- Binali Yıldırım: (2)
- "DEAŞ'ı sınırımızdan uzaklaştırdık. Benzer şeyi Irak'ta da şartlar icap ederse yaparız. Tereddüt olmasın. Irak'taki sınır bölgemizde arazi şartları çok zor, tamamen derin vadiler, dağlar... Dolayısıyla oradan mülteci geçişi çok zor, buna da rıza gösteremeyiz çünkü onlar arasında terör unsurları karışıp geçme riski çok yüksek. O yüzden Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin kontrolündeki bölgede, güvenli bir alan oluşturmak daha akıllıca. Ona yönelik tedbirlerimiz var"
- "Türkiye olmadan bu bölgede plan yapmak akla ziyan bir iştir çünkü herkes işleri bitince çekip, gidecek. Biz bu bölgedeki insanlarla beraber yaşayacağız"
- "Her kim bölgede bir mezhep rekabetine göz yumarsa veya bunu teşvik ederse bu İslam'a ve insana hizmet değil, aksine burada büyük bir katliama kapı aralamış olur. Bu konuda Bağdat ve İran daha sorumlu, daha dikkatli davranmalıdır"
AYFONKARAHİSAR (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "DEAŞ'ı
sınırımızdan uzaklaştırdık. Benzer şeyi Irak'ta da şartlar icap
ederse yaparız. Tereddüt olmasın. Irak'taki sınır bölgemizde arazi
şartları çok zor, tamamen derin vadiler, dağlar... Dolayısıyla
oradan mülteci geçişi çok zor, buna da rıza gösteremeyiz çünkü
onlar arasında terör unsurları karışıp geçme riski çok yüksek. O
yüzden Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin kontrolündeki bölgede,
güvenli bir alan oluşturmak daha akıllıca. Ona yönelik
tedbirlerimiz var" dedi.
Başbakan Yıldırım, AK Parti'nin 25. İstişare ve Değerlendirme
Toplantısı'nın gerçekleştirildiği Afyonkarahisar'da A Haber, CNN
Türk, Habertürk, Kanal 24, NTV, TRT Haber ortak programına
katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları
yanıtladı.
"Kerkük'teki müdahalede Peşmerge saflarında birtakım PKK'lı, YPG'li
militanların olduğuna dair fotoğraflar yansıdı. Bir yandan da şimdi
hızla Sincar'a doğru PKK'nın kaydığına dair bilgiler var. Irak'ta,
Kandil ve Kobani gibi üçüncü bir nokta oluşturma... Siz ve
Cumhurbaşkanımız da ısrarla 'Gerekirse B ve C planları devreye
girer' açıklaması yapmıştınız. PKK'nın kendisine alan açması,
Sincar'a yerleşmesi durumunda Fırat Kalkanı benzeri bir operasyonu
Türkiye Irak'ta başlatır mı?" sorusu üzerine Yıldırım, Irak
hükümeti ile ABD'nin birçok defa Haşti Şabi Şii milislerin şehrin
içine girmeyeceği ve PKK'nın da operasyona katılmayacağı yönünde
taahhütte bulunduklarını söyledi.
Irak ve ABD'nin verdiği taahhütlerin, Türkiye'nin tereddüt ve
kuşkularını karşılamadığını dile getiren Yıldırım, tedbir almak
için her türlü hazırlığı yaptıklarını belirtti.
Türkiye'nin Suriye'yle 911, Irak'la 350 kilometre uzunluğunda
sınırı olduğunu anımsatan Yıldırım, "Bu hudutların güvenliğini
sağlamak, buradan terör unsurlarının geçişini önlemek için her
türlü tedbiri alma hakkına sahibiz. Bunu Suriye'de Fırat Kalkanı
Operasyonu ile başlattık." dedi.
Fırat Kalkanı Harekatı'nın iyi gittiğini ifade eden Yıldırım,
güneye, El Bab'a doğru temizlik harekatının devam ettiğini, güvenli
bölge oluşturulduğunu, Türkiye'deki mültecilerin de bu bölgeye
yerleşerek, normal hayatlarına döndüklerini aktardı.
Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
"DEAŞ'ı sınırımızdan uzaklaştırdık. Benzer şeyi Irak'ta da şartlar
icap ederse yaparız. Tereddüt olmasın. Irak'taki sınır bölgemizde
arazi şartları çok zor, tamamen derin vadiler, dağlar...
Dolayısıyla oradan mülteci geçişi çok zor, buna da rıza
gösteremeyiz çünkü onlar arasında terör unsurları karışıp geçme
riski çok yüksek. O yüzden Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin
kontrolündeki bölgede, güvenli bir alan oluşturmak daha akıllıca.
Ona yönelik tedbirlerimiz var."
- "Türkiye olmadan bu bölgede plan yapmak akla ziyan bir iştir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Türkiye, hem sahada hem de
masada olacak" ifadesinin hatırlatılması üzerine Yıldırım, birinci
önceliğin bölgede terör örgütünün temizlenmesi, Irak'ın toprak
bütünlüğünün tehdit eden unsurların ortadan kaldırılması ve
Suriye'de DEAŞ başta olmak üzere diğer terör örgütlerinin bertaraf
edilmesi olduğunu, Türkiye'nin bu konuda gerekli adımları attığını
dile getirdi.
Suriye ve Irak'ta istikrarın sağlanması gerektiğine dikkati çeken
Yıldırım, şunları söyledi:
"Bizim dediğimiz 'Masada olacağız' meselesi de buralarda barışın
sağlanmasıdır. Barış görüşmelerinde Türkiye mutlaka işin içindedir,
olmaya da devam edecek. Türkiye olmadan bu bölgede plan yapmak akla
ziyan bir iştir çünkü, herkes işleri bitince çekip gidecek. Biz bu
bölgedeki insanlarla beraber yaşayacağız. Bu bölgeyle hiçbir ortak
bağı olmayan insanlar masada olacak, Türkiye olmayacak... Bizim
tarihten gelen birlikteliğimiz var, kültür birlikteliğimiz var, her
yönden birçok ortak değerimiz var. Konuştuğumuz bu bölgelerin
tamamı Misakımilli sınırları içerisinde yer almış bölgelerdir.
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra bile buralar hala Misakımilli
sınırları içerisindedir. Dolayısıyla Türkiye'nin güvenliği,
geleceği ve terör meselesi ile herhangi bir acı çekmemiz... Burada
mutlaka Türkiye'nin ağırlığı olacaktır ve nitekim olmaya
başlamıştır."
Musul meselesinde Türkiye'nin ısrarla oyunun dışında tutulmaya
çalışıldığının belirtilerek değerlendirmesinin sorulması üzerine
Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bunun maksatlı bir söylem olduğunu, arka planında da neler
olduğunu biz biliyoruz. Burada, bunu açıkça söylemenin bir gereği
yok. Nereden geldiğini, hangi etkilerle söylendiğini biliyoruz ama
Türkiye'nin bu coğrafyada müktesebatı var, bunu herkes aklında
tutsun. Biz yayılma politikası içerisinde değiliz. Ülkemizin başını
ağrıtan, yıllardır bize acı çektiren sorunları çözmek için
oradayız. O bölgedeki insanlar daha fazla birbirini
boğazlamasın."
- "Anadolu kültüründe mezhep farklılığı yok"
Mezhep çatışmasının yaşanabilecek en büyük felaket olduğuna işaret
eden Başbakan Yıldırım, "Her kim bölgede bir mezhep rekabetine göz
yumarsa veya bunu teşvik ederse bu İslam'a ve insana hizmet değil,
aksine burada büyük bir katliama kapı aralamış olur. Bu konuda
Bağdat ve İran daha sorumlu, daha dikkatli davranmalıdır."
değerlendirmesini yaptı.
Yıldırım, Türkiye'de mezhep sorunu olmadığını vurgulayarak
"Türkiye'nin hiçbir yerinde "Yezid "adı kullanılır mı? Yezid demek
en büyük hakaret demektir. Biz yeni Kerbelaların yaşanmasını
istemiyoruz. Üzerinden asırlar geçen, küllenmiş bu meselenin tekrar
gündeme getirilip, İslam alemini birbirine kırdıracak bu tuzağın,
bu alçakça oyunun başlatılmasını istemiyoruz." dedi.
"Türkiye, Sünni grupları destekliyor" iddiasına ilişkin de
Yıldırım, "Yok böyle bizim bir çalışmamız. Bizim ülkemizde, bizim
Anadolu kültüründe mezhep farklılığı yok." ifadesini kullandı.
Yıldırım, "Biz bu rahatsızlıklarımızı kısa sürede, Bağdat
yönetimiyle aramızda bu gerilim yaşanırken İran'a ilettik mi?"
sorusunu yanıtlarken şunları kaydetti:
"İran'la da sürekli görüşüyoruz. İran'la özellikle PKK mücadele
konusunda çok yakın bir işbirliğimiz var. Gerek Irak'ta gerekse
Suriye'de huzurun, barışın sağlanması için İran-Türkiye görüşmeleri
kesintisiz devam ediyor. Bu konuda İran'ın da önemli rolü var,
İran'ın da Irak'la ve bizle sınırı var. Bölge ülkeleri olarak biz
bu işi başkalarına bırakırsak o zaman sorun büyür. Bölge ülkeleri
daha aktif olmalı, uzaklardan gelen ülkelere bu meseleleri
bırakmamalı."
(Sürecek)
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar