculuktan. Bir araya geldiklerinde sadece aynı anda
ayaklarını yere vursalar dünyayı sallayacak kalabalıktaki sizler,
kardeşlerim. Sizin gözünüzün önünde yürüyeceğim ipe. Korku
görmeyeceksiniz. Endişe sezmeyeceksiniz. Öfkemi de beraberimde
götüreceğim.
Ben gidiyorum…
Dilerim bu gidiş size kim olduğunuzu hatırlatsın. Mazlumlar için
ayağa kalkmanın bir yolunu bulmanızı sağlasın. İpler adedince baş
istense, ama deseler ki bu bedel kıyam içindir, az kalır giden
başlar! Boşuna terk etmez canımız bedenimizi. Mükâfatını O'ndan
biliriz. Kalanlara ibret olmadığı üzer bizi…
Size son sözlerim şudur;
"Her zaman batılın, zulmün ve haksızlığın karşısında ilmi
mücadeleye devam edeceksiniz. Bir mümin asla Allah'tan ümidini
kesmez. Hayatınızın sonuna kadar Allah yolunda bir gaye ile
görevinizi sürdüreceksiniz. Batılın tüm tuzaklarına ilim yoluyla
cevap vereceksiniz. Kadınlarımızın yetiştirilmesine ve ahlâk yoluna
önem vereceksiniz. Cemaat-i İslami'de asla bir lider problemi
yaşanmayacaktır. Durum ne kadar kötü olursa, o kadar iyi ve
kaliteli liderler yetişecektir. Ben yaşlandım. Rabbim her an canımı
alabilir. Ben şehit olarak Allah'ın huzuruna gitmek istiyorum.
Benim şehadetim ile beraber değişim başlayacaktır. Halkım ve dünya
Müslümanlarından dua istiyorum. Eğer dünyada bir daha görüşemezsek,
cennette görüşeceğimizi ümit ediyorum inşallah."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar