Bozdağ, AA Editör Masası'na konuk oldu

- Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: (4) - "İftirayla rakibini yıpratmak, halkın gözünden, gönlünden düşürmeye çalışmak çok net, çok büyük bir şerefsizliktir, çok büyük bir namussuzluktur, çok büyük bir ahlaksızlıktır, çok büyük bir alçaklıktır. Hiç tereddütsüz. Ama iftirayla rakibinin çocukları, akrabaları, arkadaşları, dostlarını da lekeleyerek rakibine zarar vermeye kalkmak ise daha büyük bir namussuzluktur, daha büyük bir şerefsizliktir ve daha büyük bir ahlaksızlıktır, daha büyük bir alçaklıktır" - "Ben şimdi soruyorum, Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibine. Medyaya bu kağıt parçalarını niye vermiyorsunuz? Daha başka bir şey soracağım. Acaba Kılıçdaroğlu bu kağıt parçalarını partide kaç kişiye verdi?" - "Bazı uluslararası çevreler, 'Türkiye DEAŞ terör örgütüne yardım ediyor' iftirasını ortaya çıkardı. Sonra FETÖ terör örgütü eliyle Türk yargısı üzerinden bu iftirayı, kurdukları kumpasla ispat etmeye kalktılar. Şimdi, 'Terör örgütüne Türkiye yardım ediyor' sözünü Türk siyasetinde en çok kullanan parti hangisi? CHP. Genel Başkan hangisi? Kılıçdaroğlu. Böyle bir şey olmadığını kendi de bildiği halde bunu niye kullanıyor? 'Türkiye devleti teröre yardım eden devletlerden biri olsun, Türkiye'yi yönetenler uluslararası ceza mahkemesinde yargılansın, Türkiye uluslararası toplumdan izole edilsin, Türkiye'ye yaptırım uygulansın' diye. Bir insan kendi ülkesinin aleyhine uluslararası alanda sonuçlar çıksın diye bunu yapar mı?" - "Darbe girişimi oldu, herkes yurt dışında FETÖ'yü himaye ediyor. Amerika, Almanya himaye ediyor, diğerleri himaye ediyor. Şimdi bu himayenin Türkiye'deki yansıması kim? Aynısını onlar yapıyor, başka bir şekilde. 'Türkiye güvenli ülke değil, gitmeyin' deniliyor, kendisi (Kılıçdaroğlu) açıklama yapıyor. 'Evet gelmeyin, Türkiye güvenli ülke değil' diyor. Neden? Türkiye zarar görsün. Basın özgürlüğü ve diğer konularda Batı'yla aynı dili kullanıyor"

Google Haberlere Abone ol
Bozdağ, AA Editör Masası'na konuk oldu

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "Bazı uluslararası çevreler, 'Türkiye DEAŞ terör örgütüne yardım ediyor' iftirasını ortaya çıkardı. Sonra FETÖ terör örgütü eliyle Türk yargısı üzerinden bu iftirayı, kurdukları kumpasla ispat etmeye kalktılar. Şimdi, 'Terör örgütüne Türkiye yardım ediyor' sözünü Türk siyasetinde en çok kullanan parti hangisi? CHP. Genel başkan hangisi? Kılıçdaroğlu. Böyle bir şey olmadığını kendi de bildiği halde bunu niye kullanıyor? 'Türkiye devleti teröre yardım eden devletlerden biri olsun, Türkiye'yi yönetenler uluslararası ceza mahkemesinde yargılansın, Türkiye uluslararası toplumdan izole edilsin, Türkiye'ye yaptırım uygulansın' diye. Bir insan kendi ülkesinin aleyhine uluslararası alanda sonuçlar çıksın diye bunu yapar mı?" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı, açıklamalarda bulundu.

Bozdağ, siyasetin seviyesinin yerin dibine sokulduğunu belirterek, siyasette rekabetin plan, program ve projeyle yapıldığını ancak ana muhalefetin rakibini kirletemeyince yakın çevresi üzerinden onu kirletmeye çalıştığını ifadesini kullandı.

Bozdağ, "İftirayla rakibini yıpratmak, halkın gözünden, gönlünden düşürmeye çalışmak çok net, çok büyük bir şerefsizliktir, çok büyük bir namussuzluktur, çok büyük bir ahlaksızlıktır, çok büyük bir alçaklıktır. Hiç tereddütsüz. Ama iftirayla rakibinin çocukları, akrabaları, arkadaşları, dostlarını da lekeleyerek rakibine zarar vermeye kalkmak ise daha büyük bir namussuzluktur, daha büyük bir şerefsizliktir ve daha büyük bir ahlaksızlıktır, daha büyük bir alçaklıktır. Türk siyasetini bu kadar çamura, pisliğe bulamaya Sayın Kılıçdaroğlu'nun hakkı yok." diye konuştu.

- "O pis kokuyla Türkiye'yi de kokutmaya gayret ediyor"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na "Kılavuzu karga olan kendisini pislikten kurtaramaz." diye seslenen Bozdağ şöyle devam etti:

"Kendi kokar, etrafını kokutur. Yetmez, bütün memleketi kokutur. Çünkü bir kabın içinde ne varsa dışa o sızar ya, pisliğin içinde gezenin üstü başı o pislikle dolanır ve her tarafa o pis kokuyu yayar. Maalesef şu anda Kılıçdaroğlu'nun kılavuzları karga ve onlarla beraber gezdiği yer hep pis olan yerler. O pis kokuyla Türkiye'yi de kokutmaya gayret ediyor. Ama Türkiye'yi kokutamayacaktır. Türkiye, pislikte gezen insanları çok iyi bilen bir halka sahiptir. Bu halk, onlarla temiz olanları ayırt edebilecek çok büyük bir basirete sahiptir. Bunlara en büyük cevabı o verecektir. Ben temiz, ahlaklı siyaset istiyorum. Ben doğru sözlü siyasetçiler istiyorum. Ben başka ülkelerin hukukunu korumak için Türkiye'nin hukukuna saldıran siyasetçi istemiyorum."

"Bir muhalefet partisi kendi ülkesi sıkıntıya girsin, ekonomisi çöksün, güvenlik ortamı ortadan kalksın, huzur olmasın diye gayret eder mi?" diye soran Bozdağ, bütün bu olumsuzluklar olsun diye gece gündüz çalışan bir muhalefetin varlığına işaret etti.

Bekir Bozdağ, milletin en büyük cevabı sandıkta vereceğini bildirdi.

- "Bu kağıt parçalarını partide kaç kişiye verdi?"

Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiği belgelerin sahte mi yoksa çarpıtılmış mı olduğunun sorulması üzerine Bozdağ, "Biz iddiada bulunmuyoruz, gerçeği söylüyoruz. Bizim genel başkanımız ve Cumhurbaşkanımız ile ilgili iftirada bulunuyor. Sonra o iftirayı geri çekiyor. Evladı, dünürü, akrabaları, yakınları üzerine gidiyor. Sonra orada ne diyor? 'Dışarı para gönderdi' diyor. Şimdi bu sefer dışarı göndermemiş olabilir, başka bir şey moduna doğru dünkü açıklamalarda geçiyor." yanıtını verdi.

Dışarı para aktarmadıklarını vurgulayan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu göndermedim diyorsam, bunu gönderdiğimi kim ispat edecek? 'Gönderdi' diyen ispat edecek. Kendisi 'gönderdiğini ispat ediyorum' dedi. Salı günü grup toplantısında o kağıt parçalarını öyle kullandı. Ben de diyorum ki 'ben göndermedim, o kağıt parçaları sahtedir, senin söylediklerin de yalandır. O zaman üzerine düşen, bu kağıt parçalarının sahte olmadığını ispat etmesi lazım. Bunun yolu ne? O kağıt parçalarını medyaya vermek. Ben şimdi soruyorum Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibine. Medyaya bu kağıt parçalarını niye vermiyorsunuz? Daha başka bir şey soracağım. Acaba Kılıçdaroğlu bu kağıt parçalarını partide kaç kişiye verdi? Parti Meclisine, Merkez Yürütme Kurulu üyelerine, grup başkanvekillerine verdi mi? Kime verdi. Ben partisinden de yeteri kadar insana verdiğini düşünmüyorum. Vermemiştir. Belki bir iki kişinin haberi vardır."

Konunun CHP'nin Parti Meclisi'nde dün müzakere edildiğinin söylendiğini aktaran Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nun "kağıt parçalarını" parti meclisi üyelerine dağıtıp dağıtmadığını sordu? Bozdağ, "Veremez. Yalancı, yalanın ortaya çıkması ve hele hele kendi elindeki kağıtla yalancılığının ispat edilmesinden rahatsız olur. Müfteri bunu yapamaz. Yalancı, müfteri değilse yapacağı şey bu belgeleri hemen açıklamaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu'nun bu belgeleri kamuoyuna açıklamasını beklediğini söyleyen Bozdağ, "Kılıçdaroğlu, Türkiye aleyhine uluslararası alanda oluşacak algıları doğru yerine ikame etmek için politika üretiyor. Terör örgütü FETÖ, DHKP-C ve PKK'nın ürettiği gündemlerin Türkiye'de neredeyse tek savunucusu..." dedi.

Bazı uluslararası çevrelerin "Türkiye, DEAŞ terör örgütüne yardım ediyor" iftirasını ortaya çıkardıklarını hatırlatan Bozdağ, bu çevrelerin bu iftiraları FETÖ eliyle Türk yargısı üzerinde kurdukları kumpasla ispat etmeye kalktıklarını belirtti.

"Türkiye, DEAŞ terör örgütüne yardım ediyor." sözünü Türk siyasetinde en çok kullanan partinin CHP olduğuna işaret eden Bozdağ, bu sözlerin "Türkiye devleti teröre yardım eden devletlerden biri olsun, Türkiye'yi yönetenler uluslararası ceza mahkemesinde yargılansın, Türkiye, uluslararası toplumdan izole edilsin, Türkiye'ye yaptırım uygulansın" diye kullanıldığını kaydetti.

"İnsan, kendi ülkesinin aleyhine uluslararası alanda sonuçlar çıksın diye bunu yapar mı?" diye soran Bozdağ, şöyle konuştu:

"Darbe girişimi oldu, herkes yurt dışında FETÖ'yü himaye ediyor. Amerika, Almanya himaye ediyor, diğerleri himaye ediyor. Şimdi bu himayenin Türkiye'deki yansıması kim? Aynısını onlar yapıyor, başka bir şekilde. 'Türkiye güvenli ülke değil, gitmeyin' deniliyor. Kendisi (Kılıçdaroğlu) açıklama yapıyor, 'Evet gelmeyin, Türkiye güvenli ülke değil' diyor. Neden? Türkiye zarar görsün. Basın özgürlüğü ve diğer konularda Batı'yla aynı dili kullanıyor. Can Dündar konusunda batıyla aynı dili kullanıyor. Suriye konusunda Esad ile aynı dili kullanıyor."

Mültecilere yardımın Türkiye'nin göğsünü kabarttığını belirten Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Kılıçdaroğlu, uluslararası topluma diyor ki 'Siz, Türkiye'nin Cumhurbaşkanına inanmayın. Türkiye bu yardımı yapmadı. Türkiye bu kadar para harcamadı.' Bizi şikayet ediyor. Türkiye'ye iftira ederek bunu yapıyor. Be merak ediyorum. İnsanın, Türkiye'nin Suriye politikasında aldığı bu tedbirleri, bu yardımları, övüneceği yerde, bunları karalamak, lekelemek için böylesi bir soru sorarak iftira kampanyasına başlamasının sebebi nedir acaba?"

(Sürecek)

Yorumlar