Başbakan Yıldırım'dan Gülen'in iadesiyle ilgili açıklama
- Binali Yıldırım: (7)
- "(İnterpol'ün Gülen'in iadesine 'hayır' dediği iddiası) Aksi yönde vermeyeceğiz şeklinde bir bilgi, bildirim söz konusu değildir. Bugün nereden çıktıysa, öyle bir haber de yayıldı. Sanal dünya, yalan dünya mecrası olmasın"
- "AK Parti içinde darbeciler ne oluyor, ne bitiyor? Canı cehenneme kim işin içindeyse iki gözüm olsa hiç affetmem. Bunlarla bizi kimse test edemez. Bunların en büyük zararını gören bir partiyiz"
AFYONKARAHİSAR (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ elebaşı
Fetullah Gülen'in iadesi konusunda İnterpol'un "hayır" dediği
iddialarına ilişkin, "Aksi yönde vermeyeceğiz şeklinde bir bilgi,
bildirim söz konusu değildir. Bugün nereden çıktıysa, öyle bir
haber de yayıldı. Sanal dünya, yalan dünya mecrası olmasın."
dedi.
Başbakan Yıldırım, AK Partinin 25. İstişare ve Değerlendirme
Toplantısı'nın gerçekleştirildiği Afyonkarahisar'da A Haber, CNN
Türk, Habertürk, Kanal 24, NTV, TRT Haber ortak programına
katılarak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları
yanıtladı.
Yıldırım, 15 Temmuz gecesi 241 şehidin yakını ve 2 bin 194 gazinin,
ailelerinin, sokakları o karanlık gecede dolduran milyonların
mağduriyetinin ne olacağının bırakıldığını ve hesap vermesi gereken
FETÖ'cülerin en büyük mağdur olarak ilan edildiğini belirterek,
"Bunları millet bir yere not ediyor. CHP'nin zaman geç olmadan bu
görüşünü gözden geçirmesi 15 Temmuz gecesini mutlaka bir kez daha
tezekkür etmesini ben tavsiye ediyorum." diye konuştu.
15 Temmuz günü başlayan milli duruşun milletin beraberliğini,
kardeşliğini ön plana aldığını ve Yeni Kapı'da zirve yaptığını
ifade eden Yıldırım, o ruhun Türkiye'nin istiklal mücadelesini
yapan bir ruh olduğunu ve bu duruşun devam etmesi gerektiğini
vurguladı.
CHP'nin anayasa değişikliği ve FETÖ unsurları ile mücadele
konusunda aklı selim davranması ve kısa vadeli parti hesaplarından
kurtulmuş olarak bu hususa kulak vermelerini özellikle
beklediklerini anlatan Yıldırım, hata olmaması için gayret
ettiklerini ancak örgütün yapısının karışık, gizemli bir kara kutu
olduğunu söyledi.
Yıldırım, FETÖ ile mücadelede titiz davranmalarına rağmen hatalar
olabileceğine işaret ederek, "Onun da yolunu açtık şikayet etsin.
Herkes durumunu gözden geçirsin hatalar varsa düzeltelim. Burası
bir hukuk devleti mutlaka bir yanlış varsa düzelir ama ben
vatandaşlarımdan iş adamlarından kamuda çalışan bütün
bürokratlardan kendinize güveniyorsanız bu alçak örgütle hiçbir
bağınız olmadığını düşünüyorsanız, hiç endişe etmeyin. Mutlaka
yanlış varsa düzeltilecek." ifadelerini kullandı.
AK Parti içerisinde milletvekili ve belediye başkanı bazında tespit
edilen FETÖ mensubu olup olmadığının sorulması üzerine Başbakan
Yıldırım, 12 Eylül darbesi olduğunda veya darbe olmadan siyasi
tarafında kimlerin bulunduğunun bilinmediğini ve darbeyi yapanların
başa geçtiğini, daha sonra Milli Güvenlik Konseyi oluşturulduğunu
sonra başbakan ve bakanlardan oluşan ekibin kurulduğunu
anımsattı.
- "İki gözüm olsa affetmem"
"Bizim toplumdan, milletten saklayacak hiçbirşeyimiz yok" diyen
Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bizim elimizdeki bilgiler, Yurtta Sulh diye bir konsey var. Bunlar
5 tane generalden oluşuyor. Bu generallerin çıkardığı kalın bir
talimat var. Orada bütün sıkı yönetim komutanlarının adı belli,
askeri rütbelerde kuvvet komutanları kim olacak, kolordu, garnizon
komutanları kim olacak? Hepsi belli. Büyükşehir belediye başkanları
kim olacak? Onlar da belli. Bakanlıkların, müsteşarlıklar, TRT
Genel Müdürü, Anadolu Ajansının başına kim geçecek? O da belli ama
siyasetle ilgili bir liste yok." Mahkeme sürecinde soruşturma,
kovuşturma, yargılama sürecinde elde edilen delillerle ortaya
çıkarsa çıkar. Biz bir darbeyi yapalım ondan sonra kimi nereye
getireceğimize karar verelim diye düşünmüş olabilirler. Siyasi
ayağını toplumdan saklamak filan abuk sabuk görüşler ortaya
konuyor. Kim varsa arkasında sonuna kadar gidilecek. Bundan herkes
emin olabilir."
Yıldırım, darbecileri temize çıkarmak için CHP başta olmak üzere
çeşitli mihrakların üzerlerine geldiğine dikkati çekerek, AK Parti,
CHP, MHP hangi parti olursa olsun herkesin üzerine düşen görevi
yapmak zorunda olduğunu belirtti.
Yapılan temizlik harekatına karşı çıkmak ve bu konuda taraf olmanın
darbecileri meşrulaştırmak anlamına geldiğini dile getiren
Yıldırım, "Bunun da ağır bir sorumluluğu vardır. AK Parti içinde
darbeciler ne oluyor, ne bitiyor? Canı cehenneme kim işin içindeyse
iki gözüm olsa hiç affetmem. Bunlarla bizi kimse test edemez.
Bunların en büyük zararını gören bir partiyiz." şeklinde
konuştu.
Yıldırım, tehlikeyi erken gördüklerini ve 17-25 Aralık'ta bunlara
karşı savaş açtıklarını ve mücadelenin devam ettiğini söyledi.
Belediyelerde meclis üyesi ve belediye başkanlarının ve parti
teşkilatlarında karşılarına çıkanları ayıkladıklarını, şov
yapmadıklarını vurgulayan Yıldırım, "Gerekli kontroller yapıldıktan
sonra yolumuzu ayırıyoruz. Tutuklananlar, gözaltında olanlar,
partimizden uzaklaştırılanlar var. Biz de diyoruz ki diğer partiler
de bizim yaptığımızı yapsınlar. Sadece siz niye yapmıyorsunuz
diyeceğine siz gösterin kardeşim al aleme ibret için biz de şu
FETÖ'cü var buna da şu işlemi yaptık. Siz bizi bırakın da AK
Parti'nin işi bu, AK Parti gelsin bizdeki FETÖ'cüleri ayıklasın onu
mu istiyorlar? Onu da yaparız istiyorlarsa." diye konuştu.
- "Sanal dünya, yalan dünya mecrası olmasın"
Fetullah Gülen'in iadesi konusunda İnterpol'un 'hayır' dediği
yönündeki iddiaların sorulması üzerine Başbakan Yıldırım, şu an
için öyle bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.
Kendilerine Amerika'dan böyle bir şeyin gelmediğini belirten
Yıldırım, "Adalet Bakanımız 26'sında davet edildi oraya gidecek. Bu
konuları bütün ayrıntıları ile muhatapları ile görüşecek. Biz bunu
kafamıza göre istemiyoruz. Amerika ile bizim yaptığımız adli yardım
anlaşması var. Bunu yıllar boyunca uygulamışız. Şimdi de diyoruz ki
bizim açıkça terör örgütü olarak belirlediğimiz Türkiye'deki darbe
girişiminin kurgulayıcısı, uygulayıcısı olan bu terör örgütünün
başını önce tutuklayın sonra da bize iade edin talebimiz budur ve
her düzeyde söylenmiştir, sonuçlanmasını bekliyoruz. Aksi yönde
vermeyeceğiz şeklinde bir bilgi, bildirim söz konusu değildir.
Bugün nereden çıktıysa, öyle bir haber de yayıldı. Sanal dünya,
yalan dünya mecrası olmasın." değerlendirmesinde bulundu.
"FETÖ ile mücadele kapsamında göreve iadeler konusunda bir Kanun
Hükmünde Kararname beklenmeli mi?" şeklindeki soru üzerine
Yıldırım, bir seferde geri dönmenin söz konusu olmadığını,
incelenenler ve durumları tespit edilenler, yanlışlık olduğu
kesinlik kazananların iadesi uygun görülenlerin çıkacak KHK'larda
ilan edileceğini söyledi.
Olağanüstü Hal süresince bu işlemlerin devam edeceğini 116 bin
itiraz olduğunu anlatan Başbakan Yıldırım, bunların birçoğunun
mükerrer olduğunu söyledi. FETÖ'nün başka bir taktiğinin
bulunduğunu anlatan Yıldırım, bir itiraz bombardımanı yaratılarak
yapılan işlemlerin titiz olmadığı algısının yayılmak istendiğini
ifade etti.
Memuriyetten çıkarılanların sayısından fazla müracaat olduğuna
dikkati çeken Yıldırım, "Bu da bir tezgah. Sanal alemde bir şey
başlatılıyor ya birisi bir şey başlatıyor ve herkes bunu yaysın
diyor. On kişiye gönderince şöyle olur, böyle olur diye...Şu sevabı
kazanırsınız diye...Bu da onun gibi bir şey. Yakında bir genelge
yayımlandı bu pek fark edilmedi. İsmi olmayan, adresi olmayan
ihbarları hiçbir şekilde dikkate almayacaksınız. Biz bu kadar titiz
çalışıyoruz çünkü bir insanın, hayatı, geleceği söz konusu. Bu
konuda çok üstün körü karar veremezsiniz. Kılı kırk yarmak
mecburiyetindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, Kanun Hükmünde Kararname ile bir istihbarat modelinin
geleceğinin hatırlatılması üzerine ise bununla ilgili Türkiye'nin
ihtiyaçları gerek terörle mücadele, gerek bölgesel konular
açısından istihbarat alt yapısının ciddi anlamda gözden geçirilmesi
gerektiğini söyledi.
Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığının İçişleri Bakanlığına
bağlandığını ve Milli Savunma Bakanlığının yetkilerinin yeniden
tanımlandığını hatırlatan Başbakan Yıldırım, bu çerçevede iç
istihbarat ve dış istihbarat olarak istihbarat teşkilatını yeniden
yapılandırmak gerektiğini söyledi.
Bunun çalışmalarının yapıldığını ancak henüz tamamlanmadığını dile
getiren Yıldırım, "Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında
gerçekleşecek bir bakanlar kuruluna önce takdim edilecek. Burada
müzakere edilecek, istişare edilecek ve sonunda uygun görünen
şekliyle KHK'ya girebilir. Buradaki düşünce, MİT şu anda iç
istihbarat ile meşgul oluyor. Belirli bir zaman içerisinde birden
bire olmaz. Yerine birşey koymadan bunu kaldırmak olmaz.
İstihbaratta zafiyet kabul edilemez o yüzden diyelim iki, üç yıl
gibi zaman diliminde iç istihbarattaki yapılanma tamamlanınca MİT
tamamen dış istihbarata oraya yönelecek ve daha fazla etkin çalışma
alanına sahip olacak." dedi.
(Sürecek)
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar