Japon Turiste Taciz Aydınlatıldı
Muş karayolunda 2011 yılında Japon turist A.I.'ye yapılan cinsel saldırı olayı, savcının ısrarı sonucu 2 yıl aradan sonra aydınlatıldı.
Muş karayolunda 2011 yılında Japon turist A.I.'ye yapılan cinsel
saldırı olayı, savcının ısrarı sonucu 2 yıl aradan sonra
aydınlatıldı. Mağdurun ifadesinde şüphelinin çene yapısı nedeniyle
ağzını kapatamadığını söylemesi üzerine araştırma yapan savcı,
telefon sinyallerinden kimliği tespit ettiği şüpheli hakkında 12
yıl hapis cezası istemiyle dava açtı.
Van Cumhuriyet Başsavcılığı'na 2011 yılının Ramazan ayında müracaat
eden 21 yaşındaki Japon turist A.I., Diyarbakır'dan Bitlis'e gitmek
için bindiği minibüsün sürücüsü tarafından cinsel saldırıya
uğradığını iddia etti. İfadesinde, Diyarbakır'da bir süre gezip
minibüse bindiğini belirten A.I., "Minibüse binince araç sürücüsü
hareket etti. Diyarbakır- Muş karayolunda aracı yan yolda park
ederek, bulunduğum yere geldi. Direnmeme rağmen minibüsün arka
tarafına çekti. Vücuduma dokunarak taciz etmeye başladı. Zorla
elbisemi çıkarmaya başladı. Aşırı direnç gösterince bana tokat
atıp, saçlarımdan tutarak cinsel istismarda bulundu. Daha sonra
araca binerek bir süre yola devam etti. Sonra yol kenarında beni
atarak gitti"dedi.
DOSYA KAĞIDINA 'İMDAT' YAZARAK YARDIM İSTEDİ
Şüphelinin olay yerinden gitmesinden sonra bir kağıda 'İmdat'
yazarak yardım istediğini söyleyen Japon turisti A.I., yoldan geçen
bir ilaç mümessili tarafından fark edilğini ve mümessilin İngilizce
bilen bir arkadaşından telefonla yardım alarak, cinsel saldırı
olayını öğrenerek kendisini otogara götürüp Van otobüsüne
bindirdiğini söyledi. Van'a geldikten sonra savcılığa geldiğini
belirten Japon turistin yapılan sağlık kontrolünde, sağ kalça, sağ
uyluk ve dudaklarında yaralanmalar tespit edilince soruşturma
başlatan savcı, önce dosyayı Muş Savcılığı'na gönderdi. Olayı
incelen Muş savcısı da yetkisizlik kararı verip, dosyayı
Diyarbakır'ın Lice Savcılığı'na gönderdi. Bu sırada dosya yetki
uyuşmazlığı nedeniyle Bitlis Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
İnceleme yapan Bitlis Ağır Ceza Mahkemesi, dosya hakkında Lice
Cumhuriyet Savcılığı'nı yetkili kıldı.
ÇENE YAPISI YAKALATTI
İfadesinde şüphelinin eşgal bilgilerini veren A.I. "Olaydan sonra
kendini İbrahim olarak tanıttı. Esmer, çene yapısı yüzünden ağzını
tam kapatamayan biriydi" dedi. Savcılık, aracın plaka ve
bilgilerini tespit ederek, şüpheli hakkında araştırmalara başladı.
Mağdurun verdiği eşgal bilgilerini değerlendiren savcılık,
terminalde çene yapısı nedeniyle ağzını tam kapatamayan sürücünün
19 yaşındaki İ.K. olduğunu tespit etti. İ.K., gözaltına alınırken,
mağdurun ifadelerinde geçen çene yapısı ile ilgili fotoğrafları da
çekilerek, dosyaya eklendi. Savcı, çekilen fotoğraflarda mağdurun
tarif ettiği gibi şüphelinin çene yapısı nedeniyle ağzını tam
kapatamadığı ve bunun belirgin bir özellik olduğunu belirtti.
İfadesinde suçlamaları reddeden şüpheli İ.K., "Mağdurun bahsettiği
kişi benim. Olay günü mağduru alıp yola çıktım. Yolda bir konu
hakkında tartıştık. Bunun üzerine Diyarbakır'da indirdim. Sonra da
kendisini hiç görmedim. Olay günü Muş'a hiç
gitmedim"dedi.
KİMYASAL ANALİZ SONUÇSUZ KALDI
Şüpheli İ.K., ifadesinin ardından tutuksuz yargılanmak üzere
serbest bırakılırken, olay sırasında mağdurun üzerindeki tişört
üzerinde meni lekesi olabileceği şüphesiyle kimyasal incelemeye
gönderildi. Şüpheli'den alınan kan ve kıl örneklerinin, tişört ile
yapılan moleküler genetik incelemesinde şüpheliye ait herhangi bir
bulguya rastlanmadı.
Savcılık bunun üzerine mağdura yardım eden ilaç mümessilinin
ifadesine başvurdu. Muş'a giderken mağdura rastladığını belirten
ilaç mümesili M.Ş.Y., "Mağdur yol kenarında yardım istiyordu.
Yanına yaklaşınca yabancı uyruklu biri olduğunu fark ettim. Yabancı
dilde bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Kolunda morluklar vardı.
Telefonla İngilizce bilen arkadaşımı aradım. Arkadaşım konuşunca
mağdurun Van'a gitmek istediğini öğrendim. Muş'tan arabaya
bindirerek Van'a gönderdim. Arkadaşım Van'da kendisine yardımcı
oldu"dedi.
SAVCININ ISRARI OLAYI ÇÖZDÜ
Şüphelinin delillere rağmen suçu inkar etmesi üzerine savcı
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan İ.K.'nin telefonun
sinyallerinin kaydını istedi. TİB'in gönderdiği HTS kayıtlarında
şüphelinin telefonunun olay günü sabah Diyarbakır ilçe otogarı,
saat 13.10'da Lice İlçesi, 14.55'te ise Muş'ta bulunan baz
istasyonundan sinyal verdiği tespit edildi. Telefon sinyallerinin
de şüphelinin ifadelerini yalanlaması üzerine savcılık soruşturmayı
tamamlayarak iddianame hazırladı.
Cumhuriyet Savcısı Ömer Yurdusev'in hazırladığı iddianamede,
şüphelinin eyleminin nitelikli cinsel istismar olduğu belirtildi.
Japon turistin haksız suç atımında bulunması için bir neden
olmadığını belirten savcı, mahkemenin takdirini gerektiren yeterli
şüphe oluştuğunu vurguladı. Şüphelinin olay günü Muş'a hiç
gitmediğini söylemesine rağmen, telefon sinyallerinin bu iddiayı
yalanladığını belirten Savcı, İ.K.'nin 'Nitelikli cinsel istismar'
suçundan 12 yıl hapisle cezalandırılmasını istedi.
Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, dosyasının
mağdurun ifadesinin alınması için Adalet Bakanlığı Uluslararası
Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla Japonya'ya
gönderilmesine karar verildi. Mahkeme eksiklerin tamamlanması için
duruşmayı erteledi.
Yorumlar