Rize'de konuşan Erdoğan, "Ne dedik, 'İnlerine gireceğiz, onlar kaçacak, biz kovalayacağız' dedik. Kovalıyor muyuz? Kaçıyorlar mı? Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, şimdi kaçtıkları yerin vatandaşı olsunlar." dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)
ile mücadeleye yönelik, "Ne dedik, 'İnlerine gireceğiz, onlar
kaçacak, biz kovalayacağız' dedik. Kovalıyor muyuz? Kaçıyorlar mı?
Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, şimdi kaçtıkları yerin vatandaşı
olsunlar. Artık onlar bu milletin vatandaşı olarak anılmayacaklar."
diye konuştu.
Erdoğan, Rize Valiliği önünde düzenlenen toplu açılış töreninde
halka hitaben yaptığı konuşmasına, mayıs ayında yüksek yargı
organlarının başkanları ile birlikte Rize'ye geldiklerini
anımsatarak başladı.
Dün akşam Konya'dan Rize'ye geldiğini, bugün Rizeli hemşehrileriyle
beraber olduğunu ve yarın da İstanbul'a gideceklerini belirten
Erdoğan, "Her fırsatta ata, dede topraklarına geliyor, sıla-i rahim
yapıyoruz. Rize gibi bir memlekete sahip olmaktan, sizlerin
hemşehrisi olmaktan iftihar ediyorum." diye konuştu.
Erdoğan, Rize'nin de Rizelinin de hemşehrisine hep sahip çıktığını
vurgulayarak, "Beraber yürüdük, beraber ıslandık yağan yağmurda.
Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey Rize'yi hatırlatıyor."
ifadesini kullandı.
Kararlı bir şekilde yola devam edeceklerini, bundan kimsenin
endişesi olmaması gerektiğini dile getiren Erdoğan, Türk milleti
ile birlikte çok şeyler yaşadıklarını, birçok badire atlattıklarını
ve bunların hiçbirini unutmadıklarını, unutmayacaklarını
söyledi.
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımdan itibaren
Başbakanlığımız, Cumhurbaşkanlığımız süresince attığımız her adımın
gerisinde büyük bir mücadele vardı." diyen Erdoğan, içeride ve
dışarıda çıkarılan engellere karşın milletin desteğiyle daha da
güçlendiklerinin altını çizdi.
Milete layık olabilmek için gece, gündüz çalıştıklarını, proje
ürettiklerini belirten Erdoğan, "Bugün de Rize'de, 200 milyon
liralık eser ve hizmetin toplu açılışını yapıyoruz. Bu eserler
arasında birçok eğitim hizmetleri var. Bunların yanında spor
salonları, tesisleri yapıyoruz. İnşallah bu eğitim ve spor
yatırımlarının resmi açılışlarını bugün burada gerçekleştiriyoruz.
Üniversiteyi ziyaret edeceğiz, bundan sonra ve Doğuş Grubu'nun
katkılarıyla inşa edilen ilahiyat fakültemizin yeni eğitim-öğretim
binasını da açacağız." değerlendirmesini yaptı.
"KAÇTIKLARI YERİN VATANDAŞI OLSUNLAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydandaki vatandaşların "Feto gelecek,
hesap verecek." sloganları üzerine, "Ne dedik, 'İnlerine gireceğiz,
onlar kaçacak, biz kovalayacağız' dedik. Kovalıyor muyuz?
Kaçıyorlar mı? Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, şimdi kaçtıkları yerin
vatandaşı olsunlar. Artık onlar bu milletin vatandaşı olarak
anılmayacaklar." dedi.
Rize'de açılacak tesislerle birlikte, Rize Belediyesinin de birçok
hizmeti hayata geçirdiğine dikkati çeken Erdoğan, bu kapsamda sokak
yenileme, çevre düzenleme projelerinin tamamlandığını, makine ve
araç parkının modernize edildiğini, Fındıklı Belediyesinin içme
suyu projesi, Tunca Belediyesinin hizmet binası, sosyal tesis,
Madenli Belediyesinin sanayi sitesi projelerinin tamamlandığını ve
hepsinin bugün resmi açılışının gerçekleştirileceğini anlattı.
Bu kapsamda Rizeli vatandaşlara yeni bir müjdeyi de açıklayan
Erdoğan, "Sizlerin heyecanla beklediğini çok iyi bildiğim,
havalimanımızın inşası ile ilgili müjdeyi de bugün burada
veriyorum. İnşallah hava limanı ihalesini yapmak üzere 2 Kasım
tarihinde ihale dosyalarını alıyoruz ve değerlendirme aşamasına
geçiyoruz. Yıl sonuna kadar da müteahhit firmayı belirliyoruz.
Böylece havalimanı inşası projesinde önemli bir adımı atmış
olacağız." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, bugüne kadar olduğu gibi, bu projeyi de adım adım takip
edeceğini söyledi.
ŞEHİTLERİMİZİN YAKINLARI MAĞDUR DEĞİL Mİ?
Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişiminin tortularını temizleme
yolunda kararlı adımlarla ilerlediğine işaret eden Erdoğan, "15
Temmuz'la hesaplaşmak demek elbette öncelikle bu darbe girişimini
yürüten örgütün tüm mensuplarını kamudan, iş dünyasından sivil
toplumdan, her yerden kazıyıp atmak demektir. Bazıları diyor ki,
'bu mağduriyetlere sebep olmuyor mu?' Benim 241 şehidim ve ailesi
mağdur değil mi? Benim 2 bin 194 gazimin ailesi, gazilerimiz onlar
mağdur değil mi? Onları savunmayacaksınız, hala bize 15 Temmuz'u
yaşatanları mağdur diye göstereceksiniz. Kusura bakmayın adetullaha
terstir bu." diye konuştu.
Erdoğan, bu konuda adaletin gereğini yargı ile beraber yaptıklarını
ve yapmaya da devam edeceklerini belirterek, dün Konya'da on
binlerce insanın "idam" dediğini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Egemenlik
kayıtsız şartsız milletindir, millet diyor millet. Ben demedim.
Niye? Çünkü canı yanan bu millet. Bu şehitlerimizle ilgili kararı
vermeye devletin yetkisi var mı? Bana göre yok. Meclis Başkanımız
aslında hukukçudur, kıdemlidir. O gece parlamentomuzun başkanı
olarak o gün kapalı olduğu halde parlamentoya koşup adeta ikinci
kurtuluş mücadelesini vermek için parlamentoyu açtılar ve
milletvekillerimizle beraber parlamentoyu kapalı tutmadılar. Niye?
Bu millete o yakışırdı da onun için."
"ZERRE KADAR YİĞİTLİK VARSA DÖN ÜLKENE"
Erdoğan, 15 Temmuz gecesi ailesiyle Marmaris'te olduklarını ve
haberi alınca dönmeye karar verdiklerini, pilotun bile son ana
kadar nereye gideceklerini bilmediğini, son anda İstanbul'a inmeye
karar verdiklerini anlattı.
İstanbul'a indiklerinde on binlerce vatandaşın yapılan çağrıya
uyarak meydanları doldurduğunu aktaran Erdoğan, "Siz ne aziz
milletsiniz, ne mübarek bir milletsiniz. Sizin benzeriniz yok.
Herkes bombalardan kaçarken, siz kaçmadınız, üzerine gittiniz.
Tankların üzerine gittiniz. Yılmadınız, usanmadınız. Benim sadece
Sabri kardeşim gitmedi. Benim Türkan Hanım kardeşim de tankın
üzerine gitti. Tanklar onu sıkıştırdı, parçaladı ama o şehadete
yürüdü." diye konuştu.
"Bizim Nene Hatunlarımız da var, elhamdülillah Mehmedimiz de var."
diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o gece kadınıyla
erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla bu mücadeleyi onurluca verdiklerini
ifade ederek, şunları kaydetti:
"Menderes, Zorlu, Polatkan, onların idamındaki gibi davranmadı bu
millet. O bir dersti ama şimdi dedik ki, kusura bakmayın artık ey
Feto, Pensilvanya'dan burayı sen bu şekilde yönetemeyeceksin.
Korkaklık senin şanındandır. Eğer sende zerre kadar yiğitlik varsa
dön gel ülkene. Gel, gidip de Amerika'ya sığınma. Gel buraya o
zaman, gel burada yargılan. Gelemez. Niye? Korkakların şanı
kaçmaktır, kaçmak. Korkaklar, zafer takı dikemez, onu yiğitler
diker. İşte onu sizler diktiniz, dikiyorsunuz, zafer anıtlarını
Allah'ın izniyle bu millet dikti, dikiyor."
ANKARA'YA ŞEHİTLER İÇİN ZAFER ANITI
Ankara'ya da "Zafer Anıtı" dikeceklerini bildiren Erdoğan, 15
Temmuz'u, "Şehitleri Anma Günü" ilan ettiklerini anımsatarak,
"Unutmayacağız, unutturmayacağız. Çünkü bu bizim ikinci kurtuluş
mücadelemizdir." ifadesini kullandı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) hiçbir imkanı, yolu, yöntemi
istismar etmesine izin vermeyeceklerinin altını çizen Erdoğan,
FETÖ'nün, PKK, DEAŞ, DHKP-C gibi bir terör örgütü olduğunu ifade
etti.
"Kendini bu örgütün mensubu olarak gören herkes terör örgütü
üyeliğini, sıfatını kabul ediyor demektir." diyen Erdoğan, 15
Temmuz'un sadece FETÖ teröründen ibaret olmadığına dikkati
çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz'un, Türkiye'nin birliğine,
bütünlüğüne, doğrudan varlığına yönelik topyekun bir saldırının
ifadesi olduğunu vurgulayarak, "O gece darbeciler başarılı olmuş
olsaydı sadece demokrasimiz rafa kaldırılmış olmayacaktı. Türkiye,
tarihinin en ciddi işgal tehdidiyle karşı karşıya kalacaktı.
Düşünebiliyor musunuz, cumhurbaşkanlığıyla, parlamentosuyla,
hükümetiyle, Türk Silahlı Kuvvetleriyle, diğer güvenlik ve
istihbarat kuruluşlarımızla velhasıl devlet ve millet olarak el ele
mücadele verdiğimiz halde karşı karşıya olduğumuz tehlikelerin
büyüklüğünü de sizler gördünüz." değerlendirmesini yaptı.
Türk milletinin 15 Temmuz'da büyük bir cesaret ve dirayet
göstererek istiklaline ve istikbaline sahip çıktığını söyleyen
Erdoğan, 15 Temmuz'un, FETÖ ile birlikte PKK'nın her gün askere,
polise, koruculara, vatandaşlara yönelik saldırılarının şifresi
olduğunu ifade etti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin Suriye'de başlattığı operasyonu önlemek isteyenlerin,
15 Temmuz'un arkasında olmadığını söyleyenin ya dünyadan haberi
yoktur ya da bizzat kendisi de bu işin içindedir. Aynı şekilde
Başika'daki Türk askerinden rahatsız olanlarla, ülkemizi Musul
operasyonunun dışında tutmak için yırtınanlarla '15 Temmuz'un
ilgisi yok' demek, milletin aklıyla alay etmek demektir. Bunu biz
yutmayacağız. Ülkemize yönelik saldırılar 2013 yılından beri farklı
görünümler altında, farklı kesimler kullanılarak ama kesintisiz
şekilde yürüyor. Bu açık gerçeğe rağmen hala bu işlere 'tiyatro,
oyun, mizansen' diyerek bu şekilde bakanların durumu artık gaflet
çizgisini aşıp ihanet sınırlarına giriyor. Gezi'ye ağaç, 17-25
Aralık'a hukuk, PKK'nın çukur eylemlerine sivil direniş diyenler 15
Temmuz'u sığdıracak kılıf bulmak için beyhude uğraşıyorlar. Bu
mızrak hiçbir çuvala sığmaz."
Türk milletinin kendisine ve kendisini temsil edenlere yönelik
tehditlerin hepsinin teşhisini koyduğunun altını çizen Erdoğan,
Suriye için sabrettiklerini belirtti.
DEAŞ'ın çocukları canlı bomba olarak eğitime aldığını anlatan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep'teki terör saldırısını hatırlattı.
Erdoğan, Gaziantep'te, 14 yaşındaki bir çocuğa Arjantinli futbolcu
Messi'yi çok sevdiği için onun formasını giydirerek üzerine bombayı
bağladıklarını ve saldırının böyle gerçekleştirildiğini
aktardı.
"DABIK'A İLERLİYORUZ"
Gaziantep'teki terör saldırısında 56 kişinin şehit olduğunu ve 100
kişinin de yaralandığını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hastanede kendilerini ziyaret ettiğimizde tabloyu gördük, dedik ki
'Artık bu iş bitti, şimdi ılımlı muhaliflerle birlikte Cerablus'a
giriyoruz.' Cerablus'a girdik, arkadan El Rai'ye girdik. Şimdi
ilerliyoruz, nereye? Dabık'a ilerliyoruz ve orada 5 bin
kilometrekarelik bir alanı terörden arındırılmış güvenli bölge
olarak ilan edeceğiz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok ama
ülkemizde 3 milyon mülteci var. Onlara yer hazırlayalım, onlar
topraklarına dönsünler, onları güvenli şekilde orada yaşatalım,
atacağımız adım bu. Teklifimizi koalisyon güçlerine yaptık. Şu anda
Suriye'de beraber yürüyoruz. Fakat rahat durmuyorlar ki şimdi
Irak'ta başladılar. Şimdi 'Musul'u alacağız' diyorlar. Kusura
bakmayın Musul'un ne DEAŞ terör örgütüne ne de başka terör
örgütlerine verilmesine müsaade etmeyiz. Diyorlar ki, 'Irak merkezi
yönetiminin buna müsaade etmesi lazım.' Irak merkezi yönetimi önce
başının çaresine baksın. Bugüne kadar DEAŞ'i niye Irak'a, Musul'a
soktu. Neredeyse Bağdat'a girecekti DEAŞ terör örgütü. Neredesin
Irak'ın merkezi yönetimi.
Şu anda koalisyon güçlerine bugün Dışişleri Bakanım, Lozan'da
teklifi yapacaklar. Biz, koalisyon güçleriyle beraber DEAŞ terör
örgütüne ve diğer terör örgütlerine karşı orada mücadeleye varız.
Başika üssümüz konusunda da kimse konuşmasın. Bu üs orada
duracaktır, duracaktır. Çünkü Başika aynı zamanda Türkiye'ye olacak
terör saldırıları için bir sigortadır. Bizimle dayanışma içerisinde
olan samimi müttefiklerimize sesleniyorum; Irak merkezi yönetimi
beni ziyarete geldiği zaman, ey Başkan İbadi, böyle konuşmuyordun.
Bizden orada böyle bir üs kurulmasını isteyen sendin. Daha sonra
senin savunma bakanların gidip oraları ziyaret etti. Şimdi ne oldu
da değiştin? Hangi üst akıl sana talimat verdi de havan değişti.
Öyle bize kuru sıkı atmaya, meydan okumaya kalkma. Bu yol farklı
bir yol. Biz kendimizi bu yola farklı adamışız. Gerekli görüşmeleri
yapıyoruz."
EZİDİLER'E TERÖR UYARISI
Irak merkezi yönetiminin, samimi davrandığında kendilerinden
samimiyet göreceğini dile getiren Erdoğan, "Samimi davranmazsa
bizim Irak halkıyla sorunumuz yok ama bu yönetim mantığıyla
sorunumuz var." dedi.
Kuzey Irak'ta, Peşmergelerle ve Kuzey Irak yerel yönetimiyle
dayanışma içerisinde olunduğunu vurgulayan Erdoğan, orada mezhep
çatışmasına sıcak bakmadıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ezidiler, bak teröristlerle iş
birliği yapmayın. Şu anda ülkemde bu kadar Ezidi'yi kamplarda biz
besliyoruz. Kapılarımızı biz size açtık. 'Hristiyan' demedik, ayrım
yapmadık, kapımızı açtık ama şimdi bazı yanlış oyunların içerisine
giriyorsunuz. Bu yanlış oyunlar size kar değil zarar getirir." diye
konuştu.
KILIÇDAROĞLU'NA YENİKAPI TEPKİSİ
"Açacağım bugün, mecburum" diyerek Yenikapı buluşmasına değinen
Cumhurbaşkanı Erdoğan, buluşmayı kendilerinin düzenlediğini, AK
Parti ve MHP'nin tereddüt etmeden davete karşılık verdiğini
söyledi.
CHP Genel BaşkanıKemal Kılıçdaroğlu'nun ise davetle ilgili önce
"Hayır" dediğini, sonradan olumlu cevap verdiğini anlatan Erdoğan,
şöyle devam etti:
"Peki ne oldu? Önce memnun olduklarını söylediler. Ama son zamanda
baktım ki başladılar, 'Biz böyle bir Yenikapı ruhundan yana
değiliz.' Olsan ne yazar, olmasan ne yazar? Senin olup olmaman bir
şeyi değiştirmez. Oradaki 5 milyon ne diyor, bizim için o önemli.
Aynı anda tüm Türkiye'de bir o kadar da ekranlardan izledi, 10
milyon. Bizim için o önemli. Biz yürüdük. Ne diyor şair,
'Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan.' Millet yürüdü. Biz
milleti hakem tuttuk, tutmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin dara
düştüğü her konuda, çözümü milletimizin desteğinde aradık,
milletimizin desteğinde arıyoruz. Eğer milletimizle aramızda güçlü
bir bağ olmasaydı 15 Temmuz'da darbecilere direnecek cesareti
kendimizde bulamazdık."
"O GECE HERKES ŞEHADETE YÜRÜYORDU"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz akşamı Marmaris'ten telefonla
yaptığı duyurunun ardından 1-2 saatte meydanların dolduğunu
anlatarak, "Bu ne ruhtur? Savaş uçakları, helikopterler tepemizde
uçarken, tankların namluları üzerimize çevriliyken biliyorduk ki
millet bizimle. O gece herkes şehadete yürüyordu. Sokaklar öyleydi.
Şehitlerimizin yakınlarından, gazilerinden öyle hatıralar
dinliyoruz ki aman yarabbim. Kendinizi tutmak mümkün değil." diye
konuştu.
Mehmet Akif Ersoy'un "Ağlarım, ağlatamam... Dili yok kalbimin,
ondan ne kadar bizarım" dizelerini okuyan Erdoğan, 15 Temmuz
gecesinin dahi tek başına Türk milletinin bu topraklarda bin yıldır
nasıl özgürce yaşayabildiğini, nasıl tarihin en büyük devletlerini
kurabildiğini çok çarpıcı şekilde göstermeye yettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Batılıların gözünde bizim milletimizin
neden İslamla Müslümanlıkla eşdeğer görüldüğünü anlamak için o
gecenin sırrına vakıf olmak gerekiyor. Tabii biz bu gerçekleri
görüyoruz da karşımızdakiler görmüyor. Görmüyor mu zannediyorsunuz,
onlar da görüyor. Türkiye gibi bölgesinin en güçlü, en önemli
devletinin karşısına terör örgütlerini dikenler neyin peşinde?
Terör örgütlerini bize tercih noktasına gelenlerin derdi ne Tayyip
Erdoğan'dır ne de bu hükümettir. Dertleri Türkiye'nin kendisi, Türk
milletinin kendisidir. Bunların asıl derdi Türkiye'nin artık milli
politikalarını uygulamadaki kararlılığıdır. Her gün artan
özgüvenidir." değerlendirmesinde bulundu.
"KENDİMİZE YETECEĞİZ, BAŞKA ÇARESİ YOK"
Suriye, Irak, Mısır, Libya'nın durumunun ortada olduğunu belirten
Erdoğan, "Böyle bir ortamda Türkiye'yi rahat bırakırlar mı? Hayır.
Biz herkesin küreselleşmeden söz ettiği bir dönemde niçin sürekli
olarak bu kardeşiniz yerli ve milli vurgusu yapıyor? Neden? Biz
kendimize yeteceğiz, başka çaresi yok bunun. Önümüze çıkan
sorunları ancak bu şekilde aşabileceğiz. Onun için yerli ve milli
diyoruz. Atalarımız ne derdi, zor, oyunu bozar." dedi.
Türkiye üzerinde kurulan bir oyun olduğuna dikkati çeken
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu oyunu bozmakta kararlı olduklarını
vurguladı.
"Son 3 yılda ülkemize yönelik tüm kritik hamleleri boşa çıkardık."
diyen Erdoğan, önemli mesafeler katettiklerini belirterek,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bana göre 15 Temmuz bu işin altın vuruşu olacaktı. Hamdolsun onu
da akamete uğrattık. Hemen arkasından başlattığımız Cerablus
Operasyonu ile uzun zamandır yapmak istediğimiz ama sürekli
engellendiğimiz karşı hamleleri de başlattık. PKK'nın daha çok
bomba yüklü araçlar ve yola döşenen patlayıcılarla gerçekleştirdiği
eylemler sebebiyle yeteri kadar dikkat edilmiyor olabilir ama bu
örgüte tarihinin en büyük darbeleri vuruluyor. Örgütün çeyrek
yüzyıldır girilmemiş inlerine giriyoruz. Yuvalandıkları delikler
birer birer imha ediliyor. Aynı şekilde DEAŞ'ın, ülkemizdeki
organizasyonu büyük ölçüde çökertilmiş durumda. Diğer terör
örgütlerine yönelik operasyonlarla da çok önemli neticeler elde
ediliyor. Musul meselesinde gerek Irak'tan gerekse diğer yerlerden
bu kadar yüksek ses çıkmasının sebebi bizim orada kurulmak istenen
mezhep oyununu görüyor deşifre ediyoruz."
DEAŞ balonunu söndüren Türkiye'nin, mezhep çatışması üzerinden inşa
edilmeye çalışılan yeni planı bozmasını engellemek için gerilimin
sürekli tırmandırıldığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Türkiye'nin mezhepçi olmadığını söyledi. "Mezhepler bizim dinimiz
değildir. Bizim tek dinimiz var. Din-i Mübin-i İslam." ifadesini
kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başka bir şey yok. Diğerleri
yorumdur. Benim de kendime göre bir yorumum vardır, ayrı mesele.
Ama hiçbir yorum. dinimin üzerinde olamaz." diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN ASKERİ VARLIĞI YENİ DEĞİL"
Türkiye'nin bölgedeki askeri varlığının yeni olmadığına işaret eden
Erdoğan, "Meçhul de değildir. Fakat dert başkadır. Buradan
hemşehrilerimin huzurunda bir kez daha ifade ediyorum, gençler biz
bu oyunu görüyoruz ve rıza göstermiyoruz. Türkiye için varlık,
yokluk meselesi haline dönüşen bu konuda elimizdeki imkanları
sonuna kadar kullanarak, kendimizin de bölgemizdeki kardeşlerimizin
de çıkarlarını korumakta kararlıyız." açıklamasını yaptı.
Alandaki vatandaşlarla İstiklal Marşı'nın dizelerini okuyan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte o gece (15 Temmuz) gövdesini siper
etti. Gümüşhaneli Sabri de siper etti, benim Türkan kardeşim de
siper etti. İşte mesele bu. Nene Hatunlar. Bu mücadele böyle yürür.
Hakk'ın vadettiği günler yakındır inşallah." diye konuştu.
Açılışını yaptıkları eserlerin hayırlara vesile olmasını dileyen
Erdoğan, konuşmasını, "Tek bayrak, tek devlet, tek millet, tek
vatan. Rabia. Rabiamızı unutmayın." diyerek tamamladı.
ÇİPLİ KİMLİK KARTLARINI ALDILAR
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi
Emine Erdoğan'a İçişleri Bakanlığınca hazırlanan çipli kimlik
kartları, Bakan Süleyman Soylu tarafından takdim edildi.
Erdoğan, daha sonra beraberindeki TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve
bakanlarla beraber yapımı tamamlanan eserlerin toplu açılışını
gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı gerçekleştirirken alandakilere
"Diliniz dert görmesin. Rabbim birliğinizi daim etsin. Bir
olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep
birlikte Türkiye olacağız." diyerek eserlerin hayırlı olmasını
temenni etti.
Törene ayrıca TBMM Başkanı İsmail Kahraman, İçişleri Bakanı
Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Milli Eğitim Bakanı
İsmet Yılmaz, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Kalkınma
Bakanı Lütfi Elvan, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu,
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ile
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, milletvekilleri, Rize
Valisi Erdoğan Bektaş ve Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap katıldı.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar