Mehmet Hammutoğlu

Mehmet Hammutoğlu

Muhalefet Bakanlığı

Hayatım boyunca bir çok seçime şahit oldum; ancak bu seçim öncesi ve sonrasında yaşanan olaylar gibi olaylar görmedim.

Kısa bir özet yapacak olursak; seçimden bir yıl önce 6+1 şeklinde ittifak kuruldu. Her telden olan muhalefet bir türlü adayını açıklayamamıştı. Kumar masasını devirenler, küstüm ben oynamıyorum diyenler, milletvekili pazarlığı yapanlar, artık ne söylerseniz söyleyin. Çok önem yüklenen ama seçim sonrasında çokta bir etkisi kalmadığı belli olan sırtlarını dağa yaslayanlar ana muhalefetin boynuna basarak kontrol altında tutmaktaydı.

Seçim yapıldı, anlaşıldı ki anamuhalefet partisinin verdiği vaatlerden dolayı, elbiseleri yırtık pırtık olan bir sokak çocuğuna döndü. Koca devleti kuran parti ona üç, buna beş, şuna onbeş, diğerine vekil vererek kendi pimini kendi eliyle çekmiş oldu. Atatürk'ün partisini yenilgilere abone yapan yönetim hiç bu kadar gülünç duruma düşmemişti.

Yenilgiyi örtpas etmek için, önce ona oy vermeyen vatandaşlara, parti başarısı için, vaktini harcayan, heyecanını ortaya koyan, gerektiğinde parasını veren, parti teşkilatlarını suçladılar.

Şimdiler de partililerin emeklerini kullanan bu başarısız insan topluluğu partinin kaynaklarına çullanmak için çatışmalara başladılar. Önce kongrede parti başkanı seçimi, sonra belediye seçimleri için belediye başkan adayı belirlemesinde yaşanacak kısır döngü partililerin sırtına yeni bir yük getirerek devam edecektir.

Çünkü; Devlet kuran Ana Muhalefet Partisini iktidara taşıyacak güven veren bir kadro ve siyaset yok. Hep yerinde sayıyor, %20 ve %25 arasında bir aşağı bir yukarı gidip geliyor.
Kanaatimce muhalefetin en başarılıları Deva Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti oldu. Bu virgüllü partiler oyları olmadığı halde, kocaaaa Devlet kuran Partinin beceriksiz yöneticilerinden dolayı 38 milletvekili çıkardılar. Şimdiler de Mecliste kendi guruplarını kurmak için bir araya geliyorlar. Devlet kuran Partinin oylarıyla meclise girenler belki de teşekkür etmeden hadi bana eyvallah deme aşamasındalar.

Ben hayatımda böyle bir hakaret görmedim, Devlet Kuran Partinin Milletvekilliğini yapan Abdullatif Şener aday gösterilmediği için yaptığı açıklama da gündemden düşmüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda ATA İttifakı'nın adayı Sinan Oğan'a oy verdiğini ikinci turdaysa geçersiz oy kullandığını belirtti. Şener'in oy kullandığı sandıkta isegeçersiz oy çıkmadı. Tepkiler artınca partisinden istifa ettiğini açıkladı. Tam bir komedi. 

Diğer bir muhalefet partisi her ne kadar bütünlüğünü koruduğunu göstermeye çalışsa da durumu İYİ değil. İYİ Parti günden güne gelen istifa haberleriyle erimeye devam ediyiyor edecek te.

Özellikle kendisine büyük, büyük, kocaman anlamlar yüklenen pazarlığa oturunca, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na parmak sallayan partinin bir balon olduğu, popülaritesinin düştüğü, savunduğunu iddia ettiği Kürt halkı tarafından da "yeter artık düş yakamızdan pozisyonuna" düştüğü belli oldu.

Bu durumda iktidarda bulunanlara senin şu konuda yaptığın ulusal ve uluslararası politika yanlış, bunu biz olsak şöyle çözeriz. Senin ekonomi politikan yanlış, çifçiye, emekliye, işçiye, işverene ve ve ve velhasıl tüm politikaları düzeltip halk için daha iyi hizmet edeceği güvenini vermediği için yerinde sayıyor.

İşte o zaman seçim kazananlar dürüst olup memleketi idare etmek yerine, ipini koparmış kurbanlık ………..’lar gibi devletin imkanlarını helal haram, doğru yanlış düşünmeden hatta yaptığını kendi hakkıymış gibi gören ve yapan kişiliksiz insanlarla doluyor.

Ülkemizde iktidar ve muhalefet içerisinde bilgi birikimi yüksek, doğru yanlışı, helali haramı, hakkı ve adaletleti birbirinden ayıracak nice kaliteli insanlar bulunmaktadır. Ama yapılan yanlışları görerek kabuğuna çekilmektedirler. Malesef bu kargaşa arasında eriyip gitmektedirler.

Bu sebeple komik gelecek ama “Muhalefet Bakanlığı’na” ihtiyaç vardır.

Önce muhalefeti kendi içerisinde kavga eden bin bir türlü entrikalarla uğraşmaktan kurtarıp proje üretecek hale getirmek gerekiyor.

Devlet kadrolarını liyakatsiz insanlarla doldurmak yerine, iktidar ve muhalefet kadroları içinde bulunan vasıflı insanları belirleyip bunları ihdas ederek ülke gelişimi hızlandırmak.

Hiçbir vasfı olmadığı halde parası olduğu için Milletvekili, Belediye Başkanı, Belediye Meclis üyesi ve benzeri görevler verilenlere ülkenin ekonomik olarak gelişmesi için üretime yönlendirip piyasanın haraketlenmesi sağlanmalı.

Ülke halkları içerisin de, yaptıkları ayrıştırıcı siyaset sonucunda kendilerini ülke halklarının sırtında kanbur oldukları anlatılmalı. Yaşadıkları ülkenin nimetlerini yiyip tabağına tükürenlerden oldukları halkın gözünde gürülür hale getirilmelidir. İçlerinde vasıflı insanlar kazanılmalı.

İsimleri değişmeyen, siyaset sahnesinden bir türlü çekilmeyen kürsüleri işğal edenlerin çekilmesi için hazırlanacak müfredatla tüm partilerin üyelerine mecbur kılınacak şekilde “Türkiye’nin Siyasi Geleceği” adı altında seminer ve kurs eğitimleri verilmelidir.

Partimiz yerine, ülke gelişimi, hizmetini önceleyerek gelecek nesillere refah altında mutlu, huzurlu şekilde yaşamaları için ortam hazırlanmalı.

Sayacağımız o kadar çok şey var ki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın atayacağı “Muhalefet Bakanlığı’nı” bekliyorum.

Diğer Yazıları

Yorumlar