Bozdağ, AA Editör Masası'na konuk oldu

- Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: (2) - "(CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun iddiaları) Bu konu artık CHP'nin yargıdan kaçırabileceği bir konu değil, 'Onlar versin, götürsün' falan değil. Sen ister ver ister verme, zaten tazminat davaları açıldı. Savcılıklara suç duyurusu yapıldı. Dolayısıyla bunların karşılığını yargıda verecektir ama bunların büyük karşılığını da halk sandıkta soracaktır" - "Türkiye'de kullanımı en kolay malzeme Kılıçdaroğlu'dur. Onun için uluslararası örgütler, terör örgütleri veya istihbarat örgütleri Türkiye'de kimi kullanacaklarını çok iyi biliyorlar. Hemen geliyorlar, kullanıyorlar. Bu kullanışlı malzemeden CHP'yi de CHP'lilerin kurtarması lazım" - "Haya, ahlak sahibi birisinin 'Biz yanlış yaptık, özür dileriz. Öyle değilmiş.' demesi gerekmez mi? Adamdan tık var mı? Tık yok. Niye yok? Emin olun utanma hissi yok. Haya sahibi bir adam yalan söylediğinde, iftira ettiğinde bu ortaya çıktığı zaman kızarır, bozarır, utanır, ne yapacağını şaşırır. Ama dikkat edin bir tane kızarma, bozarma, utanma yok. Çünkü bunlar haya hissini kaybetmişler"

Google Haberlere Abone ol
Bozdağ, AA Editör Masası'na konuk oldu

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin "Bu konu artık CHP'nin yargıdan kaçırabileceği bir konu değil, 'Onlar versin, götürsün' falan değil. Sen ister ver ister verme, zaten tazminat davaları açıldı. Savcılıklara suç duyurusu yapıldı. Dolayısıyla bunların karşılığını yargıda verecektir ama bunların büyük karşılığını da halk sandıkta soracaktır." dedi.

Bozdağ, katıldığı Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve ailesine iftira attığı için evrakları paylaşmadığını belirten Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nun gönderildiğini iddia ettiği paraların elindeki kağıt parçalarında görünmediğini söyledi.

Kılıçdaroğlu'ndan, elindeki evrakları göstermesini isteyen Bozdağ, "Gösteremez. Neden? Gönderilen para yok." dedi. Bu evrakların sahte ya da çarpıtılmış olabileceğine işaret eden Bozdağ, evraklar verildiğinde bunun hemen ortaya çıkacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çok net, kesin bir şekilde, "Yapmadım, yalandır, sahtedir." dediğini hatırlatan Bozdağ, bu sözlere karşı Kılıçdaroğlu'nun elindeki evrakları millete göstermesi gerektiğinin altını çizdi.

Kılıçdaroğlu'nun, söz konusu belgelerle ilgili 'Ben araştırdım, hesap uzmanıyım. Sevgili Erdoğan yanına doktor al." dediğini aktaran Bozdağ, şöyle konuştu:

"Ben de diyorum ki senin yanına doktor almana gerek yok, araştırdıysan, hesap uzmanıysan, her işi iyi biliyorsan çıkar şu kağıt parçalarını medyaya, herkese ver. Şimdi gelmişler 'Meclis araştırsın'. Sen araştırmadın mı bunu? İncelemedin mi? Doğru mu, eğri mi diye teyit etmedin mi? Belli ki kağıdın geldisine, gittisine, şurasına, burasına bakmamış, veriyorlar kullanıyorlar. Türkiye'de kullanımı en kolay malzeme Kılıçdaroğlu'dur. Onun için uluslararası örgütler, terör örgütleri veya istihbarat örgütleri Türkiye'de kimi kullanacaklarını çok iyi biliyorlar. Hemen geliyorlar, kullanıyorlar. Bu kullanışlı malzemeden CHP'yi de CHP'lilerin kurtarması lazım."

- "Cepheleşme öyle bir noktaya geldi ki"

"Kılıçdaroğlu bu evrakları kullanarak kendi grubunu nasıl ikna etmiş olabilir?" sorusunu Bozdağ, "Türkiye'de şöyle bir şey var maalesef, söylenenin yalan, kağıt parçalarının sahte olduğu açıklandıktan sonra o kağıt parçalarını görmeyen yüzlerce, binlerce insan sosyal medyadan... Televizyonlarda da kendisinin hukukçu olduğunu söyleyen, hukukla alakası olduğunu zannetmediğim pek çok kişi 'Efendim kağıtları gösterdi, elini salladı, işte bu.' diyor. Gösterdi de ne var onun içerisinde? Sen o kağıttaki bir tane yazıyı okuyabildin mi?" diye yanıtladı.

İnsanların, kendi genel başkanlarına "Sen birinin haysiyetiyle, onuruyla, şerefiyle oynuyorsun. Çok ciddi bir şey söylüyorsun. Söylediğin şeyi benim görmem lazım." demesi gerektiğini ifade eden Bozdağ, bunu görmediği zaman, bu insanların genel başkanına tavır geliştirilmesi gereğine dikkati çekti. Bozdağ, şunları kaydetti:

"Bu bölünmüşlük, cepheleşme öyle bir noktaya geldi ki Cumhurbaşkanımıza kim saldırırsa saldırsın, bazı çevreler saldıran teröristse, terörist olduğuna bakmadan peşine düşüyor. Saldıran başka ülkenin istihbarat örgütüyse, o olduğuna bakmadan peşine düşüyor. Saldıran Türkiye düşmanıysa, o olduğuna bakmadan peşine düşüyor. Şimdi maalesef burada da aynı şeyi görüyoruz. 'Cumhurbaşkanımıza saldırdı' diye, Cumhurbaşkanımıza ve ailesine karşı kin ve nefret içerisinde olan bir çevre ne yapıyor? Hemen bodoslama buna saldırıyorlar. Ben, sağduyulu, aklını ideolojinin emrine vermemiş, kin ve düşmanlıkla kalbini ve aklını rehin etmemiş olan CHP'lilerin bizim sorduğumuz bu soruların tamamını Kılıçdaroğlu'na sorduklarını düşünüyorum. 'Bizi bu kadar rezil, kepaze etmeye, bizi müfteri duruma düşürmeye hakkın yok.' dediklerini duyar gibiyim."

- "Adam bakmaz mı?"

Kılıçdaroğlu'nun, FETÖ'nün, başka ülkelerin istihbarat örgütlerinin, Türkiye düşmanlarının taşeronluğunu yaparak, Atatürk'ün partisini, Atatürk'ün partisi olmaktan çıkarmaya hakkının olmadığını dile getiren Bozdağ, "Diyor ki adam, 'Mustafa Gündoğan özel kalem müdürü. Adam bir bakmaz mı Cumhurbaşkanının özel kalem müdürlüğünü kimler yaptı? Bunlar gizli insanlar değil. Hepsinin ismi, SGK kaydı var. Bir bakmaz mı?" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Benim böyle bir özel kalem müdürüm olmadı." dediğini anımsatan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Peki haya, ahlak sahibi birisinin 'Biz yanlış yaptık, özür dileriz. Öyle değilmiş.' demesi gerekmez mi? Adamdan tık var mı? Tık yok. Niye yok? Emin olun utanma hissi yok. Haya sahibi bir adam yalan söylediğinde, iftira ettiğinde bu ortaya çıktığı zaman kızarır, bozarır, utanır, ne yapacağını şaşırır. Ama dikkat edin bir tane kızarma, bozarma, utanma yok. Çünkü bunlar haya hissini kaybetmişler. Haya olduğu zaman inan kızarır ama onu kaybetmiş adam. Her şeyi maalesef söyleyebiliyor ve utanmadan da tekrar edebiliyor. Burada bir sürü böyle iftira var."

"Cumhurbaşkanlığı veya siz bir suç duyurusunda bulunacak mısınız?" sorusu üzerine Bozdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir dava açtığını, şimdi "bir dava daha açacağını" söylediğini anımsattı.

- "İftiracı olmadığını ispat etmesi gerekiyor"

Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nun söylediği diğer isimlerin de davalarının olacağını belirterek, bu açılan davalarda, tazminattan kurtulmak isteyen kişinin, iftiracı olmadığını ispat etmesi gerektiğini söyledi.

"Ne yapacaklar? Bu belgeleri, evrakları götürüp mahkemeye vermeleri lazım. Ve bunların doğru olduğunu mahkemenin huzurunda ispat etmeleri lazım. Mahkeme onların dediğinin doğruluğuna kanaat getirirse davaları reddeder. O zaman bunların dediği doğrulanmış olur." diyen Bozdağ, mahkemenin bunların dediğini kabul etmemesi durumunda, "sen iftiracısın" diye tazminata hükmedeceğini kaydetti.

Bozdağ, hakaretten, iftiradan yürüyecek ceza soruşturmalarının ve kovuşturmalarının da olabileceğine işaret ederek, "Bu konu artık CHP'nin yargıdan kaçırabileceği bir konu değil, 'Onlar versin, götürsün' falan değil. Sen ister ver ister verme, zaten tazminat davaları açıldı. Savcılıklara suç duyurusu yapıldı. Dolayısıyla bunların karşılığını yargıda verecektir ama bunların büyük karşılığını da halk sandıkta soracaktır." dedi.

(Sürecek)

Yorumlar