Cumhuriyet rejimi 97 yaşında

Cumhuriyet rejiminin Türkiye'de ilan edilmesinin üzerinden 97 yıl geçti. Rejim ilanının yıldönümü vesilesiyle çeşitli törenler düzenlendi.

Google Haberlere Abone ol
Cumhuriyet rejimi 97 yaşında

Türk milletinin tarihinde 97 yıl önce yeni bir devrin kapıları açıldı ve Cumhuriyetin ilanıyla "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" sözü devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini aldı. 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanmış, yeni Türk devletinin bağımsızlığı kabul edilmişti.

İkinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanmasından 2 ay sonra 13 Ekim 1923'te Ankara, Türkiye devletinin hükümet merkezi oldu. Artık mevcut rejimin isminin de bütün açıklığı ile konulması, yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu. O güne kadar Devlet Başkanlığı görevi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa tarafından yürütülmüştü. Diğer taraftan bazı yabancı ülkeler de Lozan Antlaşması'nı onay için Türkiye'deki yeni devlet rejiminin daha açık şekilde belirlenmesini istiyordu.

Bu sırada, 27 Ekim 1923'te İcra Vekilleri Heyeti'nin istifası ve Meclis'in güvenini kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamaması da bu soruna acil bir çözüm gerektirdi. 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü'nde arkadaşları için Latife Hanım'a bir sofra hazırlattı.

İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey'in de yer aldığı akşam yemeğinde yaşananları Mustafa Kemal Paşa, Nutuk'ta şöyle anlattı: "Gece olmuştu... Çankaya'ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşa'lara rastladım. Ali Fuat Paşa, Ankara'dan hareket ederken bunların Ankara'ya geldiklerini o günkü gazetede 'Bir Uğurlama ve Bir Karşılama' başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kazım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim.

Çankaya'ya gittiğim zaman orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey'lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum. Yemek sırasında 'Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz' dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Yaptığım programın ve verdiğim talimatın uygulanışını göreceksiniz.

Efendiler, görüyorsunuz ki Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların da aslında ve tabii olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki o sırada Ankara'da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyet'in ilan edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar."

Mustafa Kemal Paşa o gece İsmet Paşa ile 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı. "Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir." hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM'de yapılan konuşmalardan sonra Cumhuriyet'in ilanı kabul edildi.

"Türkiye Cumhuriyeti mesut, başarılı ve muzaffer olacaktır"
Böylece yeni devletin yönetim biçimi bütün açıklığı ile ismini almış oldu. Cumhuriyet'in ilanı ile "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" ilkesi de artık devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini buldu.

Ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine kürsüye gelen Mustafa Kemal Paşa, yaptığı konuşmasını, "Türkiye Cumhuriyeti mesut, başarılı ve muzaffer olacaktır." sözü ile bitirdi.

Böylece devletin adı ve rejimiyle ilgili tartışmalara son verilirken, Türk milletinin tarihinde yeni bir devir açıldı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ANITKABİR'DE

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki devlet erkanı, Cumhuriyet'in ilanının 97'nci yıl dönümü dolayısıyla Anıtkabir'i ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Aslanlı Yol'un başındaki yerini almasının ardından başlayan törende, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, yüksek yargı organlarının başkanları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanları da Aslanlı Yol'dan geçerek, mozoleye çıktı.

Erdoğan'ın, üzerinde ay yıldız bulunan çelengi Atatürk'ün mozolesine bırakmasının ardından, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Daha sonra Erdoğan ve beraberindekiler, Misak-ı Milli kulesine geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı:

"Aziz Atatürk; Cumhuriyetimizin 97'inci yıl dönümüne kavuşmanın mutluluğunu yaşadığımız bu özel günde bir kez daha huzurunuzdayız. Zatıalinizi ve Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanlarını, milletimizin istiklali ve istikbali uğrunda gözlerini kırpmadan şehadete koşan aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz.

Bize emanetiniz olan Cumhuriyeti ileriye taşımak, hedefleri ve hayalleriyle buluşturmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Türkiye bugün demokrasiden özgürlüklere, savunmadan ekonomiye, sağlıktan dış politikaya kadar her alanda başarıdan başarıya koşmaktadır. Ülkemizin önünü kesmeye yönelik içeriden ve dışarıdan gelen saldırılar mücadele azmimizi güçlendirmekte, kararlılığımızı daha da artırmaktadır. Zaferlerle dolu şanlı mazimizden cesaret alarak birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde ortak geleceğimize doğru yürümeye devam edeceğiz. Ruhun şad olsun."

Törenin ardından, Anıtkabir vatandaşların ziyaretine açıldı.

KILIÇDAROĞLU BİRİNCİ MECLİS'TE

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "İkinci yüzyılda Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak zorundayız. Eğer bu ülkede, 1921 Anayasası'nda yazıldığı gibi hakimiyet bilakayıduşart milletin olacaksa milletin oyuna başvurmaktan korkmamak lazım." dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak zorundayızFotoğraf. Erçin Top/AA

Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet'in ilanının 97'nci yıl dönümü dolayısıyla Ulus'taki Birinci Meclis'i ziyaret etti.

Ziyaretinin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, 97 yıl önce bu binada alkışlar, gözyaşları ve kucaklaşmaların yaşandığını, Cumhuriyet ilan edildiğini söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet'in ne olduğunu, ne kadar değerli olduğunu onlar bizden çok daha iyi biliyorlardı. Çünkü onlar savaş meydanlarından gelmişlerdi, bedel ödemişlerdi, arkadaşlarını toprağa gömmüşlerdi ve dolayısıyla Cumhuriyet'in ilanı bizim en büyük devrimimizdir." diye konuştu.

İlk Anayasa'da yazıldığı şekliyle "Hakimiyet bilakayıduşart milletindir" ifadesinin aslında Cumhuriyet'in getirdiği güzel bir kavram olduğunu, halkı her şeyin üstünde tutma anlamına geldiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bu binayı bugün gezdim. İkinci yüzyıla doğru gidiyoruz. İkinci yüzyılda Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak zorundayız. Eğer bu ülkede, 1921 Anayasası'nda yazıldığı gibi hakimiyet bilakayıduşart milletin olacaksa, milletten korkmamak lazım, milletin oyuna başvurmaktan korkmamak lazım. Milletin taleplerini, beklentilerini siyaset kurumunun dinlemesi, bilmesi gerekiyor.

Zor günlerden geçiyoruz. Ama şundan bütün milletimin emin olmasını isterim, bu ülke en zor günlerinde bile bir araya gelerek, barış içinde bütün zorlukları aşmıştır, biz de aşacağız ve Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında güzel Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız. Bu bina bizim için çok değerli. İçeride Cumhuriyet'i kuranlar bugün aramızda yoklar. Onların her birisine tek tek şükranlarımızı sunuyoruz. Rahmet diliyoruz. Onlar gerçekten de bizi biz yapan değerlerdir. O değerlere sahip çıkmak da bizim görevimiz."

Yorumlar

Ww www osmanlı saltanatını yıktılar, kendi saltanatları kurdular....