FETÖ'nün "Düzce çatı yapılanması" davası

- Örgütün ildeki çatı yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında, "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçlamalarıyla haklarında dava açılan 36'sı tutuklu, 18'i firari, 77 sanığın yargılanmasına devam edildi

Google Haberlere Abone ol
FETÖ'nün "Düzce çatı yapılanması" davası

DÜZCE (AA) - Düzce'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "çatı yapılanması"na ilişkin soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan 36'sı tutuklu, 18'i firari, 77 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.

Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesince özel olarak hazırlanan salonunda yapılan duruşmaya, "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" ile suçlanan tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklarla avukatları ve yakınları katıldı.

İddianamede, '2008-2011 yılları arasında İl İmamı' olduğu değerlendirilen Salih Mesut Gerez, savunmasında, hakkındaki iddiaları kabul etmediğini ifade etti.

Gizli tanık ''MAHİR 2016''nın, kendisini "il imamı" olarak tanımlamasını da kabul etmeyen Gerez, "Ben Düzceli bir arkadaşımın referansı ile İstanbul'da çalıştığım dönemde buradaki bir şirketin işlerinin kötü gitmesi dolayısıyla genel müdür vasfı ile geldim. 7 şirkete ben bakıyordum, bu şirketler eğitim kurumları, yurtlar ve pansiyonlardı." savunmasını yaptı.

17-25 Aralık döneminden sonra kendi isteği ile FETÖ ile iltisakı bulunan şirketten ayrıldığını savunan Gerez, daha önce bu yapının desteklendiğini, kendisinin de bunun için örgüte ait kurumlarda çalıştığını dile getirdi.

Cemaatten ayrılması konusunun sorulması üzerine Gerez, "Olaylardan sonra 'Seçimlerde AK Parti'ye rakip kim varsa o partiye oy atılsın' söylemli bir talimat geldiğini duydum medyadan. Bu bardağı taşıran son damla oldu, hanımımla karar aldık ve cemaatten ayrıldım." şeklinde cevapladı.

Gerez, organize ettiği ve ildeki iş adamları ile birlikte Umre ziyaretinin iddianameden okunmasının ardından, "Evet Umre'ye gittik. Gizli tanığın anlattığı gibi bir terör gezisi değil. Hem din ve terör nasıl yan yana geliyor, anlamadım." dedi.

Diğer tutuklu sanık Mehmet Nuri Kömür ise hakkındaki iddiaları kabul etmediğini belirterek, "Ben Kürdüm. Yıllarca PKK'dan bıkmış usanmış bir insan olarak nasıl terör örgütü yöneticisi olurum? 18 aydır tutukluyum, mağdurum. Tahliyemi talep ediyorum." dedi.

Mahkeme heyeti, Kömür'ün, 2015 yılında telefonunda yüklü olan ByLock'tan atılan, "(Savcılara) Hayvan herifler yurda geldi arama yapıyor, evraklara el koyduklarını söylüyorlar. Şu an zıkkımlanıyorlar, ne yapalım?' şeklinde mesajı okudu.

Kömür, "Hatırlamıyorum, kullanmadığım bir şey için savunma yapmam yanlış. Kabul etmiyorum." diyerek tahliyesini talep etti.

İddianamede, "öğretmenleri himmet vermek için manevi havaya sokan" kişi şeklinde tanımlanan Mehmet Zaman, savunmasına, "15 Temmuz'u yapanların cezasını önce Allah, sonra Türk adaleti versin." diyerek başladı.

"Dinde tek ismi ön plana çıkarmak, aykırılıktır." diyerek savunmasına devam eden Zaman, şunları söyledi:

"Ben, dernekten arkadaşlarla oluşturduğumuz gruba vaaz ediyordum. Sohbet benim tarzım değil, arkadaşlar beğenmişler ki yurtlarına davet ediyorlardı. Gidip çocuklara vaaz veriyordum, buna sohbet diyorsanız bilemiyorum. Ama bu sohbetlerde Fetullah Gülen'den hiç bahsetmedim. Eğer buradan çıkarsam da hiçbir yerde vaaz vermeyeceğim, köyüme gidip ölümümü bekleyeceğim."

Hakkındaki ByLock iddiaları sorulan Zaman, internetten anlamadığını ve tuşlu telefon kullandığını iddia etti.

- "Eğer siz beni bırakmazsanız, eşim beni bırakacak"

Dosya kapsamında 18 aydır tutuklu bulunan ve iddianamede 'Talebeci' olarak isimlendirilen sanık Muhammet Safi de hakkındaki iddiaları kabul etmedi.

Safi, Akçakoca ilçesindeki bir pansiyonda müdür olarak çalıştığını belirterek, "Ben bu pansiyonda öğrencilerin her türlü ihtiyacı ile ilgileniyordum. Eğer buna talebeci deniyorsa, evet üniversite öğrencileriyle ilgilendim." dedi.

Heyet, Safi'nin iki ayrı telefonundan 34 bin 884 ByLock sinyal bilgisinin dosya kayıtlarında yer aldığını belirtince Safi, "Telefon numaraları bana ait fakat ben ByLock kullanmadım. Telefonlarımı, çocuklar aileleri ile arada sırada görüşsün düşüncesiyle danışma bölümüne bırakıyordum. Okunan paylaşımlarda bana geldiği iddia edilen yazışmaları paylaşmışım, bu suç mu? Sayın heyet 24 Temmuz'da evlendim ceza evine geldim. Eğer siz beni bırakmazsanız, eşim beni bırakacak." ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, diğer tutuklu ve tutuksuz sanıkların savunmalarını yapmaları için duruşmaya yarına kadar ara verdi.

- İddianameden

Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY'nin ildeki çatı yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan 36'sı tutuklu, 18'i firari 77 sanığın, "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçlamalarıyla 5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Yorumlar