Meclisin bütçe maratonu sona eriyor

- Başbakan Yardımcısı Şimşek: (1) - "Milli gelirden ücretlilerin aldığı pay yüzde 26,2'den yüzde 32,7'ye yükselmiştir. Hükümetlerimiz emekçiden, çalışanlardan yana net bir politik tavır koymuştur. Tercihimiz nettir, biz çalışandan, üretenden yanayız" - "Türkiye'nin performansı AK Parti ile güçlenmiştir. Bu büyüme kapsayıcı büyüme olmuştur. İstihdam ayağı son derece güçlü bir büyümeden bahsediyoruz. Küresel krizden bu yana Avro bölgesinde 3,5 milyona yakın istihdam oluşturulmuştur. Türkiye tek başına, 8,3 milyon vatandaşına iş bulmuştur"

Google Haberlere Abone ol
Meclisin bütçe maratonu sona eriyor

TBMM (AA) - Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, ücretlilerin milli gelirden aldığı payın yüzde 26,2'den yüzde 32,7'ye yükseldiğini belirterek, "Hükümetlerimiz emekçiden, çalışanlardan yana net bir politik tavır koymuştur. Tercihimiz nettir, biz çalışandan, üretenden yanayız." dedi.

Şimşek, TBMM Genel Kurulunda, 2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, bütçenin hazırlanmasında görev alan tüm kurum çalışanlarına, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki çalışmalara katılan milletvekillerine, bakanlara teşekkür etti. Şimşek, destekleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'a da şükranlarını sundu.

Bütçe görüşmelerinde AK Parti hükümetinin performansına, ekonomik politika ve uygulamalarına birçok eleştiri yapıldığını dile getiren Şimşek, "Ancak hiç kimsenin yadsıyamayacağı bir gerçek var ki o da son 15 yıllık AK Parti hükümetlerinde Türkiye ekonomisi güçlü bir performans ortaya koymuştur." ifadesini kullandı.

AK Parti'nin hayata geçirdiği reformlar ve doğru politikalar sayesinde Türkiye'nin son 15 yılda yaşanan birçok iç ve dış olay karşısında muazzam bir direnç gösterdiğini vurgulayan Şimşek, Cumhuriyetin kuruluşundan 2002 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 4,7 büyüyen Türkiye'nin, 2003-2016 döneminde yüzde 5,6, küresel kriz sonrasında ise yüzde 6,7 oranında büyüdüğüne dikkati çekti.

Şimşek, aradaki 1 puanlık farkın çok görünmeyebileceğini, ancak ülke ekonomisinde büyük bir farka işaret ettiğini belirterek, şöyle devam etti:

"1924'ü 100'e eşitlersek ve reel olarak yüzde 4,7 ile 1924'te 100 lira olan milli geliri 2016'ya taşırsanız yaklaşık 6 bin 800 olur ama aynı sürede Türkiye yüzde 5,6 büyüseydi bu rakam 15 binleri aşardı. Dolayısıyla bir puanlık ilave, büyümede net çok güçlü bir performanstır. 15 yıllık iktidarımız iç ve dış şoklara rağmen Cumhuriyet döneminin en güçlü büyüme performansını göstermiştir. 2002'yi 100 kabul edelim, reel olarak 2016'da dünya ekonomisi 100'den 172'ye, AB 100'den 121'e, Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkeler 100'den 183'e çıkmış. Türkiye 100'den 215'e çıkmıştır. Çok net olarak Türkiye, kıta büyüklüğünde olan Çin ve Hindistan hariç bütün diğer ülke gruplarına oranla çok daha güçlü bir performans koymuştur.

2002 yılında Türkiye'nin satın alma gücü ve kişi başına milli geliri AB'nin yüzde 37'si civarındaydı, bu sene muhtemelen yüzde 64'ünü aşmış olacak. AB ile arayı kapatmışız. Atatürk'ün bize verdiği hedef doğrultusunda Türkiye bu dönemde çok güçlü bir ilerleme kaydetmiştir, Batı ile arayı kapatmıştır."

- "Vatandaşın vergisi eğitim ve sağlığa gidiyor"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, büyümenin reel olduğunu ve vatandaşa yansıdığını ifade ederek, "15 yıl önce bu ülkede yıllık 91 bin otomobil satılıyordu, geçen sene 757 bin otomobil satıldı. 15 yıl önce Türkiye'de 3 milyon civarında beyaz eşya satılıyordu, geçen sene 7,5 milyon beyaz eşya satılmış. 2000'li yılların başında çiftçimiz yıllık 7 bin traktör alıyordu, geçen sene 70 bin traktör almış. Yurt dışını ziyaret eden, iş için turizm için seyahat eden vatandaş sayımız 2003 yılında 3,4 milyon kişiydi, geçen sene 7,9 milyon, bu sene 8,5 milyon." dedi.

Asgari ücretin de 2002'den beri dolar bazında 3 kat, reel olarak yüzde 111 arttığını dile getiren Şimşek, "En düşük memur maaşı reel olarak yüzde 88 artmıştır. Engelli vatandaşlarımıza ödenen aylıklar reel olarak yüzde 509 artmıştır. Öğrencilere verdiğimiz öğrenim kredileri reel olarak yüzde 161 artmıştır." diye konuştu.

Büyüme sayesinde yoksulluğun azaldığını, eğitimde fırsat eşitliği, sağlıkta devrim gerçekleştirildiğini vurgulayan Şimşek, bütçeden en büyük payı, son 15 yılda olduğu gibi yine eğitime ayırdıklarını, ikinci en büyük payı sağlığa verdiklerini söyledi. Şimşek, "Milletin vergileri 80 milyonun eğitimine ve sağlığına gidiyor." ifadesini kullandı.

Şimşek, AK Parti hükümetleri döneminde, BM'nin yoksulluk kriteri olan günlük 4,3 doların altında gelire sahip nüfusun yüzde 30'dan yüzde 1,6'ya gerilediğini bildirdi.

- "Başka ülkeler muhtemelen resesyona girerdi"

OECD raporlarına göre 2002-2016 döneminde gelir dağılımını iyileştiren nadir ülkelerden birinin Türkiye olduğunu dile getiren Şimşek, "Bu dönemde milli gelirden ücretlilerin aldığı pay yüzde 26,2'den yüzde 32,7'ye yükselmiştir. Hükümetlerimiz emekçiden, çalışanlardan yana net bir politik tavır koymuştur. Net işletme artığının payı ise yüzde 56,5'den yüzde 52,2'ye gerilemiştir. Tercihimiz nettir, biz çalışandan, üretenden yanayız." değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, Türkiye ekonomisinin geçen yıl FETÖ'nün darbe teşebbüsü ve terör nedeniyle ciddi şoklarla karşı karşıya kaldığını anımsatarak, yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen ülkenin yüzde 3,2 büyüdüğünü belirtti.

Hükümetin yaşanan olumsuzlukların reel ekonomiye sirayet etmemesi ya da ekonomiyi en az düzeyde etkilemesi için çok hızlı, zamanında ve doğru tercihlerle bir dizi adım attığını anlatan Şimşek, reel sektörün finansmana erişimini kolaylaştırmak amacıyla Hazine destekli Kredi Garanti Fonu'nu devreye soktuklarını, başarılı sonuçlar veren sistemin birçok ülke tarafından örnek alındığını söyledi.

"Geçen sene Türkiye'nin başına gelen terör ve hain darbe girişimi gibi şoklar başka ülkelerde yaşansa bu ülkeler muhtemelen resesyona, depresyona girerdi." diyen Şimşek, içeride veya dışarıda birtakım şoklar yaşayan Rusya ve Brezilya'nın son 6 yılda yıllık ortalama yüzde 1 dahi büyüyemediğini, oysa Türkiye'nin doğru tedbirlerle 2017 yılının dokuz ayında yüzde 7,4 büyüdüğünü ifade etti.

Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrek itibarıyla yakaladığı yüzde 11,1'lik büyüme oranının, verisi açıklanan OECD, AB ve G-20 ülkeleri arasındaki en güçlü performans olduğuna dikkati çeken Şimşek, şöyle konuştu:

"Üçüncü çeyrekte ekonomideki yüzde 11'lik büyümeyi sadece ve sadece baz etkisiyle açıklamak yanıltıcıdır. Çünkü çeyrekten çeyreğe de büyüme devam etmiştir. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH rakamlarına göre ekonomide üçüncü çeyrekte net olarak büyüme devam etmiştir. Son 15 yılda olduğu gibi 2017'de de büyüme gerçektir, vatandaşlarımıza yansımıştır.

Yüzde 11,1'lik büyümeyi sorgulayanlara birkaç rakam vermek istiyorum; üçüncü çeyrekte sanayi üretimi yüzde 13,7 artmıştır, 1,4 milyon kişiye yıllık ilave iş imkanı sağlanmış, ihracat yıllık yüzde 15,7 artmıştır. Aynı dönemde yıllık yüzde 38,1 oranında turizm artmış, Türkiye'ye 16,7 milyon turist gelmiştir. Üçüncü çeyrekte 376 bin konut satılmıştır, önceki yıla göre yüzde 23,4'lük artışa tekabül etmektedir. Üçüncü çeyrekte 2,5 milyon beyaz eşya satılmıştır, yıllık artış yüzde 16,4. Üçüncü çeyrekte ülkemizden seyahat amaçlı yurt dışına toplam 2,5 milyon vatandaşımız... yıllık artış oranı yüzde 12,5'tir. Bu rakamların tamamı reeldir ve yüzde 11,1'in üzerindedir. Büyüme verilerimizi sorgulayanlara ithaf olunur."

Başbakan Yardımcısı Şimşek, üçüncü çeyrek büyümesinin sadece yüksekliğiyle değil, kalitesiyle de fark yarattığını, makine teçhizat yatırımlarının yüzde 15,3 oranında güçlü bir artış gösterdiğini, bu oranın güçlenmesinin net ihracata katkısının pozitif olduğunu kaydetti.

- "Büyüme devam edecek"

Büyümenin bu sene tahminlerinin üzerinde olduğunu, 2018 ve sonrasında da devam edeceğini ifade eden Şimşek, "Kısa vadede güçlü istihdam artışı ve yüksek kapasite kullanımının getireceği yatırım artışı, destekleyici dış talep büyümeyi destekliyor ama orta uzun vadede bizim demografik yapımız elverişli, verimliliği artıran Ar-Ge, altyapı ve eğitim yatırımlarımız sayesinde büyüme artmaya devam edecektir." dedi.

Uluslararası kuruluşların tahminlerine göre Türkiye'nin 2017 yılında Satın Alma Gücü Paritesi'ne göre yaklaşık 2,1 trilyon dolarlık ekonomiye sahip olduğunu aktaran Şimşek, küresel tahminlere göre de GSYH'in Satın Alma Gücü Paritesi'ne göre 2030'da 3 trilyon dolar, 2050 yılında da 5,2 trilyon dolara çıkacağını söyledi.

Mehmet Şimşek, "Gördüğünüz gibi Türkiye'nin performansı AK Parti ile güçlenmiştir. Bu büyüme kapsayıcı büyüme olmuştur. İstihdam ayağı son derece güçlü bir büyümeden bahsediyoruz. Küresel krizden bu yana Avro bölgesinde 3,5 milyona yakın istihdam oluşturulmuştur. Türkiye tek başına, 8,3 milyon vatandaşına iş bulmuştur. Bu ülke büyümese 8,3 milyona istihdam sağlanabilir mi? Eylül itibarıyla yılbaşından bu yana 1,2 milyon vatandaşımıza yeni iş bulduk. İstihdam artışı devam edecektir." dedi.

Türkiye'de çalışma çağındaki nüfusun AB'nin 17 katı, OECD ülkelerinin ise 3 katı daha hızlı arttığına dikkati çeken Şimşek, istihdam sorununu çözmekteki zorluğun bundan kaynaklandığını ama reformlar ve yatırımlarla bu sorunu da çözeceklerini söyledi.

- "Cari açığın azaltılması için reform çalışmaları sürecek"

Sorun alanlarının başında cari açığın geldiğini belirten Şimşek, şunları kaydetti:

"Son yıllarda cari açığımızı azalttık ama bu sene cari açık gerek iç talebin güçlü olması gerek petrol fiyatlarının yükselmesi gerekse altın ithalatı nedeniyle bir miktar yükselecek ve GSYH'nin yüzde 4,7'si civarında ancak geçmişte yüzde 7'nin üzerindeki büyüme, genelde bugünkü cari açığın 1,5 katına yakın bir cari açıkla sağlanabilirdi. Son dönemde yapılan reformlar işe yarıyor, enerjide dışa bağımlılık azalıyor, Ar-Ge çalışmalarımız sonuç veriyor. Cari açığın azaltılması için reform çalışmalarımıza devam edeceğiz, bunu da başaracağız."

(Sürecek)


Yorumlar