Kılıçdaroğlu Kadıgil'i savundu

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün gözaltına alınıp tekrar serbest bırakın CHP PM üyesi Sera Kadıgil'i savundu

Google Haberlere Abone ol
Kılıçdaroğlu Kadıgil'i savundu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Adana Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Elif Doğan Türkmen'in 1 milyon 200 bin liralık haberleşme giderine ilişkin, "Yapılan etik olarak doğru değil. Milletin parasını her şeyden önce parlamentonun çok dikkatli kullanması lazım." dedi.

Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Seçim yasasının değişmesi gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, Türkiye'de lider sultası olduğunu, ülkenin bundan kurtulması gerektiğini dile getirdi.

Anayasa değişikliğini anlatmak için sorularla başlamak gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, vatandaşlara rejimin değişmesini isteyip istemediğini soracaklarını kaydetti.

Kılıçdaroğlu, yapılanın bir rejim değişikliği olduğunu öne sürerek, "İran'da da Libya'da da Suriye'de de Kuzey Kore'de de cumhuriyet var. Rejimleri aynı mı? Hayır, değil. Biz şimdi parlamenter demokratik sistemden vazgeçiyoruz, başkanlık sistemine geçiyoruz. Rejimi değiştiriyoruz. Niye değiştiriyoruz rejimi, darbe mi oldu? Bir şeyler yanlış mı gidiyor? Hayır. Yanlış gidiyorsa iktidardakiler tek başına iktidardalar, çift başlılık asla söz konusu değil. Şu anda da söz konusu değil. Yani Erdoğan bir şey söylediği zaman Binali Yıldırım itiraz mı ediyor Allah aşkına. 500 metre öteden düğmelerini ilikleyerek, koşa koşa gidiyor, itiraz ettiği de yok. Ne emrediyorsa tak diye yerine geliyor zaten. O zaman niye bu rejimi değiştiriyoruz?" diye konuştu.

Vatandaşların bu durumu düşünmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Biz vatandaşımıza şunu söyleyeceğiz; Bu Erdoğan meselesi, CHP meselesi, AKP meselesi, MHP meselesi değil, bu mesele 80 milyonun meselesi. Bu bir seçim de değil, 'A' partisi, 'B' partisi seçimi de değil, bu bir rejim değişikliğidir." değerlendirmesinde bulundu.

Parlamentonun bir kişinin vesayeti altında olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "Bu olmaz, yarın başkanın vesayeti altına girmiş olan bir parlamento, bir yargı devleti vesayet altına alacak. Yani tek parti devleti olacak. Asıl tehlikeli olan da bu." ifadelerini kullandı.

Siyasi partilerin devlet olmak için değil, devleti yönetmek için geldiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Siyasi parti devlet olmaya kalkarsa devlet değimiz kurum ortadan kalkar, sorun da budur" dedi.

-"Bütün milliyetçilerin 'hayır' demesi lazım"

MHP tabanında "hayırcıların çoğunlukta olduğunun" söylendiği ifade edilerek, MHP seçmenine ne diyeceği sorulan Kılıçdaroğlu, bütün milliyetçilerin anayasa değişikliğine "hayır" demesi gerektiğini savundu.

Anayasa görüşmeleri sırasında AK Partili anayasa komisyonu üyesinin "Anayasanın ilk 4 maddesini değiştireceğiz" dediğini, Cumhurbaşkanı danışmanlarının da bunu söylediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Erdoğan kendi dilinden de söyledi 'eyaletler olabilir' diye. Zaten bu geçerse örneğin bir sabah kalktığımızda Sayın Başkan şöyle bir şey yapabilir: 'Edirne'yi, Kırklareli'ni ve Tekirdağ'ı birleştirdim, orası Trakya Bölgesi adıyla anılacaktır, oraya da bir tane vali tayin ettim.' Var mı yetkisi, var. Yapabilir mi, yapabilir." diye konuştu.

- Bahçeli ile yaptığı görüşme

Endişelerini MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye de ilettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, bunu tarihi bir sorumluluk olarak gördüğünü söyledi.

Meclis'i vesayet altına sokmayacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Meclis'in yasa çıkarma hakkını bir başka üniteye, birime, kişiye kimse devredemez, etmemelidir. Biz bunu savunuyoruz. Milliyetçiler de bunu savunuyor. Kaldı ki bizim 6 okumuzdan birisi milliyetçilik. Benim hayret ettiğim şu, 'Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alıyorum' diyen kişiyle nasıl Milliyetçi Hareket Partisi yan yana geliyor? Benim aklımın almadığı bu. Bakın ben bunu tabana sormuyorum." dedi.

Bahçeli'nin kendisine verdiği cevapları burada aktarmasının doğru olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Sayın Bahçeli angaje olmuş durumda. O da o şekliyle de ifade edildi. Dolayısıyla destek verdi, verebilir. Benim itirazım niye destek veriyorsun diye özel bir suçlama getirmek istemiyorum. Benim üzerinde durduğum temel konu, parlamenter demokratik sistemi, tarihe bağlı mıyız? Milliyetçiler de tarihe bağlı biz de tarihimize bağlıyız. Bana söylesinler, tarihte kurulan hangi Türk cumhuriyetinde böyle bir düzen vardır? Metehandan başlasınlar bugüne kadar. Aksakallılar vardır. Hakan, kaan gider onlara sorar. Devlet ortak akılla yönetilir, devlet bir kişiye teslim edilmez."

-"6 oklu bayrağı kimse görmeyecek"

Sandığa giderken herkesin oturup düşünmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bakın bu referandumda asla kendi bayrağımızı kullanmayacağız, 6 oklu bayrağı hiç kimse görmeyecek meydanlarda, hiçbir yerde. Sadece Türk bayrağı. Çünkü bu CHP sorunu değil ki. Bu Türkiye'nin sorunu. Benim sorunum olduğu kadar, milliyetçilerin, ülkücülerin, dindarların, herkesin sorunu, sosyal demokratların sorunu. (CHP bayrağını) Ne mitingde, ne yürüyüşlerde, ne toplantılarda CHP bayrağını kullanmayacağız. Türk bayrağıyla." dedi.

MHP içindeki muhalif grubun, Saadet Partisi'nin "hayır" diyeceği belirtilerek, bu kesimlerle temaslarının olup olmadığı sorulan Kılıçdaroğlu, herhangi bir temasları olmadığını, "evetçiler", "hayırcılar" diye cepheler oluşturulmasını doğru bulmadığını kaydetti.

Kılıçdaroğlu, "Ben bunun bir siyasi parti seçimi olduğu şeklindeki bir algının tamamen silinmesi gerektiği kanısındayım. Çünkü bu bir Türkiye meselesidir. Bu bizim ortak vatanımızın meselesidir. Biz hep birlikte ne için 'hayır' dediğimizi vatandaşa anlatmalıyız." şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, ne kadar çok vatandaş "hayır" derse demokrasinin, yargı bağımsızlığının, ekonominin o kadar güçleneceğini, Türkiye'nin itibarının artacağını dile getirdi.

"Hayır" diyenlerin teröre destek verdiği yönündeki söyleme de karşı çıkan Kılıçdaroğlu, iktidarın "evet" oylarını güçlendirmek için böyle bir söylem geliştirdiğini savundu.

İktidara eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Hükümetin hükümet olmaktan, devletin devlet olmaktan çıkmış, çöken bir yapı var." ifadelerini kullandı.

-"7 yıl önce attığı twitler"

CHP Parti Meclisi Üyesi Sera Kadıgil'in gözaltına alındığı, hakkında tutuklama talep edildiği, akşam saatlerinde ise serbest bırakıldığının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"7 yıl önce attığı twitler kesildi, parçalandı, bölündü ve 7 yıl sonra 'gel bakalım buraya' dediler. Ne için? Çünkü Sera Kadıgil, televizyonlara çıktığı zaman anayasayı gayet güzel anlatıyordu, değişiklikleri gayet güzel anlatıyordu. İnandırıcıydı, bilgisi ve birikimi vardı. Kaldı ki 'Yanlış yaptıysam, birisini üzdüysem özür diliyorum.' dedi. Ama siz bunu aldınız, gözaltına aldınız ve bu bir avukat. Çıkardınız savcıya 7 yıl önceki twiti dolayısıyla. Peki 7 yıldan vazgeçtim, 5 yıl önce, 5 yıldan da vazgeçtim 3 yıl önce Fetullah Gülen'e övgü dizenler için o savcı ne yaptı? El Nusra'ya övgü dizenler için o savcı ne yaptı, terör örgütüne silah gönderenler için o savcı ne yaptı? ona savcı denmez, iktidarın kölesi denir. Kusura bakmasın o savcı. Bunlar savcı olsalar, devleti korurlar, düşünce özgürlüğüne, demokrasiye, anayasaya sahip çıkarlar, kişinin hak ve özgürlüklerine sahip çıkarlar. 7 yıl önce atılan twiti yeni keşfetmiş gibi bir yerlerden alınan talimatlarla eğer bir şeyler yapmaya kalkıyorsa kendisini iktidarın sopası olarak görüyorsa biz ona savcı demeyiz, kimse kusura bakmasın o birilerinin kölesidir."

