- Binali Yıldırım: (1)
- "Ülkemizin başını ağrıtan PKK terörünün barındığı ülke Irak. Irak bize laf edeceğine önce bize orada bulunan ve ülkemizi rahatsız eden yıllardır sivil insanların hayatına kasteden, güvenlik güçlerimizi şehit eden, bu alçak, hain, bölücü PKK terör örgütüne yataklık yapmasınlar. Önce ülkelerine sahip çıksınlar, ülkelerindeki terör örgütlerini zapturapta alamıyorlar Türkiye'ye kafa tutuyorlar"
- "(Musul'u DEAŞ'tan kurtarma operasyonu) Koalisyon güçleri içerisinde hava ve kara unsurları var. Hava unsurları içerisinde Türkiye yer alacak. Bir hava harekatında ihtiyaç duyulduğunda bizim uçaklarımız da operasyona katılacak. Burada bir tereddüt yok, mutabakat sağlanmış durumda. Kara operasyonunda zaten şu anda Irak'ın resmi askerleri, polisi, güçleriyle Peşmergeler doğrudan yer alıyor. Ayrıca bizim Başika kampında eğittiğimiz Ninova Muhafızları var. Irak içerisinde diğer milis gruplar var. Dolayısıyla şu anda koalisyon güçlerinden doğrudan operasyonda yer alan başka ülke unsurları yok. ABD lojistik destek veriyor, arka planda Amerika da yer alıyor. Dolayısıyla kara harekatında şu anda bizim, aktif olarak operasyonların içerisinde yer almamızı gerektirecek bir durum söz konusu değildir"
ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Ülkemizin başını ağrıtan
PKK terörünün barındığı ülke Irak. Irak bize laf edeceğine önce
bize orada bulunan ve ülkemizi rahatsız eden yıllardır sivil
insanların hayatına kasteden, güvenlik güçlerimizi şehit eden, bu
alçak hain bölücü PKK terör örgütüne yataklık yapmasınlar. Önce
ülkelerine sahip çıksınlar, ülkelerindeki terör örgütlerini
zapturapta alamıyorlar Türkiye'ye kafa tutuyorlar." diye
konuştu.
AK Parti'nin 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın
gerçekleştirildiği Afyonkarahisar'da, A Haber, CNN Türk, Habertürk,
Kanal 24, NTV, TRT Haber ortak canlı yayın programına katılarak,
gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
ABD Savunma Bakanı Ashton Carter'ın ziyareti ve açıklamaları
hatırlatılarak, Musul'daki son durumun ne olduğu sorulması üzerine
Yıldırım, Bağdat hükümetinin askeri unsurları ve onlarla hareket
eden milisler aracılığıyla, DEAŞ unsurlarını temizlemek için
operasyonun devam ettiğini kaydetti.
Henüz şehir merkezine gelinmediği için ciddi bir direnişin
olmadığına işaret eden Yıldırım, "Bir hareket planı var. Bu plana
göre kuzeyden, doğudan, güneyden üç koldan operasyon ilerleyecek ve
şehir merkezinde DEAŞ'ı sıkıştıracaklar. Dicle'nin batısında asıl
direnişin, çatışmaların olacağı varsayılıyor ama özellikle hareket
planına göre, şehrin güneybatı tarafı hafif açık bırakılıyor ki
DEAŞ unsurları oradan çekilsin, gitsin. Yolda da onları, bir
şekilde etkisiz hale getirileceklerini hesap ediyorlar. Plan bu. Bu
çerçevede harekat devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Buna karşılık DEAŞ'ın dikkati çekmek veya Musul üzerindeki baskıyı
azaltmak ve zaman kazanmak amacıyla Kerkük'te bir harekat yaptığını
hatırlatan Yıldırım, buna da gerekli karşılığın verildiğini ve
orada da şu anda işlerin normale döndüğünü belirtti.
- "Hava harekatında ihtiyaç duyulduğunda bizim uçaklarımız da
operasyona katılacak"
Başbakan Yıldırım, "Türkiye operasyonun neresinde dahil olacak?
Havada mı? Başka bir opsiyon mu var yoksa Irak Başbakanı'nın
açıklaması çerçevesinde şu an için bir mutabakat yok mu?" sorusu
üzerine şunları kaydetti:
"Koalisyon güçleri içerisinde hava ve kara unsurları var. Hava
unsurları içerisinde Türkiye yer alacak. Bir hava harekatında
ihtiyaç duyulduğunda bizim uçaklarımız da operasyona katılacak.
