Bir seçim yorumu da benden

Burada en önemlisi tabii ki ülkemizin ihtiyacı olanın ne olduğu. Siyasiler bunun neresinde? Yoksa iktidara gelmek için ne pahasına olursa olsun meydanlarda ve medyada insanların gözünün içine baka baka doğruları söylememek yada doğruları örtbas etmeğe mi? çalışıyorlar.

İnsanlar nasıl yaşarsa, öyle yönetilirler. Aynaya bakmamız lazım.

En alt seviyeden başlayacak olursak;

Bir ülkede bir taksici vatandaşın parasını cebinden almak için şehir turu attırıyorsa.

Ölen anne babasının emekli maaşını almak için mevcut eşinden kanuni olarak boşanıp maaşını almaya ve eşiyle birlikte yaşamaya devam ediyorsa.

X bir devlet dairesinde borçlarının ödenmesi için devlet dairesinde bulunan tanıdığının binbir dolanbaçlı yol deneyerek çözüm üretiliyorsa.

Bırakın devlet dairesini, ya insanlar dua ederken bile Allah’tan torpil arayışındaysa; bilmem hangi şeyhin yüzü suyu hürmetine affet bizi Allahım gibi sapkın bir akide ile hareket ediliyorsa.

Mevcut projelerden gelen gelirleri farklı şekillerde kanalize ederek iç ediliyorsa. (Yani standart yolsuzluk.)

İhalelerin şartnamelerinde ihalenin kime verileceği kurumsal veya tüzel kişilerin ismi dışında tüm vasıflarına yer veriliyorsa. Yani yolsuzluk yapabilmek için proje üretiliyorsa. Bu çok profesyonel bir şey, bunu yapmak için kesinlikle zeki olmak lazım.

(Hani filim izlerken bazen bir sonraki sahneyi ve o rolü üstlenecek oyuncunun kim olduğunu tahmin etmek gibi bir şey.)

Milyon dolar borçları olan spor külüplerinin borcunu silmek ama vatandaşın çifçinin üç kuruş borcu için haciz işlemi yapılıyorsa.

Hangi standartlarda yapıldığı belirsiz ruhsatsız yapılar için İmar affı çerçevesinde ruhsatlandırılıyorsa.

O ZAMAN!

X Belediye’de AKP’li meclis üyesinin eşi ile CHP’li meclis üyesinin eşi ortak bir şirket kurup sayın meclis üyelerimiz ve Belediye Başkanımızdan zeka fışkıran marifetle ihaleleri bu şirkete kanalize ediyorsa, o zaman ne iktidarın ne de muhalefetin bir anlamı var demektir!

GÜVENSİZ TOPLUM

Münafikun Suresi Ayet - 4  parantez içi yazılanlar benim ayetten anladıklarım.

(Allah paygambere hitaben aslında bizlere kimin ne mal olduğu anlatılıyor.)

Onları gördüğünde dış görünüşleri seni hayran bırakır. (takım elbise kıravat parlak ayakkabılar kokular arabalar hepsi o biçim) Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. (Vaybeee adamdaki konuşma becerisine hitabete bak döktürüyor) Onlar duvara yaslanmış kalaslar gibidir.(Rabbimiz burada müthiş bir benzetme yapıyor. Bu benzetmeyi hakketen çok seviyorum düpe düz odun diyor, odun.) Her sesi aleyhlerine sanırlar. ( her suça yolsuzluğa bulaştıkları için acaba anladılarmı aleyhimde mi konuşuyorlar hemen kulak kabartırlar içleri korkudan .........  ürperir)

Asıl düşman onlardır; öyleyse onlara karşı dikkatli ol!

Allah canlarını alsın, bu hale nasıl ve nereden sürükleniyorlar. (Temiz samimi iyi niyetli insanların alın teri mücadeleleri  sayesinde geldiğiniz oturduğunuz daha doğrusu işgal ettiğiniz kultuklarda nasıl bu kadar yoldan çıkıp yolsuzluk yaptınız . Allah sizin ....................)

BİR PARANTEZ DAHA

Dışardan geniş bir açıyla baktığımızda bir sonraki adımın getirecekleri ve kaybettirecekleri iyi hesaplanması gerek.

Seçim sonucunda kendi kanaatimce vuku bulacak şeyler.

İktidarın el değiştirmesi durumunda iddia edildiği gibi yatırımcı Türkiye’ye gelmeyecek, aksine kaçacak.

Ülke genelinde ve özellikle deprem bilgesinde yürütülen projeler, ya duracak yada geciktirilecek ve binlerce mağdur insanlarımız olacak.

Yapılan yolsuzluklar için başlatılacak Hukuki davalar ülke gündemini oldukça gerecek. Yolsuzluk yapan kişiliksiz insanlar bir anda saf değiştirecek ve yeni iktidar olan saflar partimiz büyüyor diye sevinecekler.

Değil gençlerimiz büyüklerimiz bile bu ülkede Türk, Kürt, Arap, Laz, Saz, Caz ayrımı yaparak yaşıyorsa muhalefetin Bakanlıkları parti oylarına göre dağıtılacağını belirtmesi üzerine elbette desteğini açıkça ifade eden HDP’ye bakanlık vermesi gerekecek. Yani adam babasının hayrına muhalefete oy atmayacak. Verilecek bakanlıkta ki bakanın en ufak yanlış davrınışı, bakanlık verilmese dahi, gündende olan ve dile getirdikleri talepleri uygulamaya konulunca toplumda infial yaratacaktır.

İçinde yaşadığımız ülkenin yaşadığımız tarihin bu zaman diliminde karşılıklı anlayışa dayalı bir arada mutlu huzurlu yaşamak varken toplumun sinir uçlarına dokunmak saçmalamaktan öte bir şey değil.

Üretilen huzursuz toplum içinde, toplumu geren öncelikle dağlarda olduğu iddia edilen üç beş göbekli PKK lideri işbirlikçi ülkelerin sağladığı imkanlarla, siyasiler ise devletin sağladığı imkanlarla mutlu huzurlu yaşarken olan, ölen Türk ve Kürt çocuklarına oluyor.

Efendim neymiş Demokrasi, Özgürlük, Özerklik istiyorlarmış. Şöyle etrafınıza bakın yıllardır Libya, Irak ve Suriye özgürlük ve demokrasi istiyorlardı, şimdi ise özgür ve demokratik bir yaşam sürüyorlar. Herkes çok mutlu, herkes şen şakrak, ortam güllük gülistanlık dimi?

Vallahi eğer bu nimetin kıymetini bilmezsek Allah elimizden alır.

Diyeceksiniz ki, yukarıda bu kadar yazdıkların varken ölümüne Reis Ölümüne AKP’mi diyelim. HAYIR Hatta yönetimde kimin olduğu bile önemli değil.

Peki ülkemizin ihtiyacı olan çözümleri kim üretip uygulayacak. Ne olacak?

Tek çözüm; okuyan, bilgi birikimi tecrübesi artan, hesap soran, hakkını arayan, ses çıkaran. iktidarı hizaya dizecek, doğruyu yanlışı birbirinden ayırabilen iyi insanların sayısını çoğaltmak.

Ülkemizin ihtiyacı bu!.