Dürüst namuslu görevini yapan hakim de savcılar da bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bütün haksızlıklara, baskılara rağmen adaleti tesis etmeye çalışan insanlar da var. Devlet bugün bütün bu darbelere, yıkılmalara rağmen biraz ayaktaysa onların direnci sayesinde ayaktadır, adaleti devleti ayakta tutmaya çalışıyorlar ama devleti yıpratmaya çalışan önemli bir grup da var." dedi.

-"Çatışma ortamına zemin hazırlamış olursunuz"

"İç savaş çıkar, eğer bu referandumdan 'evet' geçerse" şeklindeki açıklamasının, insanlarda "CHP bir kez daha felaket tellallığı yapıyor, bir kez daha korku imparatorluğunu savunuyor, bir kez daha kötü mesajlar veriyor." algısı oluşturduğu ve iç savaş çıkar meselesini neye dayanarak söylediğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

"Anayasalar toplumsal uzlaşma belgeleridir. Türkiye Cumhuriyetinde hangi partiden, hangi kimlikten olursa olsun bir vatandaş, Anayasa kitapçığını eline aldığında 'Bu benim Anayasamdır' diyecek. Çünkü 'Benim haklarımı bu Anayasa güvence altına almıştır.' diyecek. Eğer, siz toplumun önemli bir kesiminin can ve mal güvenliğini elinden alırsanız, kaçınılmaz olarak bir çatışma ortamına zemin hazırlamış olursunuz. Buna vurgu yapmak istedim."

Değişiklikteki milletvekili sayısının 550'den 600'e çıkarılmasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Ne gerek var? Parti sayısı gelir, seçim barajını yüzde 10'dan yüzde 1'e indirseler her partiden insan gelir, mesele biter o zaman.Yani 450 yetmedi 550'ye çıkarttık. 550 yetmedi 600'e çıkartıyoruz. Ben uzun süredir parlementodayım, Allah aşkına yazık günahtır. Hesabını yaptık, 50 milletvekilinin 5 yıllık maliyeti 187 milyon 950 bin lira. 187 trilyon lira ile git Güneydoğu'da fabrika yap, asgari ücretlinin ücretini artır, dünya kadar işsiz var onlara imkan sağla. Yazık günah bu paraya, devlet gider başka işler yapar." diye konuştu.

12 Eylül Darbe Anayasasında devlet memuru olduğunu ve "hayır" oyu kullandığını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Bugün çoçuklarıma söylüyorum, 'Ben gittim o Anayasa'ya 'hayır' oyu verdim diye. Yüzde 97 ile kabul edildi ama ben 'hayır' oyu verdiğim için huzur içindeyim." dedi.

- Erken seçim çağrısını yineledi

Doğu Batı ayrımı yapmadan herkesin sandığa gitmesi gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, sandığa gitmemenin ise "evet" demek anlamına geleceğini savundu.

"Hayır" çıkması durumunda erken seçim ihtimalinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, parlamentoda bazı milletvekillerini korkutmak için bu konuda şantaj yapıldığını ancak kendilerinin hemen "seçime gidelim" dediğini söyledi.

Çağrısını yineleyen Kılıçdaroğlu, "Bakalım bir daha bu millet oy verecek mi vermeyecek mi? Bu çağrıyı Meclis'te yaptık. Bugün bir kez daha yapıyorum; arzu ediyorlarsa, madem paket Sayın Cumhurbaşkanına gitmedi, hemen seçim yapalım. Seçimden niye korkuyorlar? Madem 400 milletvekili alacağınıza inanıyorsunuz buyurun gidelim. MHP'de kurtulmuş olur hiç değilse." diye konuştu.

