Beştepe'de akademik yıl açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan, "Misak-ı Milli’yi kavrarsak Suriye’deki, Irak’taki
sorumluluğumuzun ne olduğunu anlarız. Eğer bugün Musul üzerinde
bizim sorumluluğumuz var, hem masada hem arazide olacağız diyorsak
bunun bir sebebi var. Bunu durup dururken, dostlar alışverişte
görsün diye söylemiyoruz. Bütün diplomatik anlaşmalar hepsi
sürüyor, diğer yandan da hazırlıklar devam ediyor" dedi. Erdoğan,
"Şimdi de Dabık. Tabii Dabık bizim için tarihi olarak da önemli.
DEAŞ şimdi El Bab’a yürüyor. Oraya da ineceğiz" diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle: Böyle güzel bir
akademik yıl açılışı düzenledikleri için tebrik ediyorum. Bu bir
ilk, bu nedenle de çok çok anlamlı. Her yıl tekrar ederek
geleneksel bir hal alacağına inanıyorum. Yükseköğrenim konusu
Türkiye’nin yaşadığı sorunların çözümü için hayati bir öneme sahip.
2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde eğitim
meselesini öncelikler sıralamasında en öne aldık. Eğitimde çok
büyük reformlar gerçekleştirdik, ilerlemeler sağladık. Eğitim
sistemimiz yıllarca yükseköğrenime geçişte yaşanan tıkanıklığın
yarattığı sorunlarla boğuşmak zorunda kaldı.
Bu çarpık sistemi ortadan kaldırmak için tıkanıklık noktalarını
tespit edip oralardan işe başladık. Biz ülkemizde 2002 yılında 75
olan yükseköğrenim kurumu sayısını bu yıl itibariyle 181’e
çıkardık. Aslında bu bir ana biliyorsunuz 193’e çıktı ama malum
darbe girişimi sebebiyle bazıları devlet üniversitelerine
devredildiği için bu sayıya inildi. Şu an 81 ilimizde üniversite
var. Artık öğrencinin üniversiteye ulaştığı değil ağırlıklı olarak
üniversitenin öğrenciye ulaştığı bir sistemi kurduk.
Yükseköğretimdeki öğrenci sayısı 7 milyon 194 bine ulaştı. Bu büyük
değişimin bir boyutunu da ülkemizdeki uluslararası öğrenci sayısı
oluşturuyor.
Burada bir eksikliği de belirtmek istiyorum. Öğretim elemanı
sayısını da çok daha yükseltmemiz lazım. Tüm bu rakamlar gösteriyor
ki Türkiye’de artık yükseköğretime geçişte tıkanıklık yaşama riski
yoktur. Bundan sonra mücadele daha kaliteli eğitim veren üniversite
ve bölümlere girme konusunda yaşanacaktır. Esasen bu dünyanın her
yerinde böyledir. Talep eden ve belirli bir başarının üstündeki her
öğrenciye yükseköğretim imkanı sağlamak bizim görevimizdir. Bunu
başaracağız. Asıl yarış her alanda en kaliteli eğitimi veren yer
neresiyse oraya girebilmek için olacaktır. Kaliteyi yükseltmenin
yollarından biri de misyon farklılaşması ve uzmanlaşmadır.
Üniversitelerimizin bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacak şekilde
uzmanlaşmasını sağlamamız gerekiyor. YÖK’ün bu konuda Kalkınma
Bakanlığı ile işbirliği halinde başlattığı bir proje var.
5 ÜNİVERSİTEYE ÖZEL TEŞVİK
2006'da kurulan 40 üniversitemiz arasından seçilen 5 yükseköğretim
kurumumuz bölgesel kalkınma için ihtiyaç duyulan alanlarda özel
olarak teşvik edilecek ve desteklenecek. Burada 5 üniversitemizi ve
desteklenecekleri alanları açıklıyorum. Burdur Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesi hayvancılık alanında, Düzce Üniversitesi sağlık ve
çevre alanında, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi tarım ve jeotermal
alanında, Bingöl Üniversitesi tarım havza bazlı kalkınma alanında,
Uşak Üniversitesi tekstil, dericilik, seramik alanında Bölgesel
Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması Projesi'nin pilot
yükseköğretim kurumları olarak belirlenmiştir.
Üniversitelerimize ve şehirlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Pilot üniversiteler gereken gayreti ortayla koymaları halinde bu
projenin içinde yer alacaklardır. Aksi halde bir başka üniversite
projeye dahil olacaktır. Bu 5 üniversitemize elde ettikleri fırsatı
iyi değerlendirmelerini tavsiye ediyorum.
REKTÖR SEÇİMLERİ
Rektörlerin öğretim üyelerinin oylarıyla seçildiği sistemin kendisi
bir sorun haline gelmiştir. Bunun için rektör atamalarındaki mevcut
usulden vazgeçilmesi memleketimizin de üniversitelerin de yararına
olacaktır diye düşünüyorum. YÖK'ten bağımsız ve şeffaf bir
kalite kurulu kurulmasını bekliyorum.
MUSUL AÇIKLAMASI
Suriye ve Irak’ta olanları yaşarken yeni nesil bir şeyi çok iyi
bilmeli. Acaba Misak-ı Milli nedir? Bunu çok iyi bilmemiz lazım.
Eğer Misak-ı Milli’yi kavrarsak Suriye’deki, Irak’taki
sorumluluğumuzun ne olduğunu anlarız. Onu bilmezsek ne Suriye’deki
ne de Irak’taki sorumluluğumuzun ne olduğunu anlarız. Eğer bugün
Musul üzerinde bizim sorumluluğumuz var, hem masada hem arazide
olacağız diyorsak bunun bir sebebi var. Bunu durup dururken,
dostlar alışverişte görsün diye söylemiyoruz. Sen binlerce
kilometre öteden geleceksin. Neymiş Bağdat çağırıyormuş. Tamam da
benim burada mesuliyetim var. Bütün diplomatik anlaşmalar hepsi
sürüyor, diğer yandan da hazırlıklar devam ediyor.
"EL BAB'A DA İNECEĞİZ"
Sabrettik sabrettik bir tane 14 yaşında çocuğu Messi’yi çok
seviyormuş, üzerine formasını giydirip kına merasiminde
patlattılar. Hastanede yaralıların ziyaretlerine gittiğimizde 6
yaşında çocuk ayağının koptuğunun hala farkında değil.
Hazırlıklarımız vardı. ÖSO ile birlikte onları Cerablus’a soktuk
ardından da kendi özel kuvvetlerimizi soktuk. DEAŞ’ı oradan attık,
derdest ettik. Cerablus halkını Cerablus’a yerleştirdik, Rai
halkını Rai’ye yerleştirdik.
Şimdi de Dabık. Tabii Dabık bizim için tarihi olarak da önemli.
DEAŞ şimdi El Bab’a yürüyor. Oraya da ineceğiz. Mümbiç ile ilgili
koalisyon güçlerine PYD-YPG olmayacak dedik.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar