Diyanet açıkladı: Oje ve ruj abdeste ve gusle engeldir
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, oje ve ruj gibi vücut üzerinde tabaka oluşturan, suyun bedene ulaşmasına mani olan maddelerin abdest ve gusül abdestine engel teşkil ettiğini açıkladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, oje ve ruj
gibi vücut üzerinde tabaka oluşturan, suyun bedene ulaşmasına mani
olan maddelerin abdest ve gusül abdestine engel teşkil ettiğini
açıkladı. Kurul, "Bunların abdest veya gusülden önce giderilmesi
gerekir. Jöle ise bir tabaka oluşturmadığından abdest ve gusle
engel olmaz." açıklamasında bulundu.
Bir vatandaşın, "Kına, oje, ruj ve jöle gibi makyaj malzemeleri
abdest ve gusle engel midir?" sorusunu cevaplandıran Din İşleri
Yüksek Kurulu, abdest ve gusülde yıkanması gereken organların,
zaruret olmadıkça tamamının hiç kuru yer kalmadan yıkanması
gerektiğine hükmetti.
Abdest alırken, yıkanması gereken organlardan birinde kuru yer
kalması halinde abdest sahih (geçerli) olmayacağına dikkat çeken
Kurul kararında, "Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin
yıkanması gerekir. Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin,
yıkanması gereken organlarında, suyun altına ulaşmasına engel
olacak bir tabaka bulunmamalıdır. Oje ve ruj gibi vücut üzerinde
tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan maddeler abdest
ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce giderilmesi
gerekir. Jöle ise bir tabaka oluşturmadığından abdest ve gusle
engel olmaz." denildi.
"SAÇ BOYASI ABDESTE MANİ DEĞİLDİR"
"Saç boyası, abdest ve gusle engel midir?" sorusunu da
değerlendiren Din İşleri Yüksek Kurulu, içeriğinde kan gibi dinen
temiz olmayan şeyler bulunmadığı sürece, el veya başa sürülen kına,
boya gibi maddelerin katı atıkları iyice yıkanıp, sürüldüğü
yerlerden temiz ve saf bir su akması durumunda, bunların deri ve
saçlarda bıraktığı renk suyun deriye nüfuzuna engel olmadığını
açıkladı. Kurul kararında, deri üzerinde tabaka oluşturmayan kına,
saç boyası ve jöle gibi maddelerin abdest ve gusle mani olmadığını
bildirdi.
Diş doldurtmak veya kaplatmanın abdest ve gusle engel olup
olmadığına da açıklık getiren Yüksek Kurul, tedavi amacıyla diş
doldurmak veya kaplatmanın caiz olduğunu, abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmeyeceğine hükmetti. Kararda, şu ifadelere
yer verildi: "Ancak çıkarılıp takılabilen, sabit olmayan dişlerin
gusül abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması
gerekir. Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de
kaplandıktan sonra, dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı
hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca, kaplama yapılan dişler de
yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da
gusül alıp, ibadetlerini yapabilir. Yapılan bu işlem tedavi amaçlı
ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir ihtilaf söz konusu
değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün
veya abdestin geçerli olup-olmayacağı konusuyla alakalı bir durum
değildir. Çıkan dişin yerine bağlandığında kullanılan tel veya
başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için suyun altına girmesine
engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz
olduğunda görüş birliği içindedirler."
ABDEST NASIL ALINIR?
Din İşleri Yüksek Kurulu, abdestin nasıl alınması gerektiğini de
şöyle özetledi: "Niyet ve besmele ile abdeste başlanıp önce eller
bileklere kadar ve parmak araları da ovuşturularak üç defa yıkanır.
Varsa deri üzerindeki hamur, boya, sakız gibi maddeler temizlenir.
Parmaktaki yüzük oynatılır. Misvak veya diş fırçası ile bunlar
yoksa sağ elin parmaklarıyla dişler temizlenir. Sağ el ile üç defa
ağza, üç defa da burna su verilir. Üç kere yüz yıkanır. Sonra
dirsekle birlikte sağ kol üç defa, sonra aynı şekilde sol kol üç
defa yıkanır. Sağ el ıslatılarak avuç ve parmakların içiyle başın
üstü bir defa mesh edilir. Bu şekilde başın dörtte birini mesh
etmek yeterli ise de iki elle başın tamamının mesh edilmesi Maliki
mezhebine göre farz diğer mezheplere göre sünnettir. Eller yine
ıslatılarak başparmakla kulağın dışı, şehadet parmağı veya serçe
parmakla içi mesh edildikten sonra her iki elin arkasıyla boyun
mesh edilir. Önce sağ, sonra sol ayak, parmak uçlarından başlanarak
topuk ve aşık kemikleri de dahil olmak üzere yıkanır. Parmak
aralarının yıkanmasına özen gösterilir."
CİHAN
Yorumlar