"Evet çıkarsa, ne olur?" sorusunu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Ben o seçeneği hiç düşünmüyorum. Çünkü bu millet kendi tarihine, örf, adetine bağlı millettir. Bu millet saraydan iradeyi aldı ben kullanacağım dedi. Şimdi siz Gazi Mustafa Kemal’e verilmeyen bir yetkiyi siz kalkıp birisine verir misiniz?" dedi.

"En sakıncalı gördüğünüz madde hangisi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, partili cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanının meclisi feshetmesi maddelerine dikkati çekti.

Kılıçdaroğlu, "Bu değişiklik geçerse iki partili bir sistem olacağı yorumuna katılıyor musunuz?" sorusunu da "Ben iki partili sisteminin, başkanlık sisteminin Türkiye’de gerçekleşeceğini düşünmüyorum." yanıtını verdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, tüm üniversite öğrencilerine oylarını kullanması çağrısını yaparken, bunun için bulundukları illerdeki nüfus müdürlüklerine giderek gerekli işlemleri bir an önce yapmalarını istedi.

OHAL’in kalkması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, yeni anayasa değişikliği ile bunun sürekli hale getirilmek istendiğini ileri sürdü.

"Kararsız AK Parti seçmenlerine mesajınız ne?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, Parlamentodaki oylama sırasında 5 AK Parti milletvekilinin "hayır" oyu verdiğini iddia ederken, değişiklikten çok sayıda rahatsız AK Partili seçmenin olduğunu savundu.

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine de rejim değişikliğinden kastettiklerinin, “parlamenter demokrasiden totaliter başkanlık sistemine geçilmesi” olduğunu açıkladı.

- CHP'li Türkmen'in iletişim giderleri

CHP Adana Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Elif Doğan Türkmen'in 1 milyon 200 bin liralık haberleşme giderine ilişkin soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Kendisiyle konuştum. Buradaki yanlışlık şurada; Meclis Başkanlık Divanı oturup bir karar alıyor. Başkanlık divanı üyelerine iletişim harcamaları sınırsız hak olarak tanınıyor. Yanlışlık buradan başlıyor. Niye sınırsız? Bunların ayrılacağı ne? Başkan dahil, bütün başkan yardımcıları. Dolayısıyla yapılan harcamaya kanunsuz bir harcama diyemiyorsunuz ama etik değil. Neden? Sınır getirmeniz lazım. Sınırsız bir harcama yetkisi olur mu? Olmaz. Bunun değişmesi lazım. Söylüyoruz bunu değiştirin. Her milletvekilinin var ama sınırı var. Ama Başkanlık Divanına sınırsız hak getirip sonra ‘niye bunlar bu kadar para harcadı’ derseniz adama sorarlar; ‘sen bu hakkı niye verdin?’ Yapılan etik olarak doğru değil. Milletin parasını her şeyden önce parlamentonun çok dikkatli kullanması lazım. Biz o yüzden dedik, ‘örtülü ödenek başbakanda olmalıdır. Başkanda değil.’ Çünkü devletin bütün sırlarına vakıf olan başbakandır. Yürütmeyi fiilen yapan başbakandır. Örtülü ödenek başbakanın namusuna havale edilir. O parayı alır harcar, devletin bekası için harcar. Onun hesabı sorulmaz. Parlamentoda öyle bir örtülü ödenek uygulaması mı var? Yok öyle bir şey. O açıdan doğru değil. Doğru bulmuyoruz."

Kemal Kılıçdaroğlu, başka bir soru üzerine, pazar günü bütün il ve ilçe başkanlarını Ankara'ya davet ettiklerini onlara alanda nasıl çalışacaklarını anlatacaklarını söyledi.

Değişiklikle ilgili Anayasa Mahkemesine gitme konusunda henüz bir kararları olmadığını bildiren Kılıçdaroğlu, halk oylaması sonuçlarına dair oranlarla ilgili bir değerlendirmede bulunmayacağını belirtti.

 

Yorumlar