Burada bir tereddüt yok, mutabakat sağlanmış durumda. Kara
operasyonunda zaten şu anda Irak'ın resmi askerleri, polisi,
güçleriyle Peşmergeler doğrudan yer alıyor. Ayrıca bizim Başika
kampında eğittiğimiz Ninova Muhafızları var. Irak içerisinde diğer
milis gruplar var. Dolayısıyla şu anda koalisyon güçlerinden
doğrudan operasyonda yer alan başka ülke unsurları yok. ABD
lojistik destek veriyor, arka planda Amerika da yer alıyor.
Dolayısıyla kara harekatında şu anda bizim, aktif olarak
operasyonların içerisinde yer almamızı gerektirecek bir durum söz
konusu değildir."
Böyle bir ihtiyacın ne zaman doğabileceğine ilişkin olarak da
Türkiye'nin oradaki hassasiyetlerinin iki noktada ön plana
çıktığına işaret eden Yıldırım, bunlardan ilkinin Türkiye'nin
Başika'daki askeri varlığına yönelik Bağdat'ın yaptığı "ileri-geri"
açıklamaları olduğunu söyledi.
Yıldırım, "Biz orada 2015'ten beri bulunuyoruz. Bugüne kadar
herhangi bir sorun olmadığı halde bugün bunun gündem yapılarak,
sürekli temcit pilavı gibi tekrarlanması hoş değil, bizi rahatsız
ediyor. Bunu da açıkça ifade ettik. İtirazlara rağmen orada
Musul'un kurtarılması, DEAŞ'a karşı etkin mücadele edilmesi
konusunda birliğimiz ciddi katkı sağlıyor. Binlerce, orada yaşayan
aşiretlerin, sivil unsurların eğitimini yaptı ve DEAŞ'la yapılan
mücadelede de önemli bir başarı kazandı. Bunu ispat etti." diye
konuştu.
Bu şartlar ortadayken amacın DEAŞ'ı Irak'tan temizlemekse,
Türkiye'nin Başika'daki askeri varlığının tam da bunu yaptığını
aktaran Yıldırım, Irak'ın Türkiye'ye teşekkür etmesi gerektiğini
ifade etti.
Yıldırım, "Türk birliğinin burada ne işi var?" şeklindeki rahatsız
edici açıklamaların, iç siyaset sahipleriyle veya başka ülkelerin
yönlendirmesiyle yapıldığını düşündüklerini belirtti.
- "PKK terörünün barındığı ülke Irak"
Başbakan Yıldırım, "Musul operasyonundan sonra demografik yapının
değiştirileceği ve Musul'da yaşayan iki milyona yakın insanın
mülteci durumuna düşüp ve büyük bir mülteci akınının Türkiye'ye
geleceği yönünde endişelerimiz var." ifadelerini kullandı.
"Yeni Kerbela'lar oluşmasın. Böyle bir tehlike görüyoruz ve bunu da
vakitlice uyarıyoruz." diyen Yıldırım, buradan çıkacak mültecilerin
Türkiye'ye gelmesinin mevcut 3 milyon Suriye vatandaşının üzerine
bir milyon kişinin daha eklenmesi anlamına geldiğine dikkati
çekti.
Mezhep savaşı riskinin de ciddi biçimde artabileceğini vurgulayan
Yıldırım, "Bu büyük bir katliam, ikinci bir Felluce vakası
demektir. Bütün bunları dikkate alarak, biz bu işe kayıtsız
kalamayız çünkü bizim Irak'la beraber 350 kilometre sınırımız var.
Dolayısıyla Irak'tan gelecek her türlü terör tehdidine, mülteci
akınına karşı ve bölgede zuhur edecek bir mezhep savaşı ve
katliamlara karşı Türkiye asla kayıtsız olamaz. Gerektiği anda
müdahale etmekten de zerre kadar tereddüt göstermeyeceğiz. Bunu da
açıkça ifade ettik. Bu konuda da hiç kimsenin vaazı, nasihatine
ihtiyacımız yok." ifadelerini kullandı.
Bir konunun daha unutulmaması gerektiğini vurgulayan Yıldırım,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizin başını ağrıtan PKK terörünün barındığı ülke Irak. Irak
bize laf edeceğine önce bize orada bulunan ve ülkemizi rahatsız
eden yıllardır sivil insanların hayatına kasteden, güvenlik
güçlerimizi şehit eden, bu alçak hain bölücü PKK terör örgütüne
yataklık yapmasınlar. Önce ülkelerine sahip çıksınlar,
ülkelerindeki terör örgütlerini zapturapta alamıyorlar, Türkiye'ye
kafa tutuyorlar."
(Sürecek)
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar