- Binali Yıldırım: (8)
- "(Mehmet Ağar'ın 'benim dönemimde hiç Fetullahçı yoktur' sözleri) Bugün, FETÖ'den tutuklanan önemli isimler onun kadrosundaydı. Bu ne anlama geliyor? O dönemde görevli polis şefleri, amirler. E nasıl oluyor? O zaman herhalde farkında değildi Sayın Ağar"
- "Yargı mensuplarına buradan da çağrı yapıyorum: Bakın işi biraz analitik düşünelim, tamamen hukuk normlarında düşünmeyelim. Şimdi darbeyi yapanlar belli. O, ona söyledi ona gidiyorsun, o ona söyledi ona gidiyorsun... Bu bir taktik, yıllar geçsin, dava sulansın aynen Ergenekon, Balyoz gibi. Böyle bir riskle karşı karşıyayız"
- "Mahkemelerden beklentimiz şu, diyoruz ki, 'önce darbecileri açık, seçik belli olanları hemen yargılayın. Daha ne delili kardeşim? Her şey ayan beyan, ne delili arıyorsunuz? Ben anlamıyorum, hukukçu değilim, benim muhakememe bir türlü sığmıyor bu"
AFYONKARAHİSAR (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, Eski İçişleri ve
Adalet Bakanı Mehmet Ağar'ın, Darbe Komisyonu'nda söylediği, "benim
dönemimde hiç Fetullahçı yoktur." ifadesine ilişkin "Bugün,
FETÖ'den tutuklanan önemli isimler onun kadrosundaydı. Bu ne anlama
geliyor? O dönemde görevli polis şefleri, amirler. E nasıl oluyor?
O zaman herhalde farkında değildi Sayın Ağar." dedi.
Yıldırım, AK Parti'nin 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın
gerçekleştirildiği Afyonkarahisar'da, A Haber, CNN Türk, Habertürk,
Kanal 24, NTV, TRT Haber ortak canlı yayın programına katılarak,
gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Eski İçişleri ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar'ın, Darbe Komisyonu'nda
söylediği, "benim dönemimde hiç Fetullahçı yoktur." ifadesinin
hatırlatılması üzerine Yıldırım, Mehmet Ağar'ı siyasetten
tanıdıklarını, kendisini İçişleri Bakanlığından ve Emniyet Genel
Müdürlüğünden bildiklerini söyledi.
Yıldırım, Ağar'ın, 1993-1996 yıllarında Emniyet Genel Müdürlüğü
yaptığını hatırlatarak, "Bugün, FETÖ'den tutuklanan önemli isimler
onun kadrosundaydı. Bu ne anlama geliyor? O dönemde görevli polis
şefleri, amirler. E nasıl oluyor? O zaman herhalde farkında değildi
Sayın Ağar." ifadesini kullandı.
"Adil Öksüz nerede, nasıl, kimler tarafından ortadan kaybedildi. Bu
konuya ilişkin herhangi bir gelişme var mı?" sorusuna Yıldırım,
Adil Öksüz'ün, bu darbenin göbeğinde olduğunun bilindiğini, buna
rağmen çıkarıldığı mahkemede salıverilmesini masum karşılamanın
mümkün olmadığını dile getirdi.
Yıldırım, bu yüzden bu kararı veren hakimlerin açığa alındığını,
haklarındaki inceleme, araştırma ve soruşturmanın devam ettiğini
vurguladı. Burada en hafifinden büyük bir basiretsizliğin olduğuna
işaret eden Yıldırım, "Bir sivil, Akıncı Üssüne geliyor, orada
sabahlıyor, 'ne işin vardı?'. 'Ben buradan arsa alacaktım, geçerken
uğradım.' Neticede buna kargalar güler. Bu salıverme işinin çok
masum bir şey olmadığını tekrar ediyorum." değerlendirmesinde
bulundu.
Başbakan Yıldırım, "Adil Öksüz, bu işin Amerika ile Türkiye
arasındaki koordinasyonunu sağlayan önemli bir isim" şeklindeki bir
iddianın bulunduğuna da değinerek, bir öğretim görevlisinin bir
yılda 100'den fazla Amerikaya nasıl gidip geldiği sorusunu
yönelterek, buna maaşının da yetmeyeceğini söyledi.
Geçen günlerde Adil Öksüz'ün akrabalarının üzerinde 4 milyonun
üzerinde bir para çıktığını bildiren Yıldırım, "Bu, örgütün ne
kadar kapalı bir kutu olduğunu, nasıl kayıtdışı çalıştığını açık
şekilde gösteriyor." dedi.
Yıldırım, Öksüz'ün, "iki taraflı çalıştığına yani istihbarat
örgütlerine çalışıyormuş gibi yapıp FETÖ'ye, FETÖ'ye çalışıyormuş
gibi yapıp istihbarat örgütlerine..." dair iddiaların sorulması
üzerine, "Biz onu bilemeyiz ki, o da artık ortaya çıkar zaten. Eğer
öyle bir şey olsa, bu yanlış anlaşılmasın da, biz o kararı veren
hakimler hakkında niye soruşturma açıyoruz, niye onları açığa
alıyoruz. İstihbarat, bu ülkenin ve devletin bir kurumu değil mi?
Böyle bir casusluk faaliyeti yapıyor ise ona karşılık yapılacak
işlem bu mudur? Dolayısıyla ben, ona itibar etmiyorum, öyle bir şey
olmaz." yanıtını verdi.
- "Bu bir taktik, yıllar geçsin, dava sulansın aynen Ergenekon,
Balyoz gibi"
Genel olarak FETÖ soruşturmalarının hızından memnun olup olmadığı
sorusuna Yıldırım, yavaş gittiğini vurgulayarak, şöyle devam
etti:
"Yargı mensuplarına buradan da çağrı yapıyorum: Bakın işi biraz
analitik düşünelim, tamamen hukuk normlarında düşünmeyelim. Şimdi
darbeyi yapanlar belli. O gün uçağı kullanan, bombaları atan,
emirleri veren... Her şey belli. O, ona söyledi ona gidiyorsun, o
ona söyledi ona gidiyorsun...O delil, bu delil bilmem ne. Bu bir
taktik, yıllar geçsin, dava sulansın aynen Ergenekon, Balyoz gibi.
Böyle bir riskle karşı karşıyayız. Onun için biz diyoruzki,
'darbeye bizzat katılan, emirleri veren, o emirleri yerine
getirenleri toplayın, bunların hesabını görün. Milletin yüreği
ferahlasın.
Onun için mahkemelerden beklentimiz şu, sadece beklenti, talimat
veremiyoruz, malum hukuk devleti. Diyoruz ki, 'önce darbecileri
açık, seçik belli olanları hemen yargılayın. Daha ne delili
kardeşim? Her şey ayan beyan, ne delili arıyorsunuz? Ben
anlamıyorum, hukukçu değilim, benim muhakememe bir türlü sığmıyor
bu. Bunun derhal yapılması lazım, bunların hükmünün verilmesi lazım
ki milletin rahat nefes alması lazım. Buradan savcılarımıza,
hakimlerimize bu çağrıyı yapıyorum. Millet artık bu işin bir
noktaya gelmesini bekliyor, ciddi bir hayal kırıklığı yaşıyor zaman
geçtikçe de yargıya olan güven maalesef olumsuz yönde
ilerliyor."
- "Bir terör örgütünün başını istiyoruz"
Yıldırım, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesiyle ilgili "Amerika
sürekli belge istiyor. Oyalama taktiği içine girdiği çok açık. Bu
oyalama bitecek mi, başka bir ülkeye kaçma ihtimali ya da Amerika
tarafından paketlenme ihtimalinin ağırlık kazandığı yönünde
bilgiler var. Ne aşamadayız?" sorusuna karşılık, ikili sözleşmeler
çerçevesinde talebin yapıldığını, istenen belge ve bilgilerin
fazlasıyla verildiğini kaydetti.
Yıldırım, FETÖ elebaşı Gülen'in, Amerika'da her yere beyanat
verdiğine dikkati çekerek, "Gün geliyor adamlarını satıyor,
'yapmışlarsa benim haberim yok' diyor, gün geliyor 'benim adamlarım
böyle bir şey yapmaz' diyor. Dalga geçiyor. Amerika da buna karşı
ne yapacak, bekliyoruz." dedi.
İade konusunda ümitli olup olunmadığına yönelik bir soruya ise
Yıldırım, "Ümitsiz niye olalım. Biz hakkımız olanı istiyoruz,
onlardan lütuf beklemiyoruz ki. Bu ülkeyi yıkmaya çalışan,
rejimini, milli iradeyi ortadan kaldırmaya çalışan bir terör
örgütünün başını istiyoruz. Bu kadar meşru, haklı bir talebimiz var
veya 'yargılayın, geçici olarak tutuklayın daha sonra incelemeniz,
araştırmanız, hukuki süreçleriniz bitince verirsiniz' diyoruz."
yanıtını verdi.
(Sürecek)
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar